Bölüm 4

6.4K 155 4
                                    

"Pişt, güzellik." diye bir ses duydum mutfağın kapısının oradan.

"Emir, git başımdan." dedim o tarafa bile bakmadan.

"Ya sen kızdın mı bana?" Yanıma geldi. "Kızım, alt üstü bir kahve yapıyorsun. Ne abarttın?"

"Gel kendin yap o zaman." dedim ona bile bakmadan mutfağın çıkışına yönelirken. "Madem abartılacak bir şeyi yok kendin niye yapmıyorsun?"

Çıkamadan kolumdan tutup beni kendine çekti. Aramızdaki bir hayli çok olan boy farkından dolayı yüzüm göğsüne çarptığından yüzümü buruşturdum. "Geri zekalı. Canım acıdı, al işte. Bıraksana beni." 

"Ya tamam özür dilerim." dedi kolumu bırakıp elleriyle yüzümü kavradı. Burnumu öpüp geri çekildi. "Ne bu minnoşluk?"

"Üzüldüm işte. Sen de biliyorsun." dedim dudaklarımı büzerek.

"Tamam ben de üzüldüm de bu kadarı da kendine zarar." dedi eliyle yanaklarımı sıkarak. Ellerine vurdum. 

"Ama annemin suratındaki ifadeyi görmedin mi? Çok üzüldü." dedim gözümden bir yaş gelirken. Fazla içselleştirmiştim galiba.

"Normal değil mi, güzelim? Onun akrabası sonuçta. Bir geçmişi var." dedi gözyaşımı silerken.

"Ama ikizler bile üzüldü. Baksana anneme destek olmak için onunla gittiler."

"Kızım fena mı oldu ikizler gitti de ne oldu? Eve huzur geldi." dediğinde buruk bir gülümsemeyle omzuna vurdum bir tane.

"Salak deme öyle. Kardeşimiz onlar." dedim ama ikimizde aynı anda yüzümüzü buruşturduk.

"Biz daha iyi ikizleriz." dediğinde kafamla onu onayladım. "Ama ben daha büyük ikizim."

"He aynen geri zekalı." dedim yüzümü ellerinden kurtarırken. "Doğarken azcık kibar olup kadınlar önden deseydin böyle olmayacaktı. Hep öküzdün."

"Sensin lan öküz." dedi karnıma uzanıp beni gıcıklamaya çalışırken. "Al sana öküz."

"Emir!" diye bağırdım gülüşlerimin arasından. "Bırak!"

"Öküzü gösteririm ben sana." dedi hala gıcıklarken. Gülmekten yere düşmek üzereydim ama beni tuttuğu için düşmüyordum. "Abiye öküz ha?"

"Lan bırak kızı." dedi arkamızdan bir ses birkaç saniye sonra. "Kız kıpkırmızı olmuş."

"Burak abi," demeye çalıştım gülüşlerimin arasından. "Yardım et."

"Bakma şuna sen." dedi Emir beni sandalyeye oturtup gülmemin bitmesini beklerken. "Abartıyor. Az önce ağlıyordu mesela."

Önüme bir bardak su uzatıldı. Burak abi gülerek bana bakıyordu. Bardağı alıp suyu kafama diktim ve nefesimi toplamaya çalıştım. "Ölüyordum geri zekalı."

"Kızım düzgün konuşsana benimle." dedi üstüme yürümeye başladığında. "Abinim ben senin."

"Aynen, kıçımın abisi." 

"Lan." deyip üstüme atlayacağı sırada tam geri çekilecekken Burak abi abimi tuttu.

"Sal lan kızı, eşek herif." dedi ensesine bir tane vururken. Büyük bir kahkaha patlatırken Emir'in homurdanmasını duydum.

"Yapmasana olum şöyle şeyler kızın önünde. Benimle dalga geçiyor sonra."

"Geçsin, hakkıdır." dedi ve masanın üstünde duran poşetten üç tane sufle çıkardı. "Fıstık, şunları da getirsene kahvenin yanında."

"Tamam, abi." dedim anında.

"Şuna bak." dedi Emir eliyle beni gösterirken. "Ben deyince yarım saat ağlıyor."

"Beni senden çok seviyor diye ağlama lan." dedi Burak abi ensesinden tutup mutfağın kapısına iterken Emir'i. "Rahat bırakalım kızı." 

Emir homurdana homurdana giderken Burak abi da onun peşinden gitti. Çoktan kaynamış olan suyu alıp önceden hazırladığım kahvelerin üstüne döktüm. Sufleleri de mikrodalgada ısıtıp tabaklara koydum ve onlarınkini salona götürdüm. Film seçiyorlardı.

"Sen de izlesene, fıstık." dedi Burak abi. Kafamı iki yana salladım. 

"Birkaç işim var, abi." dediğimde Emir'in bakışlarıyla karşılaştım.

"Ne işin var?" dedi direkt. Ben cevap vermeden Burak abi cevap verdi.

"Sana ne lan? Sus, otur, filmini izle." dedi ve bana döndü. "Eline sağlık, güzellik. Kolay gelsin sana."

"Sağ ol, abi." dedim ve kendi kahvemi ve suflemi alıp odama geçtim. 

Abimin ArkadaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin