17.Bölüm

139 14 10
                                    

Ekim sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlamış tam oturucağı sırada bütün cesaretini toplayarak karşı eve gidip kapıyı çaldığında Kanat kısa sürede açmıştı kapıyı

Ekim : Günaydın

Kanat : Günaydın

Ekim: Kahvaltı hazırladım da daha etmediysen sende gel

Kanat: Olur

Ekim: Hadi gel

Beraber eve geçtiklerinde Kanat etrafa baktığında tam Ekim'i yansıtan bir evdi vitrinde gördüğü resimle kalbinde bir acı his etsede zar zor gülümser

Beraber eve geçtiklerinde Kanat etrafa baktığında tam Ekim'i yansıtan bir evdi vitrinde gördüğü resimle kalbinde bir acı his etsede zar zor gülümser

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Berbat bir shop farkındayım 😅)

Ekim: Buyur geç

Kanat : Evin güzelmiş

Ekim: Teşekkür ederim

Kanat : Sen bu kadar beceriklimiydin ya

Ekim: Beni hiçbir konuda hafife alma sakın

Kanat : Asla peki eğer işin yoksa beni gezdirsene

Ekim: Hiç gelmedin sanki buraya

Kanat : Ben daha çok Belçika ya gittim ama buraya hiç gelmedim

Ekim : İyi o zaman kahvaltımızı yaptıktan sonra gezeriz o zaman

Kahvaltıdan sonra beraber Fransa sokaklarında geziyorlardı

Kanat : Sandığımdan da güzelmiş buralar

Ekim: Öyledir. Masal şehri benim için

Kanat : Peki İstanbul

Ekim : Şuan zor

Kanat : O zaman bir süre daha buralardayız ha

Ekim : Nasıl yani

Kanat : Sen gelene kadar bende buradayım Ekim

Ekim : Ben dönmüyorum Kanat

Kanat : İyi bende dönmüyorum o zaman 

Ekim : İYİ 

Deyip önden yoluna devam etmiş bir kaç saat sokaklarda yürüyüp dolaştıktan sonra bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başlayınca boşbuldukları telefon kulübesine girerler 

Kanat : Hazırlıksız yakalandık resmen 

Ekim : Hava durumu iyiydi aslında. Telefonum nerede benim ya 

Çantasında telefonunu ararken saçlarından dolayı rahatsız olduğunu fark etmiş nazikçe saçlarını geriye doğru çekince Ekim'in hareketleri yavaşlamıştı 

Ekim : Teşekkür ederim 

Kanat : Rica ederim 

Ekim : Gerçekten burada kalıcak mısın 

Kanat : Evet 

Ekim : Niye 

Kanat : Nedenini biliyorsun zaten 

Ekim : Bilmek istemiyorum tamam mı. Lütfen Kanat git ve hayatına bak 

Kanat : Biliyorum beni sevmiyorsun hatta hiçbir zaman sevmiyceksin bunu artık anladım ama yanında olmak istiyorum tamam mı. Biliyorum çok ama çok aciz bir adam olarak görünüyorum- 

Ekim : Seviyorum 

Kanat : Ne 

Hiçbirşey söylemeden dışarı çıktığında Kanat'ta peşinden gitmiş ilk fırsatta onu durdurmuştu çom karmaşık his ediyordu ama mutluydu. Meğer ne kadar güzel birşey miş sevdiği kişinin ağazından seni seviyorum lafını duymak 

Ekim : Ben bu duvarı örebilmek için çok uğraştım tamam mı. Annemi babamı en yakın arkadaşımı bile sokmadım o duvarın arkasına. Ama sen duvarı çatlatmayı başardın ve içeri girdin. Ama hayatımda olursa ve sende ölürs- 

Kanat : Öyle birşey olmuycak 

Ekim : BİLEMEZSİN. O bana akşam dönüceğini söyleyerek gitti ve bir daha dönemedi eğer aynısı olursa ben biterim Kanat bu bile benim toparlanmış halim. Ama iyileşmekte istiyorum eski hayatımı geri istiyorum ben  

Kanat : Beraber deneyelim olmaz mı 

Ekim : Olur mu 

Kanat : Sana söz veriyorum eğer bana git dersen gidicem bir dahada asla karşına çıkmama ama hayatında olmama izin ver 

Ekim : Peki 

Kanat : Gidelim mi 

Kafasını sallayıp beraber eve kadar yürümüşler Ekim üstünü değiştirip saçlarını kurttuktan sonra Kemal'in resmini alıp uzunca bakar 

Ekim : Bana kızmıyorsunu dimi Kemal ama artık eski Ekim olmamam lazım bu şekilde yaşayamıyorum artık çok zorluyor. Kanat iyi biri hatta çok iyi biri onu haket etmiyorum ama bana gülümsemesi bile iyi geliyor. Seni asla unutmadım Kemal unutmuycamda kalbimin bir köşesinde her zaman olucaksın ama artık duvardan çıkmam gerek 

Ertesi sabah uyurken bahçesinden gelen seslerle uyanmış perdeyi açıp baktığında ise çok tatlı bir manzara ile karşılaşır. Kanat veranda kısmına kendi evinden kahvaltılıklar getiriyor balonlarda süslemişti doğru karar verdiğini anlamıştı işte 

RastlantıWhere stories live. Discover now