~ 5. Bölüm ~

77 34 7
                                    

Hayatta yaşadığımız bazı anlar güvenimizi sarsmaya o kadar meyillidir ki insan en yakınım dediğine bile şüphe ile bakmaya başlar. O yaşadığı olay sonrasında kimseye güvenmemeye başlar ama nasıl olur bilinmez biri gelir ve kendi canınızı bile ona emanet etmeye başlarsınız. Kendinizden çok ona güvenirsiniz. Sanki artık o kişi güvenli limanınız olmuştur. Ve ben o güvenli limanı sanırım buldum...

Yolu izlerken sadece evlere bakıp düşünüyordum. Neden kaderim böyle yazılmıştı? Annem ve babam... İkisini de hayatımda hiç görmemiştim. Fotoğraflarını bile göstermemişlerdi bana. Bunları düşünürken gözlerimden firar etmek isteyen göz yaşlarını geri gönderdim. Partiye gidiyorduk ve ben makyajımın bozulmasını istemem.

Araba yavaşladığında geldiğimizi anladım. Lucas arabayı park edip arabadan indi. Tam kapıyı açacakken kapımın açılması ile kafamı kaldırıp gözlerimi aynı benimki gibi kahverengi olan gözlerle buluşturdum. Gülümsedim. "Teşekkür ederim." Sam'in uzattığı eli tutup arabadan indim ve koluna girdim.

Lucas ve Dina da arabadan inince giriş kapısına doğru yürümeye başladık. Parti zaten ev ortamında yapılıyordu. Kokteyl tarzındaydı. Aslında pek böyle ortamlara girdiğim söylenemezdi nadiren Abel'in zoru ile gelirdim. Tabi o da sevgili yapınca ben ikisini yalnız bırakmayı tercih ettim. Kapıda güvenlik vardı. Vay be Daniel'ın bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum.

Evet partiyi yapan çocuğun adı Daniel. İsimlerimizi söyleyip içeriye geçtik. İçeride yine görevliler vardı. Üzerimizde olan ceketleri verip slow müzik sesinin geldiği salona doğru geçtik. Kimisi oturmuş bir şeyler içiyordu, kimisi ise dans ediyordu.

Etrafı incelerken koltukların birinde Nora ile oturan Abel'i gördüm. Ben baktığımda hissetmiş gibi o da bana baktı ve gülümsedi. Sırayla gözü önce Sam'e ardından arkamızda olan Dina'ya kaydı. Gözleri parlıyor, sanki büyülenmiş gibiydi. Bu bakışlarının altında yatan anlamı bilmiyordum aklıma sadece Dina'nın anlattığı rüya geliyordu.

"Abel'in yanına mı oturalım yoksa başka bir yere mi?" Kulağıma gelen ses ile Sam'e döndüm. "Sorun değil Abel'in yanına geçelim." Gülümseyip başı ile onayladı. Belimde ufak bir baskı hissedince Abel'in yanına doğru adımladım.

"Pff neden daha hareketli bir şeyler çalmıyorlar?? Buraya eğlenmeye geldik. Çılgınlar gibi dans etmek istiyorumm." Nora'nın söylediği cümleyi biz duyduk ama sanki Abel bu dünyadan soyutlanmış gibiydi. Gözleri hâlâ Dina'nın üzerindeydi. İlk defa gözlerinin birine bu kadar yoğun baktığına şahit oluyorum.

Boğazımı temizledim "Dünya'dan Abel'e, acaba bizi duyuyor musun??" Abel sesimle tekrar bana döndü. "Ne?" Gözlerini kırpıştırdı. "Pardon dalmışım, merhaba." Kıkırdadım. "Daldığını fark ettim ama dikkat et boğulma. Neyse bunu sonra konuşuruz. Bu arada çok şıksın, siyah gömlek çok yakışmış." Sırıttı "Sen de çok güzelsin her zamanki gibi." Dil çıkarttım, onun yanında küçük bir çocuk gibi hissediyordum.

Geniş koltuğa birlikte oturduk. "Off ortama bak be." Lucas'ın kurduğu cümle ile Dina gözlerini devirdi. "Ortama mı kızlara mı?" Lucas sırıttı. "Her ikisine de tabi." Nora şimdiden sarhoş olmuş gibiydi sürekli bir şeylere gülüp duruyor, Abel'e sarılıyordu.

"Gençlik ben buralardayım, bir şey olursa ararsınız." Lucas yine yanımızdan ayrılmıştı. "Bu çocuğun kıçında kurt var, iki dakika oturamıyor, damarlarında kan değil yavşaklık akıyor resmen." Sam'in söylediği cümle ile kıkırdadım. "Bırak salağı ya, zaten birazdan sarhoş olup kendini kaybedecek." Sam, Dina'nın söylediğine hak verdiğini belli etmek için kafasını salladı.

"Aşkım hadi kalk dans edelim. Oturmak için mi geldik???" Nora, Abel'i dansa kaldırmaya çalışıyordu. Abel pek oralı değildi. "Dans etmek istemiyorum şuan Nora daha sonra ederiz." Nora dudaklarını büzdü. "Ama aşkım ya hadii lütfen!" Böyle sevimli olduğunu falan mı düşünüyordu? Abel iç çekti ve onunla birlikte dans edenlerin yanına gidip dans etmeye başladılar. Nora, sanki bütün kızlara o benim dermişçesine Abel'e sarılmıştı.

İKİZ ALEVİWhere stories live. Discover now