73. Bölüm Fedakarlığın sonu!

123 22 130
                                    




-Cheryl'in ağzından;;;;-

Lexa'yı görmeye gittiğimde hasta olduğunu görmemle içimi bir huzursuzluk kaplamıştı. Neyse ki bunu bir an önce fark edip görmüştüm. İnat olduğunu biliyordum çünkü asla söylemezdi. Ya da saklayabildiği yere kadar saklardı. Elimi alnına koyduğumda ateşinin yüksek olduğunu anlamam zor olmamıştı. Ve anında telaşla ne yapacağımı bilemedim. İçimden bir sürü senaryo geçirip en son çare Clarke'a haber vermek seçeneğini seçmiştim. Clarke bu deli kardeşimin hakkından gelirdi çünkü. Odadan çıktıktan sonra hemen ona haber vermiştim. Çok geçmeden doktorla beraber gelmişti. Lexa'nın sinirini görmeden tahmin edebiliyordum.. Gerçi o hep sinirliydi başka bahane bulmalıydım..

Ona çorba yapmak gibi bir düşünce aklıma gelmişti. Ve doktor içerideyken Clarke'dan sevdiği yemekler hakkında tüyo almıştım. Her şeyi yemediğini tahmin etmiştim zaten. Clarke 'Lexa domates çorbasına bayılır' der demez ben de içimden ' o zaman domates çorbası yapıyoruz' diyerek mutfağa yönelmiştim. Clarke'da Lexa'nın yanına çıkmıştı. Mutfağa girdikten sonra malzemeleri tezgahın üzerine koyup hazırlık yapmaya başlamıştım. Kardeşim içinde çorba yapmadım demezdim artık. 

Derken Clarke; 'Cheryl benim annemle işlerim var bu deliye sen baksan sorun olmaz değil mi?' diyerek mutfağa girmişti. 'Olmaz elbette' diyerek gülümseyerek karşılık verdim ben de. Ne sorunu olabilir ki ayrıca.. Amacım vakit geçirip kardeşimi yakından tanımakken..

Ardından Clarke'da bana gülümseyerek evden ayrılmıştı. Çorba piştikten sonra kaselerden birine koyup Lexa'nın yanına çıkmıştım. Halsizliği yüzünden dahi anlaşılıyordu. Elini kaldıracak hali dahi yokken bu çorbayı tek başına içmesi imkansızdı zaten. O yüzden ben içirmeyi teklif etmiştim. Ve şaşkınlıkla bana bakmıştı. Bu şaşkınlığına elbette ki anlam verebilirdim sonuçta beni yeni tanıyordu. Ve hiçbir şeyden haberi yoktu. Çorbasını içirdikten sonra bana 'otelde kalıyor muşsun' demişti birden. Nerden öğrenmiş olabilirdi ki? Sonra 'clarke'dan' diyince jeton düşmüştü. O zor olduğunu düşünüyordu ama bilmediği şey Amerika da ki evden sonra her yerin cennet gelmesi gerçeğiydi. Buna otelde dahildi. Birden 'Benimle kalmak ister misin?' demişti. Şok olmuştum.  Bu teklifi beklemesem de hep istemiştim yalan yok. Sonuçta o benim kardeşimdi. Önce düşünür gibi yapınca 'itiraz istemiyorum' demesi ile anında onaylamıştım. An itibari ile bu kararı vermem zor olmamıştı hiç..

Çok güzel bir tekliften sonra tam ona dinlenmesi için fırsat verecektim ki bana doğru 'uyuyana kadar benimle kalır mısın?' demesi ile durmuştum. O an yanlış duyduğumu sansam da yanlış duymamıştım. Tam olarak doğru duymuştum. İçim bir heyecan ile kasıldı. Ve o uykuya dalana kadar kaldım yanında. Uyurken asla sinirli ve inat durmuyordu. Aksine kedi gibiydi.. Sonrası çok geçmeden Clarke gelmişti. Ben de bunu fırsat bilip eşyalarımı toplamak için otele gitmeye karar vermiştim. O Lexa'nın yanına çıkarken ben de evden çıkmıştım. 

Taksiye bindikten sonra arkada ısrarla korna çalan araba ile içimden sövmeye başlamıştım. Bize çalıyordu. Ve bu çok rahatsız ediciydi. 'Neler oluyor?' demiştim şoföre doğru. 'Hiçbir şey hanımefendi! Kendini bilmez Londra insanı!' demişti o da bana aynadan bakarken. Ve birden taksi ani fren ile durmuştu. Çünkü araba önümüze kırmıştı. Son anda çarpmadan durmuştuk. Durur durmaz ise arabadan inen bedenle vücudum kasıldı. Şaşkınca gözlerim açılırken öylece kalakaldım. Bu babamdı. Her şey güzel gidiyorken mahvetmeye niyetliydi bunu. 

'Arabadan in kızıl kızım!'

'Asla!'

'Cheryl canım çok sıkılıyor!' dedi gülerken. 'Daha Clarke'ı almaya gideceğiz lütfen ama'

Aşk ve Nefret' (gxg) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin