8. Bölüm

421 16 20
                                    

Yeni bölüm ❤️

İyi ya da kötü yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım. İyi okumalar 🖤🖤


Uyandığımda hava kararmıştı. Dışarıdan gelen yağmur sesi insana huzur veriyordu. Yağmura eşlik eden rüzgâr sesi ise insanın içini ürpertiyordu. Sanırım dışarda fırtına vardı. Ayağa kalkmak için beni sıkıca kendine saran kollardan kurtulmaya çalıştım. Ama o benim inadıma daha çok kendine bastırdı ve yanağımdan öptü.

"Bırak beni!" Dedim, uykulu sesimle. Gidip üzerime bir şeyler giymem gerekiyordu.

"Hadi git üzerine bir şeyler giyin. Yemeğe gidelim." Diye, mırıldandı.

"Ne yemeğe gitmesi ya bu yağmur da fırtına da!" Diye, sitem ettim. Hiç de dışarı çıkılacak bir hava değildi. Tam evde oturup kahve yudumlayacak bir havaydı..

"Açlıktan ölelim mi?" Diye, sordu. "Makarna yaparım yeriz şimdi." Diye, mırıldandım. İtalya'nın makarnaları meşhur olduğu için sürekli makarna yemek istiyordum..

"Carbonara sever misin?" Diye, sordum.

"Ney bonara?" Diye, sordu şaşkınlıkla.

"Carbonara." Dedim, tekrardan. Alayla güldü.

"Bonara monara anlamam ben. Ayrıca dışardan yemek daha mantıklı."

Gözlerimi devirdim. Lâkin karanlık olduğu için Ertuğrul Ağa bunu görmedi. "Mis gibi carbonara yiyelim işte. Daha ne istiyosun kuzuyu mu devireyim senin için?"

Sesli bir şekilde güldü. "İyi olur aslında."

"Ben üzerime bir şey giyip, carbonara yapacağım sen istersen yemeğe gidebilirsin." Diye, mırıldandım. Tam kalkmaya yeltenmiştim ki, beni kendine bastırdı. Göğüslerim çıplak vücuduna değdi.

"Şu an akşam yemeğine seni de yiyebilirim aslında."

Yüzümü buruşturdum. "Bırak beni!"

Tekrar sesli bir şekilde güldü. "Tamam hadi git yap bonara monara." Dedi, ve beni bıraktı. Hızlı bir şekilde ayağa kalktım ve kendimi odadan dışarıya attım. Koridorun ışığını yakıp, kaldığım odaya girdim. Sütyen giyip, üzerime gri geniş bir sweat giydim. Altına da tayt giydim. Şeklime bakıp, yüzümü buruşturdum ve saçımı taradım. Göz altıma kapatıcı, kirpiklerime ise rimel sürüp bir on dakika sonra odadan ancak çıkabildim. Ertuğrul Ağa eli belinde benim kapımın önünde bekliyordu. Beni iyice bir süzdükten sonra konuştu;

"Hele şükür çıkabildiniz efendim. Bonara da seneye hazır olur herhalde?"

"Şeklimi şemalimi beğenmeyip, kendime çeki düzen verdim. Ne var bunda yani?"

"İnat etme de yemeğe bir yerlere çıkalım hadi. Hazırlanmışsın o kadar."

"Elbise giymedim. Sıradan bir sweat ve tayt?" Dedim, hayretle. Sorgularcasına Ertuğrul Ağa'ya bakıyordum.

"E makyaj yapıp, saçını da taramışsın işte." Dedi, ellerini iki yana açarak.

"Ben carbonara yapacağım.." dedim, onu umursamayarak.

Derin bir iç çekti. "Off peki. Çabuk ol bari."

Hızlı adımlarla mutfağa indim. Ve yanımda Franco'yu hayal ederek, malzemeleri çıkardım. Acaba en sevdiği renk neydi? Ya da en sevdiği şarkı hangisiydi? İnternetten baktığım kadarıyla en sevdiği renk griydi. Ve en sevdiği şarkı hakkında hiçbir şey söylemiyordu. Bir nevi çoğu şeyini gizli tutuyordu.

Acaba şu an neredeydi? Ne yapıyordu?

En önemlisi neden bana bu denli iyi davranıyordu?

Ya da sadece bana değil, herkese bu denli iyi ve mütevazıydı. Keşke şu an onun yanında olsaydım. Doya doya yüzüne bakıp, sıkıca sarılabilseydim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Adı Bende Saklı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin