İçimdeki Şeytan

1.2K 108 53
                                    

SELAMMM SEVGİLİ KALPLİ PİJAMALARIMMM. Biz 2.000 okuma oldukkk🥺🥺🥺 Nasıl teşekkür etsem azdır. Gerçekten 1 hafta bile dolmadan 2.000 okuma olduk. Bence bu bölümden sonra 3.000 okuma olur. Çok uzatmayayım en iyisi. Hayalet okurlarım önceki bölümdede dediğim gibi sizde iyiki varsınız. Yıldızlamayı unutmayınnnnnnn.

Hayalet erkekten dolayı dertli dertli çilekli sütümü içerek eve doğru gitmeye başladım. Ahh be benim hayalet erkeğim. Ne zaman ortaya çıkacaksın? Çık artık be ortaya hayatımın anlamı.

Aklıma aniden dank eden şeyle yolun ortasında durdum. Ya o hayalet erkek cinse? Ya ben bir cine aşık olmuşsam? Bu sefer gerçekten tahtalı köyü boylardım. Yani o evimin direğinin gerçek olmadığı için tahtalı köyü boylardım.

Hızlıcana yolun ortasında telefonu açtım ve goggle amcaya girdim. Arama kısmına 'olmayan birisinin parfüm kokusu burnumuza gelirse parfüm kokusu cinlerin midir?' yazdım. Goggle amca ise önüme parfüm çeşitleri koymuştu. Resmen ağlayacak raddeye gelmiştim. Kessinlikle ağlamak için bahane aramıyordum.

Sinirle çilekli sütümü içime çektim. Ağzıma süt tadı gelmeyince sütün bittiğini anladım meğersem boş havayı içime çekiyormuşum. Buna da sinirlenerek canım ablacığıma aldığım sütü içmeye başladım.

Evet arkadaşlar bunları yaparken yolun ortasında duruyordum. Ve yanımdan geçen insanlar "bu mal ne yapıyor?" bakışları atıp, yanımdan geçiyordu.

En son canım ablacığıma aldığım sütü de bitirince rahatlamıştım. İnşallah tişim yolun ortasında gelmezdi. Çünkü bugün baya sıvı tüketmiştim. Çilekli sütün üstüne, çikolatalı süt içtiğim için galiba kafa yapmıştı. Bide midem bulanmıştı yolun ortasına her an kusabilirdim. İçimdeki şeytan buna iğrenmişti. İçimdeki ses yani içimdeki melek, içimdeki şeytana sinirlenip, "olamaz mı? Her insanda olan normal birşey kusmak ne iğreniyorsun?"

İçimdeki şeytan "olamaz. Kusmak iğrenç birşey." dedi iğrenmişçesine bir ses çıkartarak. Birden bağırarak "ayy yeter sizi mi çekeceğim?" dedim. Çünkü bugün baya canımı sıkıyorlardı.

Yolun ortasındaki insanlar galiba beni şizofren sanıp, dahada uzaklara gidip yürümeye başlamıştı. Haklıydılar bende yolun ortasında kendi kendine bağıran birini görseydim deli sanıp, hemen oradan uzaklaşırdım.

Omuz silkip, sallana sallana elimdeki poşetle yürümeye başladım. Bi daha kimseye aşık olmamaya karar vermiştim. Çünkü mazallah çarpılırdım. Öbür dünyada bile rahat olamazdım. İçimdeki şeytan ve içimdeki melek susmuştu. Ve evet arkadaşlar içimdeki şeytanı ve meleği shipliyordum.

Ne var? Ne kızıyorsunuz? Ben aşk yaşayamıyorum bari onlar aşk yaşasın. Bana kızmayın arkadaşlar. Siz günde en az 3 insana aşık olup, sonra onları unutmak nasıl bir yük biliyor musunuz?

Neyse ki bugün sadece 1 kişiyi gelecekteki kocam yapmıştım. İnşallah bugünün devamı gelmezdi. Çünkü ben ve içimdeki şeytan, melek bıkmıştı. Ve onlar bıktıklarında ben günlerce ruhsuz ruhsuz geziyordum.

Taki onlar mutlu olana kadar. Onlarda benim evladım gibiydi. Her bokumu bi tek onlar biliyordu. Galiba öbür dünyada ben ve içimdeki şeytan cehennemde cayır cayır yanacaktık. İçimdeki melek ise sırıtarak viskisini içip bizi izlerdi. Evet arkadaşlar şizofren olduğumu biliyorum. Söylemenize gerek yok.

2 dakikalık yolu tam 30 dakika yürümüştüm. Yani 10 dakika beklemiştim. 10 dakika içimdeki melek ve şeytanı nasıl birbirlerine aşık ederim diye düşünmüştüm. Tabi düşünürken bekleyerek düşünmüştüm. 10 dakika sonra yolun ortasında mal mal derin düşüncelerin arasından bir korna sesi beni kendime getirmişti. Arabası porscheydi resmen o şahısın.

Sevgisiz RuhlarWhere stories live. Discover now