disaster is on the way

67 6 15
                                    

Jungwon yüzünde hissettiği tüylü şeyle huylanıp burnunu kırıştırdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jungwon yüzünde hissettiği tüylü şeyle huylanıp burnunu kırıştırdı.  Mırıldanarak arkasını döndüğünde bu sefer de boynunda aynı şeyi hissetti. Uyanıktı fakat gözlerini açası hiç yoktu. Gözleri adeta kendisine naz yapıyor gibiydi.

"Lynn bıraksana komiserimi, sabahın körü daha." 

Jungwon mecburiyet hissiyle gözlerini araladığında başındaki minik arkadaş oldukça tatlı gözüküyordu.  Köpeği ellerine alıp yatakta diklendi. Jongseong da yanında uzanıyordu. 

"Sabah alarmı olarak mı çalışıyorsun küçük? Narkotiğe gideceğini sanıyordum. " 

Jungwon siyah burnuna minik bir öpücük bıraktı ve Jongseong'a döndü.  İç ısıtan bir şekilde sırıtıyordu.  

"Biraz mama vermeyi düşündüm, sonra senin yapmak isteyeceğin aklıma geldi.  Oldukça hevesli görünüyorsun onunla ilgilenme konusunda. " 

"Haklısın, karışık ve hareketli hayatım için bu oldukça zor ama-"

Elini ısırmaya çalışan küçük köpeğe baktı.  Onun için oldukça tatlıydı,  çünkü dişleri kesinlikle acıtamıyordu.

"Bu küçük arkadaş,  yeni bir heyecan gibi. " 

"Karışık ve hareketli hayatın insan olmana engel olamayacağına göre? Normal olarak zamana ve duygulara ihtiyacın var. Bu arkadaş da sana bunu kanıtlıyor zaten."

Jungwon komidinin üstündeki mama paketini aldı ve mamadan yavaş yavaş sıkarak Lynn'in  yemesini bekledi. 

"Saat kaç bu arada?"

Jongseong asla işinden vazgeçmeyeceğini biliyordu.  İç çekerek telefonuna uzandı ve saati kontrol etti. Hala biraz zamanı vardı sevgilisine doymak için.  

"Dört buçuk,  var daha gitmemize."

Jungwon mamasını bitiren yavruyu oyuncaklarının yanına,  yerdeki yastığına bıraktı.  Yatağa geri uzanıp derin bir nefes aldı.  Çok geçmeden Jongseong yatakta diklenip üzerine eğilmişti. Bacaklarını kendi dizlerinin arasına alıp sıkıştırmış durumdaydı. 

"Son zamanlarını da bana ayırabilir misin?"

Jungwon gülümseyerek kollarını boynuna doladı. 

"Bugünlük son zamanım diyelim. Mesleğime aşık olduğum için çoğunlukla hayatımdan memnunum ama  ne yazık ki sana olan aşkım daha ağır basıyor sanırım.  Bazen  ayrı bir hayata ışınlanasım geliyor."

Jongseong cümlenin bir kısmında gülerken sana doğru kaşları çatıldı.

"Ne yazık ki derken Yang Jungwon?"

Jungwon  kıkırdamadan edemedi.  Sahiden işini seviyordu. Başka bir hayatta yaşamak istemezdi, bu hayatından memnundu. Fakat bazı istisnaları vardı elbette.  Arkadaşları ve Jongseong, onun için bir istisnaydı. Bazen kendini  onlarla başka bir hayatta başka şeyler yaptığının hayalini kurarken buluyordu. Ama dediği gibi çoğu zaman hayatından memnundu çünkü hayal kurmaya pek zamanı yoktu, o hayaller oldukça kısa sürüyordu. 

too late, jaywonWhere stories live. Discover now