11.

423 43 49
                                    

"Felixi biraz çalabilir miyim sizden?"

Tae'nin sorduğu soruyla Chris kahkaha attı. Bende onlara katılırken hyunjin ayaklandı. Üçümüz de ona odaklanırken Mia da şaşkınca bakıyordu. Bileğinden tutup oturması için bir kaç kez çekiştirdi.

Hyunjin bir süre sonra kendine gelmiş ve duraksamıştı. Mia nın onu tekrar aşağıya çekmesiyle yerine oturdu. Mia onun yüzüne yaklaşarak ellerini boynuna koydu.

"Hey! İyi misin?"

Hyunjinde benimle olan göz temasını keserek Mia ya döndü. Bir şey demeden kafasını salladığında gözlerimi devirerek tekrar önüme döndüm.

"Ben biraz dolaşıp gelirim Tae'yle."

Chris anlayışla kafasını salladığında diğerleriyle vedalaşma amaçlı arkamı döndüm.

Mia hyunjinin bacağını okşarken onu rahatlatmaya çalışıyor gibiydi. Hyunjin ise sinirli bir şekilde bana bakıyordu.

Kaşlarımı çatarak Changbine döndüm ve hızlıca mimiklerimi değiştirerek büyük bir gülümsemeyle vedalaştım.

"Daha sonra tekrar gelirim."

Changbin gülümseyerek kafasını salladığında hyunjin'e döndüm ve başımı eğdim bir şey demeden.

Chanla da vedalaşıp Tae'nin koluna girdim.

Sadece şu Mia sinir bozucunun tekiydi ve ondan olabildiğince uzak durmak benim için en iyisiydi. Zaten hyunjin de keyif almasa istediği şeyleri yapmasına izin vermezdi Mia nın.

Tae'yle ikimiz barmenin olduğu yere gittik ve boş olan iki sandalyeye oturduk.

"Beni her seferinde kurtarıyorsun."

Kahkaha atarak karşılık verdi ve bende ona katıldım.

"Bu arada hyunjin niye böyle davranıyor?"

Gülmem yavaş yavaş solarken bunu hiç düşünmediğimi fark ettim. Gerçekten hyunjin niye böyle davranıyor?

"Bilmem."

"Felix..."

Sanki daha sonra hoşuma gitmeyecek bir şey söyleyecek gibi duruyordu. Çekingen bir tavır sergiliyordu ama ne diyeceğini de merak ediyordum.

"Hm?"

Derin bir nefes alarak yerinde kıpırdandı. Bende bu sırada önümüze gelen içkilerden birini yudumlamaya başladım.

"Sence... Hyunjin senden hoşlanıyor olabilir mi?"

Ağzımdaki bütün içeceği karşıma püskürttüğümde karşımda kimse olmadığı için şükürler ediyordum.

Tae hem gülüyor hemde ayaklanmış iyi olup olmadığımı soruyordu. Peçete bulmasıyla hızlıca bana uzattı. Teşekkür ederek aldım ve ağzımı sildim. Masaya gelen içeceği Tae silmeye çalışıyordu.

"Hey. Gerçekten üzgünüm. Bırak sen ben yaparım."

"Felix bundan şikayetçi değilim. Sorun yok."

Mahçupca yerime oturdum ve başımı eğdim. Bir insan nasıl her gün daha fazla rezil olabilirdi. Daha kötüsü dedikçe daha kötüsünü yaşıyordum.

Tae masayı hallettikten sonra tekrar yerine oturdu. Yüzüme doğru eğildi.

"İyi misin?"

Yüzüne baktığımda hâlâ güldüğünü gördüm. Bu beni de güldürmeye başlamıştı. Bir yandan kafamı salladım diğer yandan da onun gibi gülmeye başlamıştım. Bu gülümsemelerimizin yerini yavaş yavaş kahkahalara bırakıyorduk.

Rival Company / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin