6. Bölüm: Umutsuz Vaka

47 16 2
                                    

        Pes etmeyeceklerdi. 1 kere adım attıysanız geri dönüş yaptığınız zaman size neler denir. Korktularmı acaba denir. Tembellik mi yapıyorlar denir. Ama bilmezler ki içleri kan ağlar. 4 farklı insanın ölümü. 4 farklı can. 4 farklı hayat.

         Bunlar akıllarına geldikçe yeniden var oluyorlardı sanki. Artık düşünmeyi bir kenara bırakıp çözmeleri gereken davaya odaklanmışlardı.

         Yavaş yavaş geliyorlardı..

Fransa. Paris. Arsenal..

Gelmişlerdi. Onca yorucu şeyin ardından arabada biraz uyumuş ve sonunda varmışlardı. Akşama 1 saat kalmıştı.

- Arthur. Cold Bar sabah işlek bir yer değil. Özellikle Arsenal'da yaşayan insanlar genellikle akşam daha fazla dolaşırlar.

- O zaman akşamı beklemeliyiz. O zamana kadar biraz daha dinlenelim. Ardından devam ederiz.

               Akşam zor olacaktı. Bu yüzden dinlenmeleri gerekiyordu..... Akşam olmuştu. Zaten sadece 1 saat uyumuşlardı. İnsanların gelmesini beklediler ve.. İşte! insanlar geliyorlardı. Arthur ve Mary derin bir nefes aldı ve içeri girdi. İlk buldukları 2 kişilik mini masaya geçtiler.

             İnsanlar doluşurken bir anda şarkı açıldı. Arkada çalan şarkıyı dinlemeyip konuşmaya başladılar.

- Sence kasadaki adam Bay Nills'mi?

- Bence Barın sahibi olduğundan geziyordur içeride.

- Peki bulup Hannah yönlendirdi diyelim. Uyuşturucu felan isteyelim. Acaba şüphelenirmi?

- Bilemem oyunculuğumuzun iyi olduğunu düşünüyorum.

- Tamam hadi.

          Arkada çalan şarkı onların sinir kat sayıları ile oynuyordu.

"Cause I'm beggin'
I'm beggin', beggin' you
So, put your loving hand out, baby
I'm beggin you
So, put your loving hand out, darling."

            Oralarda dolanırken bir kapı gördüler.

- Hey Arthur! Burada kapı var.

- Bekle hemen dalma. Kenardan bir göz gezdirelim.

- Peki.

           Kapının minik aralığından uzandılar. Odaya baktılarında bir barmen kadın vardı. Elinde bir tepsi ile geziyordu. Birbirlerine bakıp barmen in elindeki tepsiye baktılar. Mary fısıldadı.

- Bu uyuşrurucu olabilir. Ya içeceklerde yada normal hap gibi.

- Sanırım evet.

           O sırada kapıya gelen adamla birlikte hızlı bir şekilde sol kısmından çıkıntılı duvarın kenarına geçtiler. Kapıyı kontrol ettiklerinde tam gideceklerdi ki..

- Merhabalar nasıl yardımcı olabilirim?

- Merhaba.

             Dedi Arthur. Bu 190 boylarında, esmer, kahve gözleri ve kahve saçları olan adama baktılar. Adam iriydi ama çelimsizdi. Kemiklerden ve yağ bezeleri onu kaslı gibi gösteriyordu.

- Biz Bay Nills için geldik.

- Nills Bennet'mi?

- Evet. Ta kendisi.

- Peki ben çağırıp geliyorum.

- Sağolun bayım.

             Adam hızlı adımlarla oradan ilerlerken Arthur, Mary'e baktı.

Bir Dava İki DostWhere stories live. Discover now