Bilinmezler

29 3 7
                                    

Dışarda rüzgarlı bir hava ve yağmurlu birgündü dışarıda bulutların arasından hafifçe parlayan güneşe rağmen. Hava kime göre yağmuru ve rüzgarıyla,kime göre güneşiyle güzeldi. Ama şuan bu iki tarafa göre de hava güzel sayılabilirdi.

Görevlere ara vermenin rahatlığıyla takımdan kimileri gezme planları yaparken kimisi genelde rahatça oturma taraftarıydı. Tüm herkes birkaç aylık görevlerden bıktığı için herkesin amacı kafasını dinlemekteydi.

Sessiz genelde dışarı çıkmayan taraftı. Ama evde de boş oturmaz,kendine birşeyler katmaya uğraşırdı. Dövüş ve silah kullanımı iyi olmasına rağmen tekrar tekrar kendi sınırları zorlayana kadar çalışır,bedenen yorulunca zihnini yoracak işlere yönelirdi. Görevlerinde en ufak pürüze izin vermezdi. En ufak görevi bile en ince ayrıntılarına kadar incelerdi. Onda hata diye birşey yoktu. Zaten bu dikkatiyle şuana kadar en ufak sorun bile çekmemişti.

Sessiz kendine sabahtan beri çektirdiği fiziksel işkencesi bittikten sonra kendisini banyoya atıp duş aldıktan sonra saçlarını kurutup bir işkence de beynine çektirmek için masasına yöneldi.

(Birkaç saat sonra)

Sessiz masasında uğraşırken cebindeki telefonun titremesiyle duraksadı. Göreve gittiğinde görev için başka kimlikler kullandığı gibi başka telefonlar kullanıyordu. Ama şuan görevde olmadığı için kendi telefonuna dönmüştü.

Gelen bir mesaj vardı. Zaten konuştuğu kişiler görevleri onlara gönderen üstler,bilgileri aktaran Stew,Bilinmezler ve Bilinmezler'deki üç kız olarak Asya yani Sessiz,Bella yani Güneş ve Maria yani Yıldız vardı.

"Off sıkıldım,hepimiz boşuz tabi Sessiz kendine işkence çektirmiyorsa. Aşağı gelin de sohbet mi etsek?"

Gelen mesaj Güneş'tendi. Genelde zaten ya Yıldız ya da Güneş atardı ilk mesajları,mesajlamaya da zaten çoğunlukla tüm görevler sonlanıp tatile girdiklerinde fırsat bulurlardı.

Büyük ihtimal Güneş tüm gün kitap okumaktan bıkmış olmalı ki biraz sohbet etmek için yazmıştı. Ne kadar sohbet edecek gibi dursa da bunun sonu yine dışarı çıkıp yürümekle bitecekti. Bu kız için havanın nasıl olduğu hiç önemli değildi. Soğuktan donsa bile yürümek isteyecekti. Bacakları iki dakika dursa olmuyordu sanırım.

"Ben tamamım buna,ayrıca dedikodu falan da yaparız bence güzel olur."

Bu yanıt da Yıldız'dandı. Konuşmada konu başlatmada üstünde yoktu. Dedikodu desen harikaydı,şaka bi yana cidden sarıyordu. Biraz garip kafa yapısı ve hayatıyla eğlenceli biriydi.

Sessiz telefonu eline alıp çok düşünmeden hemen yazdı.

"Yağmur var."

Şuan dışarı çıkmadan bahsetmeseler bile Güneş az apartmanda yürüyelim derken yine onları dışarı çıkaracaktı. Yağmurlu havaları sevmediği falan yoktu,dışarıdaki kapalı havayı seviyordu ama şuan kendini çalıştırmaya ara vermek istemediği için bahane arıyordu.

"Dışarı çıkalım demedik ki,konuşalım dedik."

Diye yanıtladı Güneş. Kendisi üşütmeyeceği için hava hoş. Kızdaki minyon tipe rağmen sağlık tavandı. Hasta olduğu hiç gözükmüyordu.

"Demedik ama çıkacağız."

Dedi Sessiz her zaman ki kısa ve net cevaplarıyla.
Çok konuşmazdı,sadece gerektiği zaman konuşmayı mantıklı bulurdu. Görev içindeyken bile mecbur konuşmaların dışına çıkmaz,ve gercek ses tonunu kullanmazdı. Ses tonunu değiştirebilme gibi bir özelliği vardı ve bu şekilde başkasınında seslerini taklit edebiliyordu.

2 Ajan 1 AmaçWhere stories live. Discover now