7. Bölüm

371 21 7
                                    

Bölümü geciktirdiğim için özür diliyorum 🥺❤️ ve iyi okumalar diyip sizi kitap ile baş başa bırakıyorum. Bolca Ertuğrul Ağa ve Asiye'li bir bölüm oldu ❤️❤️

Medya: Ertuğrul Karahan

Sabahın köründe beni kahvaltı için kaldıran Ertuğrul Ağa'yı umursamadan, Franco'yu hayal ediyordum. Dün attığı mesaj aklıma geldikçe kalbim küt küt atıyordu. Ben de ona cevap olarak, 'Seni Bekleyeceğim.' demiştim.

Franco Castelli'nin bana böyle bir mesaj atması şaşırtıcı olsa da, benim için oldukça umut verici bir şeydi. Sonuçta böyle şeyler genellikle değer verdiğin insanlara söylenirdi.

Bu durumda Franco Castelli bana değer mi veriyordu?

Ne çabuk değer vermeye başlamıştı?

Ya da beni böyle kandırmaya çalışıp, duygularımla mı oynayacaktı?

Sonuçta beni tanıyalı çok da uzun olmamıştı ve kendisine olan hayranlığımın bir hâyli farkındaydı.

Ama Franco o kadar nazik ve güler yüzlü biriydi ki insanın buna inanası gelmiyordu.

Benim gibi sıradan bir kıza değer vermesi de olağan dışıydı.

Ama bu kadar kısa sürede bana kendimi değerli ve özel hissettirmeyi başarıyordu..

Kafamı kaldırdığımda, Ertuğrul Ağa'nın bana küçümseyerek baktığını gördüm. Başımı 'ne?' dercesine salladım.

"Kendi kendine gülüyorsun." Diye, mırıldandı küçümseyici bir tonlamayla.

Şirince sırıtmaya çalıştım. "Yanında dura dura kafayı yediysem demek.." diye, söylendim ağzımın içinden.

"Normalde çok akıllısın ya zaten." Diyerek, söylendi kendi kendine.

Kaşlarımı çattım. Bu da ne demek oluyordu? Ayrıca bu adam kim oluyordu da bana böyle söylüyordu?

"Nirmildi çık ıkıllısın yı zıtin." Diyerek, taklidini yaptım. Kaşlarını çattı. Birkaç saniye öylece yüzüme baktıktan sonra yapmacık bir şekilde küçük bir kahkaha patlattı.

"Seni şakacı!" Dedi, alayvari bir şekilde.

Onu umursamayıp, önümde ki çayı kafama diktim. "Ay yandım!" Diye, çığlık attım. Ağzım fena hâlde yanmıştı. "Vallahi yandım!"

Ertuğrul Ağa hızlı bir şekilde ayağa kalktı. Bir bardak su alıp yanıma geldi. "Kim dedi sıcak çayı kafana dik diye? Ayrıca çay kafaya dikilir mi beyinsiz?" Diyerek, beni azarladı.

"Hep senin yüzünden!" Dedim. Dilimi dışarı çıkararak söylediğim için peltek konuşmuştum. Suyu içtim. "Ohh! su verenlerin çok olsun."

"Amin canım benim inşallah." Diye, mırıldandı bezmiş bir tonlamayla.

Tam dibimde duran Ertuğrul Ağayı umursamadan ayağa kalktım. "Gidip biraz uyuyacağım." Diye, mırıldandım.

"Uyumaktan başka bir şey yapmıyorsun zaten!" Diye, söylendi.

Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki, Ertuğrul Ağa'nın telefon melodisiyle geri kapadım.

Ertuğrul Ağa telefonunu elinde aldı, sinsi bir şekilde yandan gülümsedi. Ve telefonu açıp, sesi hoparlöre aldı.

"Şey ağam.." diye, mırıldandı duymak istemediğim bir tonlama.

"Buyur?" Dedi, Ertuğrul Ağa yüzünde sinsi bir ifadeyle.

"Asiye.." dedi, devamını getirmekten korktuğu sesinin tınısından açıkça belli oluyordu.

"Ee n'olmuş Asiye'ye?" Diye, sordu Ertuğrul Ağa sesi o kadar sertti ki, yüzünde ki ifadeyi görmeyen birisi onu sinirli bile zannedebilirdi.

Adı Bende Saklı (+18)Onde histórias criam vida. Descubra agora