13. Bölüm

60 13 2
                                    

❤️

Ders bitiminde arabama ilerlerken Feride de benimle geliyordu. Geriye kalanlar akşamki derbi için yurtta hazırlık yapacaktı.

Feride, üzerinde tıpkı şatolarda yaşayan kızların giydiği bir elbise ile gelirken yüzünde naif bir gülümseme vardı.

"Hayırdır, kız? Pek bir mutlusun."

Gülüşü büyürken omuz silkip önüne döndü. "Sınavlardan sonra eve gideceğiz ya? Bizimkileri, bizim orayı özlemişim."

Bir an saatime bakıp ardından sırıtarak kolumu koluna vurdum. "İster misin uçakla bir koşu gidip gelelim."

Gülerek başını iki yana salladı. "Sonra da Murat çatlasın, değil mi?"

Güldüm ben de. "Haklısın, çok darılır."

Arabaya binip merkeze giderken birkaç ihtiyacı olduğu için önce alışveriş yapabileceğimiz mekanları gezmiştik. Normalde gezmeyi seven bir insanım ama mağaza mağaza değil.

Feride, birçok mağazaya girip çıkarken Murat için de erkek reyonlarına da gidiyordu. O sırada ben de kendime bir şeyler bakıyordum. Aslında zevkli kızdı da kızdı işte. Sıkıntı orada başlıyordu.

"Güzelim, bu mu yoksa şu çizgili olan mı?"

Feride dönüp elimde tuttuğum sade cekete sonra da bahsi geçen diğer cekete baktı. Birkaç saniye sonra da başka bir ceketi elime tutuşturdu. "İşte bu."

Gülerek askılıklara geri döndüğünde ben de göz devirip elime tutuşturduğu ceketi denedim. Harbi güzel olmuştu, ha.

İç çekip seçtiğim birkaç parçayı daha denedim. Sevdiklerimi yanımda taşırken yardım için gelen görevli de izleyicim çıkmıştı.

Havadan sudan sohbet ederken beş kişiden dördünün sorduğu soruyu dile getirdi: Babacık gerçek mi?

Feride beni çağırdığında veda edip yanından ayrıldım. Eşyaları ödeyip mağazadan çıkarken elimdeki torbalarla kalakalmıştım.

"Ben bunları bırakayım, geri gelirim."

Feride beni onayladığında asansörlere yöneldim. Otoparka inip arabamı koyduğum bloğa gideceğin sırada sırtımda bir ürperti hissetmiştim.

Anlamayarak arkamı döndüm ama zaten asansörün dibindeydim ve kimse yoktu.

Yukarı çıkmayı düşündüm ama vazgeçmiştim. Bu aralar garip hissettiğimden olabilirdi.

Ellerimdeki poşetleri daha çok sıkarak arabama gittim. Bagajı açığ içindekileri yerleştirdiğim sırada duyduğum ıslık ile hemen arkamı döndüm.

Loş ışıkta yüzünü seçemediğim birkaç kişi vardı. Kaşlarım bükülürken hayran olmalarını umdum.

"Akın Ata?"

Ellerimi stresle pantolonuma sürterken bana yaklaştıklarını fark edip bagajın kapağını kapattım. Sakin olmaya çalışan bir sesle cevapladım. "Benim?"

Bir anda arkalarında birleştirdikleri ellerini açığa çıkardıklarında kavradıkları sopaları gördüm.

Gözlerim açılırken hızla arkamı dönüp arabaya binmek için hareketlendim ancak başıma aldığım darbe ile bir an yerimde sendelemiştim.

İleri geri sallanırken dengemi tutturmaya çalışıyordum ama gözlerime yoğun bir baskı uygulanıyordu sanki.

Ağrıdan midem bulanırken vücudumun daha birçok yerinde sopaları hissediyordum. O kadar şiddetli vuruyorlardı ki.

YAYINCI -GAYWhere stories live. Discover now