Maybe We | Taennie

⁶ "

Kim jennie

"Olurda bir kötülük sezersem arkama bakmadan kaçacağım."

Rose ısrarlarıyla üstümde ki bol boğazlı kazak ve bol pantolonu çıkarttırmış, yerine pembe bir crop üstüne deri bir ceket ve altım için siyah bir etek vermişti. Ben verdiklerini giymeye çalışırken "Jennie, cidden burada kaldıkça abartmaya başlıyorsun. Hadi giyde şunları git, hadii." demişti.

Rose'nin beni kovar gibi konuşmasına karşın göz devirdim ve " Acaba anlatsamıydım bizimkilere?" diyiverdim hala verdiklerini giymeye çalışarak.

Rose bir süre düşünüp "Ay yok. Dünde dediğim gibi bir şey olursa beni ara. Daha kötü bir şey olursa Jungkook'u ararız." oflayarak başımı salladım.

"İyi o zaman gideyim ben." diyerek ayağa kalktım ve deri ceketimi üstüme geçirdim. Rose'ye tatlı bir bakış atıp sarıldım ve arkama dönüp kapıyı açarak evden çıktım.

Çıkışa vardığımda beni bekleyen bordo kawasaki motoruma doğru yürüdüm. Motora ulaştığımda arkasında duran kaskı başıma geçirip güvenlik kilidini kapadım ve vizörünü çektim.

Bir an 'Acaba çok dikkat çeker miydim böyle, araba ile mi gitseydim' diye düşünsemde umursamadım ve motorun üstüne bindim.

Taehyung'un barı olduğumuz yere bir tık uzaktı.

Gidene kadar kafamda binbir türlü senaryo kurarken en son düşünüp kafamı parçalamanın hiçbir işe yaramayacağı kanısına vardığımda, çoktan barın önüne gelmiştim.

Rose'nin dediği gibi oldukça kalabalıktı bugün. En son geldiğimdekine göre üçe katlanmıştı. Motoru içime sinen bir yere park edip indim ve giriş kapısına doğru yürümeye başladım.

Bir an sıraya geçmeyi düşünsem de kendimin duyacağı bir şekilde "Seni buranın sahibi çağırdı buraya jen. Ne sırası?" diye söylenip girişin önünde bekleyen dört adamdan birine doğru yürüdüm. Yanlarına vardığımda "Kim Jennie ben. Beni buraya Tae-" sözümü bitirmeden kafalarını sallayıp geçmem için yol verdiklerinde takmayarak içeriye yürüdüm.

Uzun parlak koridoru bitirdiğimde asıl mekana girdim. Neredeyse dop doluydu ve nasıl bir havalandırma sistemleri vardı bilmiyorum ama ağır bir koku sezmiyordum. Taehyung'u aramak için masalara göz gezdirdiğimde asla istemediğim biriyle göz göze gelmiştim.

Jiyong.

Onu ve etrafını bir süre inceledikten sonra kalkıp olduğum yere doğru yürüdüğünü anladığımda hızla tekrar etrafıma baktım. Onunla konuşmak şuan isteyeceğim en son şey bile değildi.

Bir hışımla yürümeye başladığımda ara sıra bana yakın mı diye arkama bakıyordum. Tekrar yoklamak için arkama döndüğüm sırada bir bedene çarpmamla duraksadım.

Ben geriye sendelerken çarptıığm bedenden tık yoktu.

İri yarı adamın bana dönmesiyle ilk bir şaşırdım ardından arkamda olan Jiyong'u düşünüp derin bir oh çektim.

Bu Taehyung'du.

"Geldin."

"Geldim."