13. bölüm

266 22 124
                                    

"Bunun iyi olacağına emin misin? Saat gece yarısını çoktan geçti ve benim çok fazla işim var."

Yarım saattir söylenerek yanında yürüdüğüm Taehyung'un sinirlerini oldukça bozduğumun farkında olmama rağmen bana katlanabiliyor olması bir tarafa, hala neden çekiştirilerek kalabalık caddeler arasında gezdiğimize dair gerçekten bir fikrim yoktu.

"Nesin sen, inek öğrenci mi? İş ve ev arası mekik dokumaktan sıkılmadın mı, sadece biraz eğlenmen lazım."

Yüzüne boş bir şekilde bakmayı sürdürdükten sonra tek kaşını kaldırdı.

"Tabi bunun ne demek olduğunu biliyorsan."

"Şimdiye kadar hiç gecenin bir yarısı beni eğlenmeye götürmeye çalışmamıştın. Bir sorun olmadığına emin misin?"

Yanından geçtiğimiz bir barı fark ettiğinde içeriden gelen yüksek müzik ve yanıp sönen renkli ışıklar onun dikkatini çekmiş olmalıydı ki bu sefer de kolumdan çekiştirilerek oraya sürüklendim resmen. Kesinlikle bir şey vardı.

Açıkçası eğlence gibi şeylerle aram pek iyi değildi, kendimi bildim bileli muhtemelen her ortamda arkasından 'ne kadar sıkıcı bir insan' diye konuşulan kişi olmuştum. Fazla kalabalık ortamları ve yoğun alkolü sevmezdim, çoklu arkadaş grupları bana her zaman itici gelirdi, konuşulan konu hakkında bilgi sahibi olmadığımda bu beni küçük düşürecek gibi hissederdim.

Sonuç olarak bir de bakmam gereken bir babam vardı. Onlara vakit ayıramazdım.

Böylelikle benimle konuşmaya çalışan birkaç kişi olduysa bile çok uzun sürmüyor, bir hafta sonra numaramı silmiş oluyorlardı.

Taehyung hariç. Çok kez onun neden hala yanımda olduğuyla ilgili kendimi sorgularken bulsam da bir şey değişmiyordu. Tartışsak bile ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi beni arıyor ya da yanıma geliyordu.

Sonradan fark etmiştim, beni bir arkadaştan çok abisi yerine koyduğunu anlamam biraz uzun sürmüştü.

"Siktir, koskoca şehirde başka yer mi bulamadın?!"

Kalabalık içinde ilerlerken aniden durduğu için sırtına çarparak bende durmuştum.

"Ne oldu?"

Kafamı omzu arkasından çıkardığımda bar kısmında biriyle sohbeti yarım kalan Jimin'in tam önümdeki duran donmuş Taehyung ile bakışlarının kesiştiğini fark etmiştim. Cidden istesek bile denk getiremeyeceğimiz bir şeydi muhtemelen ve bunu her ikisinin de bakışlarından anlayabilirdiniz.

İlk defa böyle bir yere gelen benim içinse bu, oldukça baş döndürücü bir deneyimdi. Ortama girdiğim andan itibaren yüksek dozda alkol, sigara ve ter kokusundan dolayı midemin bulanmasını önlemem gerekiyordu. Ayrıca müzik iğrençti, sanki birisi kafamın üstünde davula vuruyormuş gibi bir havası vardı. Gerçekten yaşıtım olan insanların eğlence anlayışını sorgulamamız gerekiyordu sanırım. Ya da benim.

"Gidelim."

Taehyung'un önümdeki varlığı bir saniye içinde kaybolduğunda yerinden hızla kalkıp kalabalığın arasından bana ulaşmaya çalışan Jimin'i görebiliyordum. Burada bile gerçekten parlıyordu.

"Yoongi, şey... Üzgünüm, her şeyi anlatacağım ama önce onunla biraz konuşmam gerek. Burada bekle onu da alıp geleceğim."

O da tıpkı aralarında ne döndüğünü bir türlü çözemediğim ama sanırım flört gibi bir şey olduğu adamın peşinden giderken öncelikli ihtiyacımın tuvaleti bulup yüzüme bir su çarpmak olduğunu hissediyordum.

~~~

Tuvalet kabininde çıkan sesleri duymamazlıktan gelmek için verdiğim çaba ve çıkarken yanaklarımın kıpkırmızı olmuş olması dışında bir sorun çıkmadan olduğum yere tekrar döndüm. Hala ortalıklarda görünmemeleri üzerine ise çok göz önünde olmayan bar sandalyelerinden birine oturmuştum. Bana iyi bir açıklama yapsalar iyi olurdu, şimdi evimde yastığıma sarılmış şekilde uyuyor olabilirdim.

spyboy//sopeWhere stories live. Discover now