3

1.7K 173 73
                                    

Derslikte tek başıma oturup dururken ,Kurduğum planlar nasıl bu kadar ters gidebilir diye düşünüp duruyordum.

Sınav haftasına çok az kalmıştı. Herkes benden not istemek için gelmişti ama Ozan bir kere bile yanıma adımlamamıştı.

kimseye not vermemiş olmam , onunda nasıl olsa bana not vermez diye düşünmesine sebep olmuştu sanırım. Birde geri gönderdiğim şu kız meselesi vardı. O sırada Ozan kim tanıyor muyum derken havalı durduğumu sanıyordum ama şuan köpek gibi pişmandım.

Of bari bir kaç kişiye verseydim şu notları ,salak kafam diye kendi kendimi yiyordum şimdi oturduğum yerde.

Biraz daha oturduktan sonra , artık kendimi yiyip bitirmenin bir çare olmadığına karar verip, yavaşca toparlanmaya başladım.

Bu sırada içeriye doluşan adım sesleriyle kafamı kapıya çevirdim.

Ozan ve tayfası buraya girmişti. Yine yanlarında o salak kızda vardı.

" oğlum burası boş işte. Biraz oturalım geçeriz derse. " Dedi Ozan'ın yanından asla ayrılmayan en yakın arkadaşı Fırat.

Bende tam bu sırada çıkışa doğru yürümeye başlamıştım ki arkamdan Ozan'ın ismimi seslenmesiyle durdum.

"Tuna." Dediğinde.

Aklımda ki düşünceleri sıralamam neredeyse imkansızdı ama ilk aklıma gelen ismimi biliyor muydu olmuştu.

Arkamı dönüp baktım boş gözlerle. İçimde fırtınalar kopsa da dışarıdan her zaman soğuk gözükmek ilk defa işime yaramıştı.

"Tunaydı değil mi?" Dedi ozan tekrardan.

" Evet Tuna." Dedim bende hala neden seslendiğini deli gibi merak ederek.

" seni rahatsız mı ettik.  Biz geldik diye mi gidiyorsun?"  Dediğinde bu beklediğim en son cümle bile değildi.

Necmi'ye ne kadar nazik bu çocuk derken  ne kadar haklı olduğumu bir kez daha düşündüm.

Ama düşünürken yine salak gibi kalmamak için hızlıca toparlanmaya çalıştım.

" Hayır zaten kalkıyordum ben. Sizle bir ilgisi yok. İyi günler size." Diyerek bir şey demesine fırsat vermeden çıktım.

Hem deli gibi konuşmak için fırsat yaratmaya çalışıyordum hemde elimde ki imkanları kaçırıp duruyordum.

" Of salak Tuna." Diye söylenerek daha yarım saat vakti olan derse doğru ilerledim.

Bütün günüm bu anı düşünerek geçmişti. Salak Necmi'ye ismimi biliyormuş diye hava atarken o sadece bana göz devirmekle kalmıştı.

Kalpsiz herifin tekiydi. Onun için aşk gereksiz duygu karışıklığı diye geçiştirdiği bir karmaşaydı.  Belki tasviri doğruydu ama yaşamadan anlayamazdı.

Ufacık bir anın bile , benim için ne kadar kıymetli olduğunu anlamasına imkan yoktu .

Bende kendi mutluluğuma sarılıp mutlu olmaya gün boyu devam etmiştim.

******

Ders arasında kafetaryaya gelip yardım etmeye başlamıştım. Bizim sınıfın insanları da yavaştan dökülmeye başlamışlardı.

Herkese hızlıca istediklerini verirken sırada duran Ozan'ı görmemle kalbim yine ağzımda atmaya başlamıştı.

Ozan çok nadir kafetarya sırasında beklerdi. Onun için her zaman başkaları bu görevi yerine getirirdi .

Dün ismimi hatırladı , bugün sırada görüyorum.  Bu aralar fazla şanslıydım.

Sıranın hızlıca ona gelmesi için , daha da hızlandım.

imkansızWhere stories live. Discover now