6) I Love You

468 53 62
                                    

24.10.22 Pazartesi Günü-

"Ne yakaladım inanamayacaksınız!"

Hanbyeon bağırarak sınıfa girdi. O sırada elindekini şuanlık gizli tutması gerektiğini düşündü. Bağırmasından dolayı kendisine dönen bakışları umursamadan Seolhan'ın yanına gitti.

"Şu telefonda, hd porno var"

"Ne?!" Dedi Chris. Şokla ayağa kalktığında, Seolhan onu kolundan tutup tekrar oturttu yerine.

"Anlatsana Byeon-ah"

"Ben tuvaletteydim ya, çoktan yoklama alınmıştır diye telefonla oynamaya başladım. Ben telefonla oynarken içeri birileri girdi. Biri "Hocam" falan dedi bir şeyler geveledi, anlamadım başta ama sonra diğer erkek konuştu.

"Jung Wooyoung, ben senin hocan değilim. En azından şimdilik... Çok hitap etmek istiyorsan babacık diyebilirsin." Dedi.

Birinin Wooyoung olduğundan eminim ama diğeri kim?"

Hanbyeon, Seolhan'ın yüzüne bakıyordu ama düşünceleriyle ilgilenmekten diğerinin yüzündeki anlık sırıtışı görememişti.

"Dersimiz edebiyattı ya, Seonghwa'da yoktu"

"Nasıl lan?" Hanbyeon şaşırdı. Ama Chris ondan daha şaşkındı, ne diye yalan söylüyordu ki?

"Ses, Seonghwa'nın sesine benziyor muydu?"

Hanbyeon, duyduğu sesi Seonghwa ile bağdaştırmaya çalıştı. "Sanırım..."
Hanbyeon ayaklandı. "Neyse... kantine gidelim de bir şeyler alayım, hadi"

"Sen git ya, bana da çikolata alsana" Seolhan gülümseyerek söylediğinde Hanbyeon başını sallayarak onayladı.

"Neden yalan söyledin?"

Seolhan, kendisine hesap soran Chris'e baktı. "Üzümünü ye bağını sorma. Bi' bildiğim var"

***

San kapıyı açıp Wooyoung'a önden girmesi için işarette bulundu. Wooyoung üzerindeki okul ceketini çıkartıp kapının yanındaki askıya astı.

"Evin güzelmiş"

Wooyoung üstün körü evi incelerken konuştuğunda San arkasından yaklaşıp beline sarıldı.

"Senin kadar olmasa da..."

Wooyoung gözlerini kapatıp büyük olanın sıcaklığını bedeninde hissederken mayışmış hissediyordu.

"Yemek yiyelim mi?"

Wooyoung dudaklarını büzüp San’ın kolları arasında yüzünü ona döndü. "Duş alsam?"

San karşısında büzülen dudaklara küçük bir öpücük bıraktıktan sonra başını sallayarak onayladı onu.

El ele San’ın banyosuna giderken büyük olan birlikte duş almayı teklif etmişti ama anlık olarak Wooyoung'ın içine düşen utanma duygusu, bu teklifi reddetmesini söylemişti.

***

Wooyoung banyodan çıktığında San’ın kendisi için bıraktığı kıyafetleri giyip, gelen kokuları takip ederek mutfağa gitti. Pek bir çeşit olmasa da güzel ev yemeklerinin kokusu Wooyoung'ın acıkmasını sağlamıştı.

"Pek bir şey yapmadım ama..." Wooyoung, gözlerinden kalp çıkarken San’ın söylediğini umursamayıp kaşığını yemeklerden birine daldırdı.

"...umarım hoşuna gider"

San’ın söylediği şeyle ağzındaki lokmayı çiğnemeyi bırakmış, gözünün önüne gelen anılarla dudak kenarları kıvrılmıştı.

San’ın da sırıtarak kendisine baktığını görünce gözlerini kaçırıp, bir sandalye çekti ve hızlıca oturdu.

***

San ne kadar istemese de Wooyoung ona yardım etmiş ve masayı toplamışlardı. San bulaşıkları makineye dizerken Wooyoung da onu izliyordu.

San işini bitirip ellerini yıkadı. Fırının kulpuna asılı olan havluyla ellerini kurutup arkasından kendisini izleyen küçüğüne döndü.

"Yarın erken kalkacaksın, yorgunsun da zaten. Uyuyalım hemen, hm?"

Wooyoung başıyla onaylayıp kollarını havaya kaldırdı ve San'a yaklaştı. Bir bebek gibi dudaklarını büzerken, San onu kırılgan bir oyuncak gibi nazikçe kucağına aldı ve yatağa götürdü.

Wooyoung'ı yatağa bıraktığında elini küçük olanın beline koyup eşofmanını indirmek için hamle yaptı. Wooyoung sorgulayarak yüzüne baktığında ise gülümsedi.

"Ağrın olabilir, deliğine krem sürelim"

Wooyoung alt dudağını dişlerken başını başka yere çevirdi.

"Wooyoung biliyor musun" San komidin çekmecesinden kremi alırken konuştu.

"Normalde tek gecelik ilişkiler, tek gecede kalır" Wooyoung'ın eşofmanını iç çamaşırıyla birlikte bacaklarından aşağı indirdi.

"Eğer biz... birbirimizi unutsaydık. Tek gecelik olurduk" Kremi işaret ve orta parmağına döktü.

Wooyoung bacaklarını kırıp yana açtı. "Ama biz, tekrar birlikte olduk" San soğuk kremi yavaşça küçüğün deliğine sürmeye başladı.

"Ve Woo, inan bana ben seni unutmak istemiyorum" San, dokunuşlarını durdurup küçüğünün yüzüne baktı.

Wooyoung da yüzündeki küçük şok belirtisiyle ona baktı. San’ın ciddi olduğunu anladığında ise onaylar biçimde gülümsedi.

"Seni seviyorum" San eğilip küçüğün dudakları üzerine fısıldadı.

Wooyoung ilk defa duygusal bir öpüşmenin içine giriyordu. Her ne kadar öpüşürken San’ın kapalı gözlerini izlemeyi sevse de bu seferlik dolan gözlerini saklamak için göz kapaklarını indirdi.

Küçük olan kollarını üzerindeki bedenin boynuna doladığında San iki parmağını Wooyoung'ın içine itti.

Boğukça, büyük olanın ağzına inleyen Wooyoung ne olduğunu anlayamadan San parmaklarını kullanarak hızla gel git yapmaya başlamıştı.

Porn Teacher [WOOSAN]Where stories live. Discover now