Suburban legends

195 27 34
                                    

Arsenal Harabeleri, Virginia 05

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Arsenal Harabeleri, Virginia
05.32
Gözleri doğan Güneş'e giderken günün doğduğunu yeni anlamıştı, soğuktu. Kafasını sola çevirdiğinde dizlerine başını koymuş aynı pozisyonda sızmış bedene baktı.

Normalde etliye sütlüye karışmayan Carlos yaklaşık bir saat önce aramıştı yanındaki adamın sevgilisini. Yarım saat kadar sonra gelmesi gerekirken harabeye benzeyen yıkılmış taşlardan oluşan uçuruma bir araba girmişti.

Saniyeler sonra da kapısı açıldı. Jungkook o olmalıydı.

Siyah kısa saçlara, yapılı vücuda sahip adam yüzü sertti, hafif sinirli bile olabilirdi.

Adımlarını ikisinin yanına götürürken Carlos ışıktan dolayı kısık gözlerini açtı.

"Sen benim hayal ettiğim gibi çirkin değilmişsin. Çok başkaydın lan kafamda, iki senedir bir yalana kanmışım." Mavi saçlı olan parmağını sallayarak sarhoş bir şekilde söyledikleriyle Jungkook sinirle gözlerini kapadı, çok sorusu vardı.

Eğilip başı dizlerine gömülü Jimin'in yüzünü kaldırırken konuştu.

"Ne işiniz var burada?" Elleri onun soğuk tenine değdiğinde Jimin'in tamamen sızdığının farkındaydı.

"Burası bizim mekanımız Jeon Bey. Misafir olan sizsiniz. Başka bir gün sizi de bekleriz içmeye, biz her gün buradayız." Carlos'un sarhoş bir kafayla söylediği her kelime Jungkook'u sinirlendirirken ona döndü.

"Her gün?" Carlos sanki Nobel ödülü almışçasına bir gururla kafasını salladı.

"Ama sabah altıda puf, gidiyoruz. Malum, saçma sapan doğa yürüyüşçüleri geliyor. Bir de Jimin'in işi falan." Kafasını sallamıştı beyaz tenli olan. Hava soğuktu ve saatlerdir dışarıdalar mıydı? Bunun ilk olmadığı da çok belliydi.

"Arabaya geç seni de bırakayım." Kafasını olumsuzla salladı mavi saçlı olan.

"Arabam var, ayrıca evim yakın. Jimin de arabasını yarın akşam alır."

"Jimin bir daha buraya gelmeyecek, birini gönderirim." Jungkook'un sert cevabıyla Carlos gülerken siyah saçlı olan uyuyan bedeni yavaşça kucağına aldı.

Adımları arabaya giderken gerçekten delirecekti. O sevgilisini böyle bırakmamıştı. Namjoon'a da sinirliydi ama en büyük siniri Jimineydi.

Ön koltuğa bırakırken koltuğu hafif geriye yatırmış ve kemerini bağlamıştı. Arabaya binerek klimayı sıcağa çevirdi ve hızla geldiği yola döndü.

Griye kaçan saçları koltuğa dağılırken gözleri tamamen kapalıydı. Şuanki görüntüsü bile Jungkook'un göğsüne ağırlık çökmesine sebep oluyordu.

Bir saatlik sessiz yolculukta adımları yeni evindeydi. Geldiği anda şirketin tahsis ettiği evde. Yavaşça yatağa yatırdığı anda bileğinde tutulmuştu. Mavi gözler hızla ve korkuyla açıldı. Muhtemelen bir şey olduğunu sanmıştı.

Is It over now?Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora