6

16.1K 1.8K 723
                                    

Haiii ben geldiiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

2 gün sonra|

Avcumu ve bileğimi bir sargı beziyle sarmalayıp bandajlamıştım. Çünkü sürekli açıp izlemek istiyordum ve o ısırıklara baktıkça içimde karanlık şehvet duyguları uyanıyordu.

Daha dün, neredeyse geçmek üzere olan ısırık izlerine bakarken ağzımın suyu akacak hale gelmiş, kendimden birkaç dakikalığına geçmiştim. 

Sanat yönetimi bölümünün şefi Kwonji imzalatmak istediği evrakları nedeniyle Bay Kim'in ofisine gitmeden önce bana selam verdiğinde ancak kendime gelebilmiştim.

İçimde garip bir boşluk vardı ve o boşluğun doldurulmasına muhtaç gibi hissediyordum. Ve bunu da ancak Bay Kim beni ısırırsa dineceğini biliyordum. Henüz zamanı var demişti ama her geçen gün içimdeki bu hissiyat büyüyordu.

Bay Kim bugün şirkete geç gelecek gibi görünüyordu, öğlen yemeğinden döneli yarım saat olmuştu ama hâlâ ortalıklarda yoktu.

"Isırık izlerini saklamaya mı karar verdin?" Bay Kim'in derin sesiyle birlikte yerimden sıçrayarak bakışlarımı dalıp gittiğim bandajlı elimden ayırıp önüme gelen Bay Kim'e tırmandırdım.

"Titremesini durdurmak için sarmak istedim ve birde izlere bakıp durmaktan kendimi alıkoyamıyordum." diye ona açıkladığımda geriye doğru şekillendirdiği saçlarından bir tutam alnına dökülmüşken onu itekleyerek düzeltti.

"Karanlık arzulara çekiliyorsun değil mi? Beni hayal ediyor musun?" dedi sert, derin sesi. Alt dudağımı ısırırken başımı iki yana salladım hızla. "Yeterince bağlanmadıysan şanslısın o zaman. Yoksa bu senin için gerçek anlamda kıvrandırıcı olacaktı, ıslak sabahlara uyanacaktın falan." diyerek bana göz kırptı ve arkasını döndüğü gibi koridorda ilerlemeye başladı.

"Bana viski getirirsin Jeon." İlerlemeye devam ederken bana dönme gereksinimi duymadan elini havaya kaldırdı.

*

Ertesi gün|

Kırmızı bir çarşafın arasında sadece bacaklarının arası kapalı, yanık teni ışıl ışıl parlayan Bay Kim'in saçları ıslak ve dağınıktı.

Yatağın başlığına yaslanmış saten çarşafın açıkta bıraktığı çıplak teni olağanüstü bir şekilde davetkâr görünüyordu. 

Uzun, ince ve kemikli parmakları arasında tuttuğu bardak, onun parmakları arasında kayboluyordu. Gözlerimin içine bakarak bardağı kafasına dikti.

Sessizce onu izlerken boğazımın kuruduğunu hissettim. Altın renkli bardağı dudaklarından ayırdığı anda dudaklarına bulanan ıslak kırmızı lekeyi gördüm. O kandı.

Tıpkı dudakları gibi kıpkırmızı olan dilini bana eziyet çektirmek istercesine bir yavaşlıkta dudakları üstünde gezdirdi. Gözbebekleri irileşirken, iştahlı bir şekilde dilini damağına vurarak ağzını şaklattı. 

Elindeki bardağın kenarından süzülen kanı gözlerimin içine bakarak yaladığında nefesim kesildi. Kasılan uyluklarım nedeniyle bacaklarımı birbirine bastıracak şekilde birleştirip bulunduğum noktadan onu pür dikkat izlemeye devam ettim.

Elindeki bardağı oyalanarak özenle yaladıktan sonra yatağının yanındaki komodinin üstüne bıraktı ve sonra da parmaklarıyla gelmem için işaret verdi. "Yaklaş Jeon."

VAMPIRE PROBLEMS • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin