BÖLÜM 25: SÜRGÜN BİTTİ

1.5K 107 34
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

(FATİN)

"SÜRGÜN BİTTİ"

Yalan...

Söyledikçe çoğalan, çoğaldıkça batıran ve en sonunda da yok eden... Ben, istemediğim bir yalanın ucundan tutmuştum. Sonucunu bilmediğim ama battığımı hissettiğim bir yalanın...

Öyle kolay ve keskin cümleler kuruyoruz ki, sonradan yaşadıklarımız tek tek soruyor hesabını. Acımasızca...

'Babam bile olsa, adaletten vazgeçmem' diyen ben, bugün öğreneceğim doğrulardan ve kurduğum cümleyle karşı karşıya kalmaktan korkuyordum. Tokat misali yüzüme vurulmuştu, geçmişin sırları...

Tek bildiğimin, babamın ve Esma'nın arasında bir bağlantı olması olsa bile, onun altından çıkacak tüm gerçeklere hazır değildim. Çünkü hissediyordum ki, bu gerçeklerden sonra birini kaybedecektim.

Belki de kendimi...

Babamla yaptığımız konuşma, bilinmezliklerle bitmişti. Nedeni ise bir anda yüzüme kapanan telefondu. Sanırım kimse gerçeklerle yüzleşmeye hazır değildi. Bir daha aramadım... Çünkü bende duyacaklarımdan korkuyordum ve bu korku, beni Esma'dan köşe bucak kaçırıyordu.

Ben... Fatin Erkılıç... İlk kez birinden kaçıyordum ve o, kalbime hükmünü kurmuş bir sevdaydı.

***

"Bu ara çok durgunsun."

Recep, önündeki çay bardağını yeniden doldururken, elimle alnımı ovdum gergince. Günlerdir kafamda dönüp duran ihtimalleri tartıyor, daha sonrada hepsini bir çırpıda siliyordum. Bütün ihtimaller birer saçmalıktan ibaretti!

"Çünkü omuzlarıma büyük bir yük bırakıldı. O yük ise büyük bir sandıkta saklı kalan sırlar... Üzerinde onlarca kilit... Açacak tek bir anahtar bile bulamıyorum. Bulsam açabilir miyim, onu da bilmiyorum."

"Anlatırsan, bir çaresine bakarız."

Recep, çaydanlığı sobanın üzerine bırakıp geri döndü ve karşıma oturdu. Bakışlarına, yeni fark ettiğim bir huzursuzluk hâkimdi. Nedenini bilmezce, kaşlarım çatıldı.

"Senin neyin var? Huzursuz gibisin..." Sorumla bocaladı ve telaşla çayına uzanıp, içti. Ağzı yanınca, yüzünü buruşturarak bardağı yerine bıraktı. O an anladım ki, Recep'te gerçekten bir şeyler vardı. "Recep, neler oluyor? Annenle alakalı bir sıkıntı mı var?"

"Yok!" dedi, ne diyeceğini bilemez halde. Sonra pes eder gibi ellerini masaya bıraktı ve omuzlarını düşürdü. "Aslında var bir sıkıntı... Fatin, ben bunu nasıl diyeceğimi bilemiyorum ama..."

"Ne oldu?"

"Cemile ablanın tutuklandığı gün, herkes etraftaydı ama sen yoktun. Esma o haldeyken, yanında olmaman şaşırttı. Bu yüzden sana bakmak için Kaymakamlığa geldim ve..."

"Ve?"

"Senin, babanla olan konuşmana istemeyerek kulak misafiri oldum. Bu gerçekten affedilmez bir şey ama konuşmanızda dikkatimi çeken bir şey vardı."

AHRAZWhere stories live. Discover now