9: Akşam Yemeği

25 1 0
                                    

Dokuzuncu bölüm.

"Bir açıklama bekliyorum Meva," Cihangir'in sinirden kudurduğunu belli eden sesi Müjgan'ı korkutmuştu. Müjgan'ı korkutan bir diğer hamle ise abisinin ikinci ismiyle seslenmesiydi. Yetişkin bir Cihangir, kardeşlerine ikinci ismiyle sesleniyorsa kırmızı alarm demektir.

"Müjgan'a ne oldu abi?" korksa da soracağı sorudan da vazgeçmiyordu. Cesaretliydi yani. Akşam yemeğinden sonra Cihangir, Sude ve Müjgan'ı tuttuğu gibi dışarı çıkarmıştı. Birazdan, hepsi yine bahçede toplanacaktı. Buğra ve ikizler de orada olacaktı, Kutay'ı incelemeyi kaçıramazdı Buğra.

"Meva!" sinirden sıktığı çenesinden dolayı çene kemiği belli olmuştu. "Tamam ya, kızma hemen."

"Ablacım, biraz daha susarsan abim bana saracak bu sefer," fısır fısır kulağına doğru konuşan kardeşine karşılık kafasını salladı Müjgan, haklıydı. "Şey, teyzem öyle soru sorunca bir anda öyle olmaz diye çıkıverdi ağzımdan," Cihangir devam etmesi için kollarını göğsünde bağladı ve banka yaslandı. "O sırada zil çaldı ya Kutay'ın sesini duydum aklıma direkt o geldi. Yani Kutay'la aramda herhangi bir sevgililik durumu yok."

Kısmış olduğu gözlerini kapattı Cihangir, sakinleşmesi gerekiyordu. "Hadi yalan söylemek istedin, onu anladım o zaman ne diye farklı bir yalan söyleme gereği duymadın?"

"Bundan başka teyzemin ve o kakalak oğlunun inanacağı başka yalan var mıydı? Bir düşün istersen," bir yıl sonra mezun olacağım dediği halde 'bekleriz' imajını vermişti. Bu sevgililik yalanından başka hangi yalan bulunursa bulunsun teyzesi inanmazdı. İnansa bile Buğra deşerdi o yalanı, mesela bu akşam yapacağı gibi.

"Ben senin yerine cevap vereyim; yoktu," Sude her zamanki gibi araya girmişti. "Bu yüzden bu yalanı devam ettirmek zorundayız abi, mümkünse mahalledekiler de teyzemler gidene kadar bilmesin," diye devam etti Müjgan.

İki kardeşinin yüzünde bakışlarını gezdirdi Cihangir. "Tamam ama Kutay oyun bittikten sonra da devam ederse alırım ayağımın altına," göz devirdi Müjgan. "Arkadaş falan dinlemem geçiririm suratına."

"Bunun da adrenalin damarı kabardı yine!" isyan ederek önden arabayı sürmeye başladı Müjgan. "Ayrıca bir daha bana bağırırsan elimden çekersin abi!"

Parktan ayrılıp bahçede oturan arkadaşlarının yanına gitti. Abisi ve kardeşi arkasından geliyorlardı daha. Bu sefer kola çekirdek yerine kütür kütür yeşil erikleri götüren arkadaşlarından bir avuç erik aldı, Kutay'ın yanına ilişti ve sinirle erikleri yemeğe başladı. "Müjgan abla ne oldu?"

Ayşen'in sorduğu soruya omuz silkmekle yetindi. "Sevgilinle kavga mı ettin Meva?"

Derin nefes aldı, çiğnediği eriği yuttu ve sinirli ama gülümseyen sıfatıyla Buğra'ya döndü. "Çok üzüleceğin bir şey diyeyim ama kavga etmedik," orta büyüklükteki eriği iki parmağının arasına sıkıştırdı. "Maalesef hazırladığın gınayı yakamaycan."

Hemen yanından gelen tuhaf gülme sesiyle yandan Kutay'a baktı. Onun gülmesiyle Müjgan da güldü. Hem Kıbrıs aksanı hem de sinirliyken hızlı hızlı konuşması Kutay'da kahkaha atma isteği yaratmıştı. "Ne sevgilisi Müj?"

Salih'in sorusuyla ağzına atacağı eriği geri avucunun içine koydu. "Kutay'la sevgiliyiz Salih abi."

Bir yalan söylemişti bütün herkes öğrenmek zorunda kalmıştı. Peki bunun nedeni kimdi? Buğra!

Memduha ve Buğra Bolu'ya dönene kadar bu sevgililik olayı dördünün arasında kalacaktı. Mahalledekilere güvenmediğinden değildi sadece temkinli olmak istiyordu. Sonra tekrar teyzesinin ve kakalak kuzeninin çenesini çekmek istemiyordu. "Ne?" Deniz'in anlık verdiği tepki karşısında çekinse de bir şey diyemedi. Çünkü Denizle birlikte böyle bir ilişkinin olmayacağını savunmuşlardı onca zaman. Bir nevi silah arkadaşını cephede yalnız bırakmış gibiydi.

MUÂŞAKAWhere stories live. Discover now