03: Bir kadının yüreği, sırlarla dolu bir okyanustur.

231 26 21
                                    

🎼: The Nihgt We Met

🎼: The Nihgt We Met

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

•••

"Nasıl görünüyorum?"

Jisung, yaklaşık bir saattir aynanın karşısında ne giyeceğini seçmeye çalışıyordu. Halası ve kardeşini de ona fikir versinler diye başına dikmişti. Seungmin uzun zaman önce horuldamaya başlasa bile halası istikrarlı bir şekilde kombinlerini değerlendirmeye devam ediyordu.

Şimdi de bir elini çenesine koymuş ve onu baştan aşağı süzerken etrafında dönüyordu. En sonunda pes ederek Jisung'un arkasına geçti ve aynadan yeğenine baktı. "Bence bunu bu kadar zorlaştırmamalıyız. Kendin gibi giyinsen yeter." Jisung inanamaz bir ifadeyle halasına baktı. "Bunu bana elli tane kombin yapıp bozdurmadan önce de söyleyebilirdin hala." Halası şakacı bir tavırla omzuna vurdu Jisung'un. "Zaten bu yüzden yeter diyorum şapşal. Beynim bulandı, rüyalarıma kıyafetler girecek senin yüzünden." Kafasını çevirip saate baktı ve gözlerini büyüttü. "Sen hâlâ burda mısın?"

Jisung ne kadar yavaş olduğu konusunda yakınan halasını arkasında bırakıp suitlerindeki giyinme odasına ilerledi. Halasının dediğini uygulayacaktı, kendi gibi olacaktı. Abartıyı seven biri hiçbir zaman olmamıştı bu yüzden hakkını sade bir gömlek ve siyah kumaş pantolondan yana kullandı. Giyinme odasındaki aynaya baktığı zaman gördüğünü beğenmişti. Zaten önemli olan da buydu.

Alnına düşen ve hafifçe gözlerini perdeleyen siyah tutamlarını eliyle çekerek saate baktı. Buluşma zamanı gelmişti. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirdi ve odadan dışarıya çıktı. Uyanmış olan Seungmin ve halasının abartılı iltifatları eşliğinde suitten de çıktığında hızla atan kalbini sakinleştirmek için birkaç saniye olduğu yerde durdu.

Gözlerini kapatmış içine derin nefesler çekiyorken yanından gelen ses irkilmesine neden oldu. "Bu heyecanınızın sebebi benimle buluşacak olmanız mı yoksa?"

Jisung eli kalbinde Minho'ya dönerken korkmasına tezat olarak çoktan gülümsemeye başlamıştı. Bu gülümseme Minho'nun kalbini bir kez daha tekletirken gözlerinin içindeki ışıltılara bir yenisi daha eklenmişti. "Ne kadar kendinizden eminsiniz öyle Bay Lee." Tabiki Minho'nun heyecandan nefes alamayacak hâle gelmesinin nedeni olduğunu bilmesine gerek yoktu.

"Her zaman. Bu en iyi özelliklerimden sadece bir tanesi." Jisung gülerek gözlerini devirdi. Minho'nun girmesi için uzattığı koluna kolunu dolarken konuştu. "Ayrıca çokta mütevazisiniz." Güverteye doğru birlikte yürümeye başladıklarında birbirlerine utangaç bakışlar atmayı da ihmal etmiyorlardı.

"Bu kadar genç yaşınızda bu kadar şey başarmış olmanız o kadar inanılmaz ki. Üstelik hiçbiri de öyle kolay şeyler değil." Minho'nun bu söylediği bir iltifat değildi, gerçekti. Bu iki kardeşin simalarını hiç tanımasa da yaptıkları işlerden haberdardı.

Titanic ~ MinsungTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang