SAPLANTI

MAHZER

Sabah kalktığımda başımda dikilen 30'lu yaşlarda gözlüklü, beyaz tenli, mavi gözlü, vücudunun bütün kıvrımlarını belirten siyah dar elbisesiyle ve topuzlu sarı saçlarıyla bir kadın girdi.

Elinde tuttuğu elbiseyle bana yaklaşıp nazik bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "
Efendimiz bu elbiseyi giyip aşağıya inmeniz gerektiğini emretti.

Burnunun üstündeki gözlüğe dokunup beni baştan aşağı süzdü.

Soğuk gözleri çıplak tenimi yarıp buz gibi bir bakışla elbiseyi komidine koyup önündeki perçemi geriye atıp odadan çıktı.

Dün gece uykuda kaldığımı farketmeden derin bir uykuya dalmıştım.
Dizlerime kadar gelen örtüyü üstümden çekip ayağa kalktım.

Siktir kalçalarım berbat halde yanıyordu.
Piç herif hiç acımadan üst üste darbeler indirmişti.
Kollarımı geriye basımıda döndürüp odaya kısa bir bakış attım.

Koca bir yatak, boy aynası, makyaj masası ve komidin vardı.

Kahve yönlü komidindenbelbiseyi çekip alıp banyo olduğunu düsündüğüm odaya girdim.

Beyaz camlarla donanmış, büyük bir jakuzi, lavabo, ve duş başlığı vardı.

Jakuziye girip hızlıca bir banyo haptıktan sonra mavi dar elbiseyi üstüme geçirdim.

Banyodan cıktığımsyerde duran pembe külotu uyançla elime alıp giydim. şuan ondan başka giyilebilecek birşey yoktu.

Yalpalanan adımlarla merdivenlerden indim.
Oturma odasına geldiğinde elindeki tablete bakıp kahve içen Victora baktım.

Sinirli bir haldeydi.

Yokluğumu farkettmediğini sanıp mutfağa yönelicekken "otur" diye bağırınca yerimden zıpladım.

Bu adamın 3 tane gözü mü vardı.
Nasıl bakmadan beni farketti.

Kahvesini indirdi. Karışmış kömür rengi saçları, buz mavisi gözler, beyaz ten, kalkık bir burun, sert bir çene ve dolgun dudaklara sahip yakısıklı bir adamdı.

Bu piç hem bu kadar kibirli hemde nasıl yakışıklı olabilirdiki?

Onun yanında bal gözlü, kumral saçlı, kalkık burunlu, dolgun dudaklı, sert çeneye sahip ben vardım.

Başka bir zamanda tanışsaydık ondan ne kadar da etkileneceğimi düşündüm. Bu imkansızdı. Asla böyle acımasız birine aşık olmazdım. O benim gözümde beni gibi birini asla hakketmeyem zavallı biriydi.

Şuan her ne kadar zavallı durumda olsamda kesinlikle burdan kurtulup bu ülkeden, bana bıraktığı izlerdende sonsuza kadar kurtulucaktım.

Sertçe masayı çekip onun tam önünda oturdum.

Jilet gibi siyah bir takım elbise içindeydi. Bu adamı hiç mi spor kıyafetler içinde görmeyecektim.
Tişörtlerinden açık düğmelerinden beyaz teni gözüküyordu.
Bu gözüme bir an seksi geldi. Ve o düsünceyi ellerimle kış kışladım.

Bana garip garip bakan Victora sert sesimle konuştum.
Ama bu pek mümkün değildi. Çünkü sesim çatallı ve kısık çıkıyordu.

"Beni ne zaman bırakıcaksın"

Yudumladığı kahvesini ses çıkartıp masaya indirdi.

"Hiç bir zaman"

"Şaka yapıyor olmalısın seninle uslu uslu kalıp bu rezilliği çekeceğimi mi sandın?

"Sanmadım. Zaten öyle olucak"

Sinirle kahkaha attım. Bu adam kendini ne sanıyorsu da beni kendi yanında zorla tutabilecekti.

"Bu evden hemen çıkmak istiyorum"

"Üzgünüm lenochka, bu isteğin hiçbir zaman yerine getirilmeyecek"

"Ayrıca bana lenochka demeyi de bırak"

Sinsi gülüşüyle"olur lenochka "

Bana taktığı lakabı göz ardı edip " benimle ne yapıcaksın"

Espresso-kruvasanı yavaş yavaş çiğneyip "ne istersem"diye kibirle yanıtladı.

Ellerim karıncalanıyordu. Bu adamın beni bırakmayacağı belliydi. Kendi yöntemlerimle bu adamdan kurtulmam gerekiyordu.

İlk kuralım: olay çıkartıp onu kendimden bıktırmak ve bu sayede ondan kolayca kurtulabilirdim.

Ayağa kalktım ve masanın örtüsünü elime alıp ne var herşeyi yere düşürdüm.
Yerde kırılan camlar ve Victorun üstüne dökülen kahveyi saymazsak pek birşey olmamıştı.

"Maria, bittin sen"

Bir dakika ben sıcak kahveyi Victorun üstüne mi döktüm.

Siktir az önce kendi ellerimle ölüm fermanımı imzalamıştım.

Hikayeyi nasıl buldunuz?

Laura işin içinden nasıl cıkıcak?

Victorun tepkisi ne olucak?

Hikayenin gidişatı nasıl olucak?

Etkileşim ve yorum yazmayı unutmayınız...

SEVİLİYORSUNUZ 💋💋💋