6

439 47 50
                                    

Hoseok ile yürürken hizmetli köşeyi dönerek ona çarptı, elindekiler yere saçıldı ve düştü, sinir ile bağıracak iken hoseok hizmetlinin yanına çöktü.

"İyi misin?"

Kaldırdığında onu izledim, kadın kafasını sallayarak eğdi.

"Özür dilerim efendim"

"Sorun değil, daha dikkatli ol, zarar gelmesin"

"Teşekkür ederim efendim"

Hoseok'un elini tuttum.

"Defol"

Kadın gittiğinde ilerledik, elimi sıktı.

"Neden öyle dedin ki"

"Ne dedim?"

"Defol dedin, kadın korktu"

"Herkes benden korkar"

Göz devirdiğinde durdum, bana baktığında sırtını duvara yaslandırıp üstüne eğildim.

"Sen korkmuyor musun?"

Yutkunarak ellerini sıktı.

"K-korkmuyorum"

Sırıttığımda dudaklarını bir birine bastırdı, elimi çenesine koyduğumda gözleri genişledi, dilimi dişlerim üzerinde gezidirip sırıttım.

"Bana korkuyor muşsun gibi geldi"

"Korkmuyorum işte"

Gözüme çok tatlı geldiği için güldüm, kaşlarını çattığında daha çok güldüm, omuzuma vurduğunda kafamı eğerek gülüşümü bastırdım.

"Uzun zamandır gülmemiştim"

"Şaşırmadım"

Elimi boynuna koyarak okşadım.

"Sen yinede benden kork"

"Korkmamı gerektirecek bir şey göremiyorum"

Ellerini omuzlarıma koyduğunda sırıtarak eğildim.

"Hmm görmeni sağlayalım bakalım"

Hizmetçiler bizi gördüğünde eğilerek hızla geçtiler yanımızdan, ellini yara izime koydu.

"Görmeyi isterim"

Geri çekilerek ilerlediğinde ellerimi arkamda birleştirip onu takip ettim,eğlenmediğimi söylesem yalan olurdu.

Yemek masasına oturduk, diğerlerine de oturmalarını söylediğimde hizmetçiler yemekler getirdi, iki kişi kadehleri doldurmaya başladı.

Benim kadehim dolduğunda geri yaslandım, adamın ayağı kaydığında şarap üstüme döküldü, nefes sesleri bile durmuştu.

Sinir ile elimdeki çatalı adam konuşamadan boğazına sapladım, hoseok ellerini ağzını götürerek şakınca kaldığında saçlarımı geri atarak kalktım.

"Siz yiyin"

Muhafızlar ölü bedeni götürdüğünde hoseok kalkarak yanıma geldi.

"Neden yaptın?"

Ona döndüm ve üstümü gösterdim, yutkundu.

"Ama sadece kazaydı"

"Dikkatli davranmazlarsa cezcası bu olur"

Kafasını onaylamazca salladığında kaşlarımı kaldırdım.

"Git ve yemeğini ye"

"İştahım kaçtı"

Gülerek ilerlediğimde arkamdan geldi, odama girdik, kuşağımı çözerek üstümü çıkardım, gözlerini etrafta gezdirmeye başladığında üstüne gittim.

"Beni yıkaya bilir misin?"

"N-neden yapayım"

Gözleri gözlerimden ayrılmıyordu ama yüzü kızarmıştı, güldüm.

"Sonuçta evleneceğiz, kocam olarak bana yardım edebilirsin"

"Kendin yıkan"

Yanımdan geçerek kitaplara baktığında gülerek kafamı eğdim ve soyunarak banyoya girdim, bağırdığında kahkaha mı zor tutmuştum.

"Kıyafetlerini toplasana"

Kapıdan içeri attığında kolunu tutarak içeri çektim, çığlık atarak göğüsüme çarptı, kolumu beline sardım.

"Korktun mu?"

"Ne yapıyorsun tanrı aşkına, bırak beni"

"Bir şey yapmıyorum, eğleniyorum sadece"

Yutkunduğunda nefesleri hızlandı, kapıyı kapatarak güldüm, küveti doldurmaya başladım, kollarını göğüsünde bağlayıp kafasını çevirdiğinde gülerek suyu kapatarak küvete girdim.

"Gelsene"

Göz devirip yanıma geldiğinde güldüm, suya dalıp çıktım.

"Saçlarımı yıkasana"

"Neden yapayım?"

"... L-lütfen?"

"Rica etmeyi bile bilmiyorsun"

Şampuanı alarak saçlarımı yıkamaya başladığında gözlerimi kapattım, parmakları masaj yapıyordu resmen.

Suyu açarak maşrapa yı doldurup saçlarımı duruladığında elini tutarak öptüm.

"Teşekkür ederim"

"Rica ederim"

Yanakları kızardığında yüzüne yaklaştım ki kapı çaldığında geri çekilerek dişlerimi sıktım.

"Bakar mısın?"

Kalkarak banyodan çıktığında lifi alarak sabun ile köpürttüm ve yıkanarak çıktım,havluyu aldım, boxerı çıkartarak kirlilere atarak havluyu belime bağlayıp çıktım, yatağın üzerinde olan siyah hambok'a bakarak güldüm.

Boxer giyerek hambok'u da giyindim, balkondan sesler gelince balkona çıktım, yemekleri görünce gülerek yanına oturdum, çubukları uzatınca aldım ve yemeğe başladık.

Şişko yanakları ile çok tatlıydı.

/

paint : sopeWhere stories live. Discover now