Débiteur

4

Beni yatırdığı yatakta arsızca kalçalarımı yorgana sürtüyor hiç durmadan sürekli olarak git gel yapıyorum. Keskin bakışları ile vücudumu delicesine süzüyor yaptığım her hareketi derin derin inceliyordu Jeon Jungkook.

Ne zaman bu kadar muhtaç ve arsız olduğumu sorguluyor fakat cevap alamıyordum. Daha yeni inatlaşan o pis yatağına girmem diyerek kafa tuttuğum kişi beni becersin diye kendimden geçiyordum. Üzerime ağırlığını vermeden parmak uçlarını sürterek boynumdan köprücük kemiklerime ordan göğüs uçlarıma karnımdan yavaşça inerek penisime hafif baskılarla parmak uçlarını kullanarak çekiyordu beni tam doruklara çıkacak gibi oluyor fakat aynı hızda geri düşüyordum.

Bu durumdan sıkılmış bu yüzden de gömleğini çıkarmaya yelteniyordum lakin parmağını iki yana sallayıp cıklamasıyla planım suya düşüyor tam nedenini sormak için ağzımı açıyorum ki yataktan ayağa kalkarak karşıdaki kanepeye oturuyor. Ona anlamaz bakışlar atıyor "Neden dokunmuyorsun bana? " Diye soruyorum.

"Sana dokunmamı haketmen gerekiyor dokun kendine güzel çocuğum ismimle inle zevklerini ve derinliğini göster bana"

Olduğum yerde kala kalıyorum utanç duygusu heryerimi sarıyor fakat içimdeki arzu kendini daha ön plana atıyor. Üzerimdeki ince gömleğin düğmelerini ağır hareketlerle açıyor esmer tenimin parlamasına izin veriyorum. Sıra altımadaki kısa kumaşa geliyor cilveli bir şekilde belimi kıvırarak indiriyorum pantolonu.

Kısık bir inleme sesi duyuyorum karşıma baktığımda kendini çektiğini fark ediyorum bana eliyle devam komutu veriyor tüm çıplaklığım ile sırtımı veriyorum yatağına aynı söylediği gibi tüm masumluğum ile tek bir farkla düşüncelerim ve zihin yapım kirli üzerimde kurduğu baskıyı düşünerek kendimi okşamaya başlıyorum.

Aç bakışlar ile süzüyor beni ve üzerindeki kravatı çekip sehpaya koyuyor. Bir elimle kendimi okşarken diğer elim ile göğüs uçlarımı eziyor kendimi doruklara taşıyorum. Kısık inlemelerim zevkin artması ile artıyor daha yüksek sesle onun adı çıkıyor sadece ağzımdan. "Jungkook mmh dokun bana yalvarırım" O an ki istekle belli belirsiz cümleler söylüyor fakat ne dediğimi tam olarak anlayamıyorum.

Ayağa kalkarak kemerini çıkarıyor tok ses odada yankılanıyor ve bu da beni daha çok azdırıyordu. Çıkan seslerden de pantolonunu çıkardığını anlıyor ama gözlerimi açacak gücü bulamıyordum kendimde. Açmaya çalışıyor fakat yine eski haline dönüyor. Kısık baygın bakışlarım ile süzüyorum onu kaslı kolları dolgun kalçalarını sert baldırlarında gezdiriyorum gözümü o an içimde öyle çok o baldırlarda sürtünme isteği oluşuyor ki tutamıyorum kendimi elinden tutarak yatağa oturtmaya çalışıyorum.

Anlamaz gözlerle bakıyor bana fakat isteğimi yerine getirerek oturuyor yatağa anında kucağına zıplıyor burnumu boynuna sürtüyorum kalçalarımı hızlı hareketlerle baldırlarına sürtüyor bir yandan da kendimden geçiyorum. Kafasını arkaya atarak kısık seslerle inliyor ellerini kalçalarıma atarak hızlanmam için yardım ediyor.

Kendimizden geçmiş bir şekilde inlemeye devam ediyorken kucağından indiriyor beni "yeterli küçüğüm daha sokmadan boşalmayı düşünmüyorsun heralde daha zamanımız çok sen iste yeter 1 saat bile sürtünürsün" Diyerek göz kırpıyor bana yanaklarımın kızardığını hissediyor nefes alışverişlerim hızlanıyor. "Yerim seni böyle ol canımı veririm sana " Diyor yanaklarımı ısırıyor.

"Acıyor ısırmasana iz kalıcak öküz müsün be " İçimdeki çingene ortaya çıkıyor cıyaklamaya başlıyorum.

Ellerini havaya kaldırarak teslim olmuş bir şekilde duruyor daha sonra "farklı bir pozisyona ne dersin" Diyerek yatağa uzanıyor benide ters çevirerek karnına doğru çekiyor ben ne olduğunu anlayamadan yüzüne deliğim ağız kısmına gelecek şekilde oturtuyor yüzüne hemen kalkmaya çalışıyorum fakat daha sert bastırıyor yüzüne kıpırdanıp durmamdan sıkılmış olmalı ki geri çekilmeme izin veriyor "yüzüme oturmanı söylediğimde vücut ağırlığının sadece onunu bırakma otur amına koyim sandalyeye oturur gibi otur nefes alıp almadığımı sorma sadece otur. " Diyor ve kalçamı tekrar yüzüne sert bir hareketle bırakıyor.