Haiii ben geldiim!
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
Büyük bir savruluşla zemine yuvarlanıp yığıldığımda, başımı hızla çevirdim. El ele tutuşup sarılarak girdiğimiz portalda Taehyung ile el ele çıkamamıştık.
"Taehyung!" diye bağırdım havada ışıldamaya devam eden portala bakarak. Tam geri döneceğim sırada Taehyung portaldan çıktığı anda portal kayıplara karıştı. Hışımla ona uzanıp sıkıca sarıldım.
"Bir an seni kaybettim diye ödüm koptu..." diye fısıldadım. "O kadar sıkı tuttum ama, yine de nasıl kollarımın arasından sıyrıldın. Çıldırıyordum resmen." dedi ve alnımdan öptü.
"Portal kayboldu."
"Kapılar kapandı, daha fazla tutamazdı zaten." dedi Taehyung. Başımı olumlu anlamda sallayıp kollarından sıyrılarak etrafıma bakındım.
Sadece mahallemin iki alt sokağında olduğumu fark edince koşmaya başladım. Taehyung'ta bana yetişip elimden kavradı.
El ele tutuşarak koşa koşa evimin kapısı önüne geldiğimde, askerleri gördüm. Kapının önünde nöbette duruyorlardı. Omzunda silahlarıyla bize doğru dönen askeri görünce Taehyung durdu. "Onlar dönüşmüş Jeon." dediğinde hıçkırdım. "Lanet olsun..."
Taehyung elini havaya kaldırıp buzdan oluşan bir kılıç meydana getirdiği gibi elimi bıraktı ve zombiye dönüşen askerleri tek tek indirdi.
Askerlere telsizle ulaşamamamızın sebebi belliydi, hepsi dönüşmüştü. Onlar dönüştüyse ailem de...
Dizlerim titrediği için kapıya yönelsem bile içeriye girebilecek o cesareti bulamadım. Saksının altından yedek anahtarı alsam bile elimde anahtarla kapının önünde öylece kalakaldım.
"Bebeğim..." Taehyung soluk soluğa yanıma gelip omzumdan tuttu. "Taehyung... Bunu görmeye hazır değilim." dediğimde beni kendine çevirip sıkıca sarıldı. "Belki kaçmışlardır? Bu ihtimali düşün, hem bunu öğrenmek için kapıyı açmak zorundayız. Unutma, buraya bunun için geldik." diyerek beni cesaretlendirip destek oldu.
Başımı olumlu anlamda sallayarak kolları arasından sıyrılıp burnumdan derin bir nefes çektim. Taehyung o sırada, "Ben açayım ver." dedi ve elimdeki anahtarı alıp kapıyı açtığında titreyen dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırdım.
Sessizce kapıyı açtığında gözlerimi karanlıkta gezdirdim. Taehyung içeriye adım atıp elini tutmam için bana uzattı.
Elini tutarak kapıdan içeriye girerken uzanıp sol köşedeki ışığı yaktım. Evin içi aydınlanırken, sessizliği dinledim.
"Belki de çoktan gittiler..." diye fısıldadım. "Onu şimdi öğreniriz." dedi Taehyung ve kapıyı sessizce kapattı.
Ardından koridorun duvarına vurarak ses yapmaya başladı. Eğer dönüştülerse sese geleceklerdi ama lanet olsun ki ben bununla yüzleşmeye hazır değildim...
Duvara sinmiş bir şekilde beklerken, hırıltı sesleri ve adım sesleri işittim. Kısa bir süre sonra merdivenlerden inen annemi gördüğümde elimi ağzıma bastırarak ağlarken duvara sürtünerek yere yığıldım.
O pembe ipek pijamalarıylaydı. Yaklaşık 10 yıl önce doğum gününde hediye olarak aldığım pijama takımıydı. Asla atmamış, rengi dönse, eskise bile giymeye devam ederdi. Oydu... Gerçekten de annemdi...
Güzel saçları beyazlamış , o güzel inci gibi dişleri çürümüştü, o pürüzsüz teni şimdi mosmor olmuştu. "Anne..."
Saldırmaya hazır bir açlıkla bize doğru koştururken, Taehyung elini havaya kaldırarak annemin attığı adımları durduracak şekilde onu bulunduğu yere sabitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WAR AGAINST ZOMBIES • TAEKOOK ✓
FanfictionKorede yayılmaya başlayan zombi salgınını önleyebilmek ve zombilerle savaşması için özel gücü olan kişiler toplanacaktı... Kapak için @aslanovaa17 'ya çok teşekkür ederim! Bitiş tarihi: 30.01.2024