Gümüş

1.1K 109 30
                                    

Helllooo benim pofuduk aşk tanelerim. Her bölümde literatüre yeni tamlamalar eklemekte bir uzmanım evet başka soru? 

Nasılsınız umarım iyisinizdir. Sonunda istediğim bilgisayarı ve sistemi kurmuş bulunmaktayım, mutluyum, gururluyum. Steam'in ayın yirmisinde dolar kuruna dönecek olmasına da içim kan ağlamakta. Almak istediğim çok fazla program ve çok fazla oyun var ama bilin bakalım ne eksik?

Neyse gece gece kapıdan polis eşliğinde çıkmak istemediğimden kısa kesiyor ve hemmen bölüme geçiyoruzz.

Sizi beklettiğim için özür diler ve iyi okumalar dilerim.

Müzik setinde daha slow bir parça seçtikten sonra açık mutfağa doğru ilerledim. Kurdumun benimle iletişime geçmesinin üstünden neredeyse bir hafta geçmişti ve bu evde kapalı kaldığım için bir düzen oturtmuştum.

Her sabah Damon ile beraber uyanıyor kahvaltı yapıyor ardından onu işe yolladıktan sonra kısa bir duş alıyordum. Her ne kadar Damon temizlik şirketi tutmak istese de göz önünde olmamam adına teklifini reddetmiştim ve koca evi resmen ben çekip çeviriyordum. Moon biricik bebeğim ise Damon tarafından yeni oyuncaklarıyla eve yerleşmişti.

Kırk yıllık evli hanımlara dönmüştüm kısaca. Uyan, kahvaltı yap, duş al, öğlene kadar evi toparla, öğlen televizyon karşısında bir şeyler atıştır. Akşam için yemek hazırla, Damon gelene kadar ya kitap oku ya da bahçe de kitap oku ya da kucağında Moon ile kitap oku. İçim bayılmıştı resmen. 

Damon bazen eve iş getirdiğinde bu baygınlıktan kurtulabiliyordum. Şirkette yanında olamadığım için ekstradan çalışıyordu, bazen de eve iş getiriyordu. Akşam yemeğinin ardından ona yardım ediyor, biraz sohbet ettikten sonra uyumaya gidiyorduk.

Gümüş kurt ile olan mevzu ise tamamen rafa kalkmış gibiydi. Damon'un bana olan kırgınlığını hissedebiliyordum. Beni yanlış anlamıştı ama ne dersem diyeyim bir tesiri olmayacağı için sadece mantıklı düşüneceği zamanı beklemeye karar vermiştim. Derin bir iç çekip dolaptan, sabah indirdiğim tavuk göğsünü çıkarttım.

Kremalı, mantarlı köri soslu tavuk, yanına fırınlanmış sebzeler ve patates püresi. Bence gayet yeterliydi. Üstümde ki ince kazağın kollarını sıyırıp tezgaha lazım olan eşyaları indirip elime bıçağı aldım. Güzelce yıkadığım patatesleri su dolu tencereye alıp altını yaktım. Ardından biraz brokoli, havuç ve kerevizi temizleyip zeytin yağı ve birkaç baharatla harmanladıktan sonra fırın poşetine koyarak, önceden ısıttığım fırına yirmi dakikalığına attım. 

Mantarları ve üç renk kapya biberleri julien kesip vog tavaya atıp biraz yağ ile çevirmeye başladım. Mantarlar suyunu salarken, tavuğu küp küp doğrayıp başka bir tavada mühürleme işlemi yaptım. Yemek yapmakta yeni olsam da iyi gidiyordum, en azından kafamı dağıtıyordu. 

Mantarlar suyunu çeker çekmez, tavukların üstüne bir paket krema ve iki tatlı kaşığı köri sosu, biraz da tuz ekledikten sonra tavukları mantarların olduğu kısma komple aktardım. İşim neredeyse bitmişti. Tavuk neredeyse hazırdı. Güzelce karıştırıp hafif fokurdamasına izin verdikten sonra altını kapatıp tavanın kapağını da üstüne kapattım. Haşlanmış patateslerin suyunu süzüp kabuklarını soyduktan sonra geniş bir kaba aldım. Biraz süt ve biraz tereyağı ile güzel bir püre yaptığımda evde aynı anda iki zil sesi duyuldu. 

(YN: Hadi yine iyisiniz kaptınız kurtarıcı tarifimi)

Fırının düğmesini kapatıp koşar adım kapıya yöneldim. Damon niye zili çalmıştı ki? Fazla düşünmeden kapıyı açmam ile keşke biraz daha düşünseydim. Siktir. Hassiktir ya!

Kanlı AyWhere stories live. Discover now