Bölüm 21

1.8K 67 46
                                    

Gözyaşlarımın bittiği yerdeydim.

Nasıl devam edeceğimi bilmediğim noktada.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kendime yetemediğim bir hayatta nasıl başkalarına nefes olabilirdim ki?

Yağmur yağıyordu. Benim akmayan gözyaşlarımın inadına olduğunu belli edercesine bedenime dokunuyordu her bir damlası. Hızlı yağmıyordu yağmur ama ben şimdiden sırılsıklamdım.

Ne zamandır bilmiyorum ama kapının önünde öylece oturuyordum. Sahilden kalkıp buraya gelmek işin kolay kısmıydı ama buraya geldiğim anda aklıma evin içindeki durum gelmişti. İçerideki hüznü, kasveti hissetmem için içerde olmama gerek yoktu. Nefes almaya çalışıyordum ama sanki ciğerlerim canımı acıtmak istermişçesine batıyordu göğüs kafesime.

Eve girdiğimde ne demem, ne yapmam gerekiyordu, hiçbir fikrim yoktu. Dik mi durmalıydım ailem için yoksa onlar gibi hüzünlenip acılarını mı paylaşmalıydım? Kafamda bir sürü senaryo dönüyordu ama hiçbiri benim hissettiklerimi içermiyordu. Kendimi dışlamıştım, onlar için. Sadece onlar için.

Yavaşça ayağa kalktım ve kapıya yumruk yaptığım elimle birkaç kere tıklattım. Bedenim ne kadar uzun süredir oturduğumu bilmediğim halde uyuşmuş ve tir tir titriyordu. Her an gardı düşecek bir asker gibi bekliyordu hasta olmayı. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Burak ifadesiz bir suratla bana bakıyordu. "Geldin."

"Geldim." dedim zoraki bile olsa gülümseyemeden. Gözleri gözlerime takıldı. Bir şeyler aramaya çalıştığının farkındaydım. Ama ben bile neler olduğunun farkında değildim ki o anlasındı. Gözleri yavaşça vücudumu kaydığında ıslak olduğumu fark etti. Kaşları anında çatılırken tek yaptığım onu izlemekti.

"Titriyorsun." dedi sanki bilmiyormuşum da farkına varmamı istermiş gibi. Halbuki biliyordum. "Aklın neredeydi bu kadar ıslanırken?"

"Bilmem." dedim içeri geçmem için kenara çekilirken. Girmemle kapıyı kapattı. Montumu bedenimden sıyırırken beni izledi. "Belki kardeşlerimde, belki annemde, belki babamda, belki de abimdeydi. Ama asla benimle değildi aklım."

"Önce kendini düşün." dedi ve ıslak montumu elimden aldı. Eğilip ayakkabılarımı çıkardım. Onları kenara koyduğum sırada kolumda elini hissettim. "Kimseye görünme böyle. Benim odama çık, benim eşyalarımdan al. Ben sana sıcak bir şeyler hazırlayayım. Saçını da kurula."

"Emredersiniz." dedim alayla. Gözlerini inatla gözlerime dikti. Sesim alaylı çıksa da gözlerim herhangi bir duygu içermiyordu. Anlayamazsın, demek istedim. İstesen de anlayamazsın.

"Dediğimi yap, Esra." dedi ve mutfağa doğru ilerledi. O gözden kaybolduktan sonra adımlarımı merdivenlere doğru yönelttim. Üst kata geldiğimde bakışlarım ikizlerin odasına takıldı. Nefessiz kaldığımı hissettim. Nefesim onlara gitsin, bana gelmesin istedim. Tek yaptığım ise öylece geçip gitmek oldu. Burak'ın odasına girdiğim anda tanıdık bir koku ciğerlerime doldu. Az önce kesilen nefesimin tekrardan bedenime yaşam verdiğini hissettim. Hiçbir şeye bakmadan direkt dolabın oraya ilerledim. Dolabın kapağını açmamla içinin boş olduğunu görmem bir oldu. Kaşlarım çatıldı. Neden yerleşmemişti?

Yatağın yanında duran bavulunu gördüm sonra. Ne kadar yapacağım şey hiç etik olmasa da bunu onun istediğini kendimi söyleyip avunarak bavula doğru ilerledim. Bavulu açtığımda düzenle katlanmış kıyafetlerini gördüm. Benden düzenliydi. Hiç karıştırmadan en üste duran kazağı ve onun bir altındaki hırkayı elime aldım ve bavulu kapatıp yerine geri koydum. Odadan çıkıp bu kattaki banyoya ilerledim. Evde ses seda yoktu. Herkes odasına kapanmış ağlıyordu büyük ihtimalle. Derin bir nefes çektim içime ve zihnimi herhangi bir şeye odaklamadan banyoya girdim. Elimdeki kıyafetleri kenara bırakıp üstümdeki ıslak kıyafetleri bedenimden ayırdım. Kendimi sıcak suyun altına atıp vücudumun titremesinin sonlanmasını bekledim. Birkaç dakika sonra duşa kabinden çıkıp havluya sarındım. Kurutma makinesinin çok ses yapacağını bildiğim için sadece havluyla saçlarımı kuruttum.

Abimin ArkadaşıWhere stories live. Discover now