WONWOO

443 9 23
                                    

wonwoo stepdad

!!+18




Annemin mezarlığına gitmek için erken kalkmıştım. Üstümü giyinip aşağıya, mis gibi kokan mutfağa, indim.

Üvey babam wonwoo gerçekten güzel kahvaltı hazırlamıştı...

Annem ağır hastalık yüzünden vefat etti beni de Wonwoo'ya emanet etmişti.

"Günaydın"

Dedi derin, kalın sesiyle

"G-günaydın.. ne bu neşe kahvaltılar falan"

"Bilmem son zamanlar evde depresyonda olan birileri var iyi olur dedim" dedi etkileyici bi şekilde.

"Neyse ben kalamayacağım maalesef annemin yanına gideceğim"

Elinde mi krep tavasını tezgahın üstüne bırakıp bana doğru yürüdü.

"Yapma güzelim o kadar uğraştım"

Ellerini saçıma gezdirip,

"Hem kahvaltı yapalım ben bırakırım seni bende özledim"

ukala pislik dedim içimden.

"Yok ben giderim san afiyet olsun"
.
.
.

Mezarlığa girince gözlerim dolmuşu yine, tamam pek bana annelik yapmamıştı hatta beni sevmezdi ama seviyordum onu aptal bir çocuktum çünkü...

Elimde ki çiçekleri mezarın üstüne bırakıp yirmi dakika sonra çıktım oradan, kulağımda kulaklığın etkisiyle yarılmıştım dünyandan. Eve gitmeden biraz dolaşmak istedim sahil kenarına, lunaparka...

17.45 P.M

Eve vardığımda ev sessiz ve karanlıktı perdeler çekilmiş tüm aydınlatmalar kapalıydı, anahtarı vazonun içine attım.

"Wonwoo evde misin"

Tam evde yok diye sevinirken ağzımı kapatan bir elle az daha kalbim duracaktı.

"Şhh sessiz ol bakalım küçük"

Karşımda duran adamı tanımıyordum, ağzımı tutan elindeki bez parçasındaki kokuyla bilincimin kapanması bir oldu.

Uyandığımda tanımadığım bir yerdeydim, sandalyeye bağlanmış ve karanlık bir odadaydım. Birkaç dakika sonra içeriye iki adam geldi.

"Bu mu Wonwoonun ki"

"Evet efendim"

Ne oluyor bunlar wonwooyu nerden tanıyor. Ellerine bir şey geçmesin diye tepki vermedim. Büyük olan etrafımda dolaşıp.

"Ne güzel ne güzel iyi iş görür hı ne dersin" diyip gülmeye başladılar ve sonra çıktılar.

Sinirden ağlamaya başladım neredeyse ne dönüyordu wonwoo ne alaka...

Ne kadar oldu bilmiyorum ama birkaç saattir burada tek ve karanlıktaydım, kapıdan gelen sesle kafamı oraya çevirdim içeriye biri girmişti ama karanlık olduğu için göremedim. Birkaç adım daha attığında yanımdaydı.

"Doğum günün kutlu olsun küçük" diye fısıldadı kulağıma Wonwoo..

"NE OLUYOR YA SEN SEN Mİ KAÇIRDIN BENİ" 

"Hayır küçük yani evet ama kaçırmadım sana anlatmam gereken bir şey var.. Bak benim aslında amacım başından beri sendin annen değil... Ama annen maalesef benden hoşlandı yani ufak bir plan değişikliği oldu"

Duyduklarımdan öylesine iğrenmiştim ki

"ANLATMA..ANLATMA BANA SEN NE DİYORSUN YA"

Ellerini başına koyup iç çekti ve sonra önümde diz çöktü.

"Sana her şeyi anlatacağım en ince ayrıntısına kadar ama bana güvenmen lazım şimdi ellerini açacağım çünkü sana sürprizim var ve senden tek bir şey istiyorum bana bu konu ile ilgili hiçbir şey sorma olur mu sadece bugün bugün bana bırak kendini"

Konuşurken bana birkaç fotoğraf verdi annemin başka başka adamlarla olduğu fotoğraflar...O an daha da çökmüştü sanki bedenim gözlerim dolmuştu.

"Evet güzelim kabul mü"

Ona baktım ne saçma bir andı bu 

"Tamam" dedim, anneme olan öfkemi böyle mi yenecektim...

Dağ evi gibi bir yere gelmiştik, içeriye girdiğimde her yer mumlarla kaplıydı. Wonwoo içeriye gidip elinde bir paketle girmişti.

"Bunu sana aldım yemek için şu odaya gidip giyinebilirsin"

Normalde kabul etmezdim ama kokuyordum göz devirerek aldım elinden paketi ve odaya yöneldim. Kırmızı ince askılı arkası apaçık kısa bir elbiseydi açıkçası gerçekten güzeldi. Sorgulamadan giyip dışarı çıktım, çıkar çıkmaz bana baktı uzun uzun.

"Gel küçük otur"

Oturup yemek yedik hiçbir şey söylemeden. Ona bakarken bir anda göz göze gelince yanlışıkla içeceği dökmüştüm. Kafam da iyiydi artık, sarhoş olmuştum .Peçeteyle aceleyle silerken üstümü, yanıma geldi ve beni kaldırdı.

"Beni çıldırtıyorsun küçük" baş parmağıyla ilk önce alt dudağımı okşadı ve öpmeye başladı, kafamın etkisiyle bende karşılık vermiştim, ya da anneme olan sinirim..

Benim ona karşılık vermem hoşuna gidecek ki beni duvara doğru ittirdi artık daha da derin öpüyordu, nefeslerimiz bir olmuş azgınca sesler çıkıyordu.

Elleri elbisemin iplerine gitmişti, açtığında üstüm çıplaktı beni kucağına alıp bir yatak odasına girdi. Ve beni yatırdı dudaklarımı bırakıp, bende onun  gömleğini açmaya başadım, bunu yaparken ellerim titriyordu bunu farkedince kendi çıkardı gömleğini ve ardından üstümde kalan son parçayı da çıkardı, ben çırılçıplak o da sadece boxerlıydı. Tekrardan öpmeye başladığında onu kendime bastırıp dudağını ısırdım, derin sesiyle inlemesi hoşuma gitmişti ve üstüne çıkmıştım.

Omuzları çok genişti onları öpmeye başladım sonra boynuna gömdüm suratımı çok güzel kokuyordu sonra dudaklarını öptüm sertçe alttan da kendimi ona bastırıyordum. 

"Lanet olsun Y/N"

Tekrardan beni altına aldı bir kez daha dudağıma yapıştı ve boxerını çıkardı. Hiç beklemeden içime girdi. Ağzımdan kaçan iniltiyle dudaklımdan öptü beni yine, birkaç kere daha gelgit yapıp içimden çıktı, bir kaç dakika sonra telefon çaldı yan komidinin üstünden, numara kayıtlı değildi.

"Efendim.. Başka adam mı yok.. Sikeyim sizi"

Telefonu kapatıp birkaç kere daha gelgit yapmaya başladı beni öperek. Dudaklarımı ondan ayrırıp.

"Ne oldu" içimden çıkıp beni son kez tutkuyla öptü ve kalkıp giyinmeye başladı.

"Sabah bunları hatırlamayacaksın küçük" diyip beni yine bir bez parçasıyla uyutmuştu...



.

.

.

o kadar sacma bolum ki Allah kahretmesjn

utandim yazarken belki silerim

yani sirf demek icin diyorum

umarim begenmissindir
kwkxnwkxwnfm


SEVENTEEN REACTIONSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin