secondi, minuti e ore.

486 36 71
                                    

(gençler az da olsa yorum yaparsanız aşırı sevinirim, hoşgeldiniz.)

Tanrıdan,  

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Tanrıdan,  

Jungwon gergin bir şekilde masaya oturdu. Gergin olmasının sebebi bariz bir şekilde belliydi . Çünkü birazdan hiç tanımadığı, arkadaşının arkadaşları ile birlikte yemek yiyecek,  takılacaktı. Normalde kendileri dört arkadaştı. Riki, Sunoo, Heeseung ve Jungwon.  Ama şimdi ise, Heeseung'un bir kaç arkadaşı daha burada bulunacaktı. Jungwon derince bir iç çekti,  masa onlar gelene kadar sessizdi.  Ayrıca bu mekan bir bar olsa da, fazlasıyla sakin ve kalabalıktan uzaktaydı. Heeseung  her zaman olduğu  gibi bu mekanı yine özenle seçmiş olmalıydı.  Pek bir süre geçmeden  masanın başına tanımadıkları  üç genç gelmişti. Jungwon'un gözleri hemen karşısına oturan çocuğu inceledi.   Böyle bir mekana takım elbise giyip neden gelirdi ki bir insan? Her ne kadar bunu giymesi saçma olsa da Jungwon inkar edemezdi, o takım elbisenin içinde fena çekici gözüküyordu.  İçinden bir siktir çekmesinin yalnızca bir mantıklı açıklaması olabilirdi, o da bu fena çekici olan çocuktu. 

"Hoşgeldiniz çocuklar. " 

Karşısındaki çocuk arkadaşı Heeseung'a bakıp sırıttı. 

"Hoş bulduk,  eh bizi arkadaşların ile tanıştırmayacak mısın? "

"Sanırım bunu kendileri halledebilirler."

Sunoo hızla öne atılmıştı, bu harekette zaten bir tek ondan beklenirdi. Aralarında en çekingen olmayan kişi o olabilirdi. Özellikle  bazen bu özgüveni işe yarayabiliyordu.

"Ben Sunoo."

"Ben de Riki."

İkisi de kendini hiç beklemeden tanıttığında tüm gözler Jungwon'a dönmüştü.  Ona bakan üç çocuğun bakışları arasından bir tanesininkine odaklandığında anlamlandıramadığı bir manzara ile karşı karşıya gelmişti. Aralarından deri ceket giyen çocuk ona nefret dolu gözlerle bakıyordu.  Daha bir kelime bile etmeden nasıl biri, ona nefret besleyebilirdi?

"Ben de Yang Jungwon."

Takım elbiseli çocuk sırıttı.  Sıra onlardaydı.

"Ben Jongseong, bu Sunghoon ve bu da-"

Gözleri deri ceketli çocuğa dönmüştü,  Jungwon adını merak ediyordu. Ona böylesine nefretle bakan çocuğun kim olduğunu bilmesi belki de onun  için iyi olacaktı. 

"Jaeyun. Ya da Jake. Hangisini isterseniz."

"Bana Jaeyun diyemezler."

Jaeyun denen çocuk sahiden son derece de asabi birine benziyordu. Yalnızca bakışları bile ortamı germeye yetiyordu. Buraya zorla getirilmiş gibiydi, bu her halinden anlaşılıyordu. 

"Ah peki, biraz garip tutumları var da kendilerinin siz onu takmayın. Duyduğuma göre hepiniz polissiniz. Heeseung öyle söylemişti."

Garson elinde birden fazla belki beş, belki altı tane içki şişesi ve yedi bardak getirmişti. Jungwon bu kadar içkiyi kimin içeceğini merak ediyordu. Kendisi genelde pek içen biri değildi,  içtiğinde ise yalnızca bir bardak bira ile yetinirdi. Fakat şu an için aynı durum söz konusu olamazdı,  masanın üzerinde duran şişeler fazlasıyla güzel görünüyordu. Bu seferliğine belki birden fazla bardak içebilirdi.

too late, jaywonTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang