4(frailty)

29 2 0
                                    

  Sınıftaki laboratuvar masasına otururken Robert, Jessica'ya "Biraz yayım, kablolarım, birazcık cıvatalarım ve metal çıtalarım var. Bu sandık hakkında ne düşünüyorsun? Eski bir şey ama havalı, değil mi?" dedi. "Tam olarak mini robotumuz için en uygun boyut."
  Jessica, Robert'ın görünüşe göre hurdalıktan topladığı parçalara bakarak sessizce oturdu. Tüm bu pis ıvır zıvırı masadan fırlatmak istedi. Ama onun yerine yalnızca bir heykel gibi hareketsizce oturdu. Kımıldamaz. Duygusuz. Sanki eskimiş döküntünün görüntüsü onu hiç rahatsız etmiyormuş gibi.
  "Pek konuşmuyorsun." dedi Robert ona.
  Jessica gözleriyle buluşup içindeki merakı gördü ve başka yöne baktı. "Evet, bunlar iş görür."
  "Harika. Geçen günden sonra yanlış bir şey yaptım sanmıştım. Belki de artık partner olmak istemiyorsundur." Omuz silkti. "Yeni partner bulmak için biraz geç."
  "Hayır, sana iyi hissetmediğimi söylemiştim." Yumruğunu çözdü ve sandığı işaret etti. "Bu en uygun boyut. İyi iş çıkardın."
  "Değil mi?" Robert elleriyle saçlarını geriye itti. "Bulduğumda heyecanlandım. Bu robot çok havalı olacak, Jess. Bekle ve gör."
  Jessica eski arkadaşlarının bir zamanlar ona seslendiği eski takma ismi duyunca donakaldı. Boğazında bir yumru hissetti ve zar zor yutkundu. Okulda ve bu proje üzerine Robertla daha fazla etkileşim kurmanın bu kadar zor olabileceğini bilmiyordu. Onu koltuğunda tutmak ve tüm bunlardan kaçmamak için çok fazla irade gücü gerekiyordu. Ona eskiyi hatırlatmak ve eskide kalandan daha çok şimdiye getirmek istediği şey değildi.
  Bayan Willoughby ilerlemelerini not almak için defteriyle masalarının yanından geçti. "Güzel, Robert ve Jessica. İkiniz de parçalarınızı zamanında bir araya getiriyorsunuz. Girişkenliğinizi sevdim." Topladıkları taslaklara baktı. "Robotunuz bir araya geliyor gibi gözüküyor. İyi iş çıkardınız, ikiniz de. Önümüzdeki birkaç gün içinde inşaata başladığınızı ve biraz ilerleme kaydettiğinizi görelim."
  "Tamamdır." dedi Robert gülümseyerek.
  Jessica kafa salladı.
  "Proje hakkında ne hissediyorsun, Jessica?" diye doğruca ona sordu Bayan Willoughby.
  Jessica duraksadı. Bayan Willoughby genellikle onunla konuşmaktan kaçınırdı. "Um, iyi hissediyorum. Güzel olacak." diye yanıtladı garip bir şekilde.
  "Robert'la çalışmayı nasıl buluyorsun?"
  Jessica önce Robert'a sonra masanın üzerindeki parçalara baktı. "İyi" diye mırıldadı. "İyi bir partner."
  "Jessica da öyle." diye araya girdi Robert. "Yoldan sapmamamıza ve tasarıma yardım ederek oldukça çok çalıştı."
  "Her şeyin yolunda olmasına sevindim o zaman." dedi küçük bir gülümsemeyle Bayan Willoughby. "İlerleme durumunuz hakkında birkaç gün içinde sizi tekrar kontrol edeceğim. Çok çalışmaya devam edin."
  Bayan Willoughby yandaki masaya yürüdü ve Jessica onun omuzlarının rahatladığını hissetti.
  Robert ellerini ovuşturdu, heyecan gözlerinde yanıyordu. "Hadi başlayalım, Jess."
  Jessica, Robert'ın mini botun yapısı için bir kaç parçayı dizmesini izledi. Henüz yardım etmeye tenezzül etmediğinin oldukça farkındaydı. Mini robotun çerçevesi için birleştirilecekleri dört metal çıta yerleştirmişti. Metal parçalarının üçü kesinlikle eskimişti ve hurdalıktandı. Bir parçaysa canlı ve yeni satın alınmış görünüyordu.
  Hadi, bir tane kap, dedi kendine. Ancak tereddütünü aşmayı başaramadı. Kullanılan parçalar pis ve eskiydi, pas ve yağ kokuyorlardı. Unutmayı tercih ettiği şeyleri hatırlatıyorlardı. Ancak bundan sonsuza kadar kaçamayacağını biliyordu. Robert'a öylece tüm mini bot işini yaptıramazdı. Adil olmazdı.
  Önyargısızlık en büyük savunmasıydı. Bazen sanki keseli bir sıçanmış gibi duygularını öngörüyordu. Keseli sıçan her ne zamanki tehlikede ya da tehdit altında olduğunu hissettiğinde taş kesilmiş bir halde donakalıyordu. Jessica hislerinin öyle olduğunu hayal etti. Güçlü olduğu zamanlar tehlike dinene kadar iç hislerini kapatmayı başarabiliyordu. Şimdiyse, keseli sıçandı.
  Bu hurdalığa karşı hoşnutsuzluğu onu etkilemiyordu.
  Aslında duygularına yönelik tehdit geçinceye kadar içten içe donmuştu.
  Yavaşça kirli metal çıtalara ulaştı. Kavrayışında soğuk demiri hissetti ve yakınına getirdi. Tersini çevirirken ve paslanmış kenarlarını incelerken dik dik baktı.
  Hurdalıktan herhangi bir şeye dokunabilir ve sorun yaşamazdı. Ona zarar vermez ya da hislerini etkilemezdi. Onu tekrar yerine koydu ve parmaklarını pantolonunun paçasına sürttü ve derin bir nefes verdi.
  Başarı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lally'nin Oyunu (Five Nights at Freddy's: Tales from the Pizzaplex #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin