π𝟷

83 27 109
                                    

*𝒂𝒛 𝒐̈𝒏𝒄𝒆 𝒔𝒊𝒛𝒆 𝒄̧𝒐𝒌 𝒐̈𝒏𝒆𝒎𝒍𝒊 𝒃𝒊𝒓 𝒉𝒂𝒃𝒆𝒓𝒍𝒆 𝒈𝒆𝒍𝒅𝒊𝒎 𝒔𝒂𝒚ı𝒏 𝒔𝒆𝒚𝒊𝒓𝒄𝒊𝒍𝒆𝒓. 𝑳𝒆𝒆 𝒎𝒊𝒏 𝒉𝒚𝒖𝒏 𝒗𝒆 𝒂𝒊𝒍𝒆𝒔𝒊𝒏𝒊𝒏 𝒃𝒂𝒔̧ı𝒏𝒂 𝒈𝒆𝒍𝒆𝒏 𝒌𝒐̈𝒕𝒖̈ 𝒗𝒆 𝒌𝒐𝒓𝒌𝒖𝒏𝒄̧ 𝒐𝒍𝒂𝒚𝒅𝒂𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒓𝒂 𝒈𝒆𝒓𝒄̧𝒆𝒌𝒍𝒆𝒓 𝒐𝒓𝒕𝒂𝒚𝒂 𝒄̧ı𝒌𝒎𝒂𝒚𝒂 𝒃𝒂𝒔̧𝒍𝒂𝒅ı, 𝒂𝒛 𝒔𝒐𝒏𝒓𝒂 𝒉𝒂𝒃𝒆𝒓𝒊𝒎𝒊𝒛𝒅𝒆 𝒚𝒂𝒚ı𝒏𝒍𝒂𝒏𝒂𝒄𝒂𝒌.𝒍𝒆𝒆 𝒎𝒊𝒏 𝒉𝒚𝒖𝒏'𝒏𝒖𝒏 𝒆𝒏 𝒃𝒖̈𝒚𝒖̈𝒌 𝒐𝒈̆𝒖𝒍𝒍𝒂𝒓ı𝒏𝒅𝒂𝒏 𝒐𝒍𝒂𝒏 𝑳𝒆𝒆 𝒎𝒊𝒏𝒉𝒐𝒚𝒂 𝒖𝒍𝒂𝒔̧ı𝒍𝒎𝒂𝒎𝒂𝒌𝒕𝒂𝒅ı𝒓.𝒚𝒐𝒌𝒔𝒂 𝒌𝒐𝒏𝒖𝒔̧𝒎𝒂𝒌𝒕𝒂𝒏 𝒎ı 𝒌𝒐𝒓𝒌𝒖𝒚𝒐𝒓 𝒗𝒆𝒚𝒂 𝒃𝒊𝒓 𝒔̧𝒖̈𝒑𝒉𝒆𝒍𝒊𝒎𝒊?! 𝑩ı 𝒔𝒐𝒏 𝒅𝒂𝒌𝒊𝒌𝒂 𝒉𝒂𝒃... *

Açık televizyonun karşısında uyuyaklamıştı.uzandığı kanepede iki büklüm yatıyordu. Arkasını dönmekte olduğu televizyona doğru önünü döndü.
Ve herşeyi yiyip içmekte olduğu, yediği atıştırmalıkların ambalajlarının çöpe atılmadığı masanın üzerindeki kumandaya uzandı.

"Ağh deliricem!"

Oğlan televizyonu kapattı. yatmakta olduğu kanepeden kalktı, uykusunun açılması için esnedi.
Kızıl saçlarını karıştırdı ve daha iyi ayılması için lavaboya doğru gidiyordu.

Gözüne koridorun başındaki rafta duran ödüle takıldı. Artık onun bir önemi yoktu.
Oğlan ödülü aldı ve mutfak tezgahının yanında duran çöp kutusuna attı. Ve lavaboya doğru gitti. Yanakları al al olmuştu, dün içkiyi biraz fazla kaçırmış olabilirdi...
𝑪̧𝒐̈𝒑 𝒌𝒖𝒕𝒖𝒔𝒖𝒏𝒂 𝒂𝒕ı𝒍𝒎ı𝒔̧ 𝒐̈𝒅𝒖̈𝒍;𝘦𝘯 𝘪𝘺𝘪 𝘣𝘢𝘣𝘢 𝘰̈𝘥𝘶̈𝘭𝘶̈
~ 𝘓𝘦𝘦 𝘮𝘪𝘯 𝘏𝘺𝘶𝘯~

Artık ailesinden tek bir kişi bile yoktu en küçük kardeşi bile...
Herkes onu suçluyordu, onların yerinde olsa oda böyle düşünürdü çünkü koskoca aileden tek o sağ kalmıştı. Normal değildi bu insanlar için.

Oğlan sıkılmıştı artık aynı haberleri aynı lafları aynı cümleleri duymaktan. Arkadaşları bile onu terk etmişti. "Onunla asla olmam, seni bırakmam" diyen arkadaşları. Bugün son kez soju içicekti artık o sıkıldığı şeylerden kurtulacaktı.
Kim istemezki.

Akşam olmasını bekledi. Aydınlığı, ışığı sevmiyordu çünkü. Liseliyken yaşadığı zorbalık hatta belkide daha kötüsüdür. O anıyı hatırladıkça daha kötü oluyordu. Ölümden dönmüştü sanki.

~~~~~~~~~~~~

Kafasında bir çuval vardı, eli ve ayakları bağlıydı sandalyeye. Etrafında bir sürü ışık vardı, bütün hepsi onun çevresini sarmıştı.kafasındaki çuvalı çıkardılar. Bütün ışıklar gözüne tutuluyordu.bunu yapanları görmüyordu. Her yer çok parlaktı. Kim yapar ki böyle birşeyi ona.
İçlerinden biri oğlana lazer tutmaya başladı. İşte bu çok kötüydü....
Canice gözüne tutuluyordu lazerler. Kim, niye yapsın ki böyle birşeyi.
Acı içinde kıvranıyordu.
Gözleri yaşarmış ve bulanıklaşmıştı.
Birisinin gelmesi için yalvarıyordu. Gözleri yanmış gibi hissediyordu, kupkuru olmuştu gözleri eziyetti bu bildiğiniz.
Gözlerini kapatsa da faydası olmuyordu. Daha fazla acıyordu hatta.niye yaptıklarını anlamıyordu. Kimseye kötülüğü dokunmamıştı oysa.
Hiçbirinin yüzüne göremiyordu. Kim olduklarını bilmiyordu.

Sandalyeyle birlikte düşmeye çalışıyordu. Sandalyeyi sağa sola doğru hareket ettirerek, yere düşmeyi başarmıştı. Ama içlerinden biri onu yakasından kaldırıp yumruk attı. Oğlanın ağızından kanlar geliyordu.
Onu yerde bi kaç kişiyle tekmelediler.
Hali kalmamıştı ne sağına dönebiliyor nede soluna. Çok kötü dövülmüştü, yaralanmıştı.

× 𝙆𝙖𝙧𝙖𝙣𝙡ı𝙠 𝘼𝙨̧𝙠 ×/𝙢𝙞𝙣𝙨𝙪𝙣𝙜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin