8.Bölüm: Takip Sırası

40 11 6
                                    

Dün olanlar akıllarında iken bugün ise Nills'in peşinde olacaklardı.

Umarım kötü bir gün olmaz diyerek aynı anda düşünen ikili son zamanlarda uyuyamaz olmuşlardı. Gözleri kapanırken, ikisininde kahve vardı.  Bir yandan kahvelerini içerken bir yandan ise bilgisayarlarından Nills'i araştırıyorlardı.

Nills, Harry'nin yokluğunu farketmezdi. Nedeni ise Arthur ve Mary'in planları idi. Mary, Hanry'nin "ailesi" olarak birisini göndermiş ve izin almıştı. Yani plan sorunsuz ilerliyordu.Sorun şu ki Nills ne yapsa da belli olması zor olacaktı. Çünkü Nills kayıtlarda "suçsuz" olarak nitelendiriliyordu.

Şimdi aklınızdaki soru "Harry suçsuz olarak nitelendirilmiyor muydu?" Hayır. Harry kayıtlarda da " suçlu" görünüyordu. Çünkü Nills kayıtlarını sildirmişti. Ama Nills pek şüphe vermiyordu. Tabii bu tamamen temiz olduğu anlamına gelmezdi. Birşey yapmış olmasa bile yasadışı olarak kayıtları sildirmesi yüzünden ya yüksek bir miktar para cezası ya da hapis cezası alacaktı.

Kahvelerinden aynı anda son yudumlarını alan ikili önlerindeki bilgisayardan araştırmaya devam ediyorlardı.

- Sence.... Dedi Mary kahvesini 3 büyük adım uzağındaki çöp kutusuna fırlattı. Ardından önüne döndü ve devam etti.

- Nills, Harry gibi olabilirmi? Dedi.

- Nasıl yani?

- Biz Harry suçsuz olabilir dedik. Suçlu çıktı ve ters köşe olduk. En azından hazırlıklıydık. Ama... Biz Nills'in de suçsuz olabileceğini varsayıyoruz. Suçlu çıkma ihtimali fazlası ile yüksek.

- İşimizi şansa bırakmayalım o zaman. Sonuçta varsayımımız doğru çıkarsa bir açığını daha bulabiliriz.

Mary kafasını aşağı yukarı salladı ve ayağa kalktı.
Hafifçe gerindikten sonra ellerini cebine koydu. Yavaşça masanın yanında ileri geri yürürken bir yandan ise konuşuyordu.

- İşimizi şansa bırakmazsak sonuçlar farklı olabilir. Ama mantıken düşünürsek planlanmış işlerin sonuçları daha nettir. Fakat mantığı düşünürsek bazı planlamaların doğru gitmemesi üzerine ters köşe yapmamız gerekebilir.

- Haklısın. Birden çok plan yapmak gerekebilir. Gerçi... Dedi ve düşünmeye devam etti.

- Evet? Dedi Mary.

- Belki de A ve B planına bir C planı eklemeliyiz?

- Doğru! Dedi Mary ve ellerini ceplerinden çıkarttı. İki elini tek vuruşta birbirine yapıştırdı ve konuşmaya başladı.

- A planı işleyecek plan olur bir sorun olursa direkt B planı devreye girer. B planı bizi biraz zorlar ama ters köşe yapmaktan her türlü iyidir. C planı ise en zoru oluyor. Birbirimize ayak uydurarak ve çaktırmayarak mümkün olduğunca az ve mantıklı konuşarak bu plan da son çaremiz oluyor.

- Aynen. Zaman sorun değil ama plan sorun. Bir arkadaştan aldığım bilgiye göre Nills başka bir barda olacak. Benim düşüncem rakip işletme olması yanından. Belki öldürme gibi bir olay yaşanabilir. Harry'den kalma eşyaları alalım.

Arthur ayağa kalktı. Bacaklarını biraz salladıktan sonra kapının çalma sesi ile arkasına döndü.

İçeriye giren bir Hanımefendi ile ikili oraya odaklanmıştı. Kadın siyah diz boyutundaki elbisesi ile onlara bakıyordu. Mary adımlarını hızlı ama sakin bir şekilde atmaya ve kadının yanına gitmeye başladı. O sırada kadın konuştu.

- Merhabalar? Dedi. Mary kafasını salladı ve konuştu.

- Merhaba Hanımefendi? Sorun nedir? Diye sordu. Arthur hızla kadına baktı. Arthur şüpheli birşeyler seziyordu.

Bir Dava İki DostWhere stories live. Discover now