3.9

21.1K 1.1K 327
                                    

Hayatta çoğu zaman bizi çıkmaza sokan şeyler olur. Hayat bu yapar ama önemli olan sizin korkmamanız. Korkmadan üzerine üzerine giderseniz hayat kendi oyununu kendi bozar.

Dün Alplerden gece yarısı çıkıp kendi evimize geçmiştik. Eve gelir gelmez de resmen bayılmıştık çünkü hepimiz aşırı yorgunduk.

Sabah erkenden kalkıp iş yerlerimize dağılmıştık. Bugün bellekten Erhan'a söz edecektim. Bunu yalnız değil, herkesin içinde yapacaktım. Yalnız yapmak akıl kârı değildi çünkü.

Şimdi de kocam bey arayıp yokladığı için tek konuşmayacağıma ikna etmeye çalışıyorum.

"Ya vallahi tek konuşmayacağım."

Telefonun diğer ucundan bir oflama sesi duyduğumda gülen bir tonda "Ya yemin ettim."dedim.

"Afra o puştla aynı ortamda olman deli ediyor zaten. Kurban olayım gelme deme işte bana. Geleyim ben de konuşayım. Söz kavga yok dersen kavga da çıkarmam, büyük kavga çıkarmam." O sabahtan beri gelmek istiyordu. Ben sabahtan beri reddediyorum. Gerilecekti boş yere çünkü. Artık dayanamıyordum da. Gelebilirdi bence.

"Tamam gel hadi gel."

Rahatlamış gibi nefes vermişti. "Of be kızım sonunda. Şimdi geliyorum bak."

"Tamam, çık gel." Rüya, Alple kalacaktı bu arada da.

"Çıktım bile. Bensiz sakın konuşmaya başlama. Gece yataktan atarım seni. Hadi görüşürüz." Telefonu resmen yüzüme kapattığında siyah ekrana bakakalmıştım. Yataktan atarım mı demişti o? Kendimi tutamayarak güldüğümde restorana geri girmek için kapıya dönmüştüm ki "Çok güzel gülüyorsun bu arada."sesiyle durup gözlerimi sonuna kadar açtım. Manyaktı bu herif.

"Kuzey sen burada mıydın gerçekten?" Restoranın köşesinde bana tatlı tatlı bakan adam birkaç büyük adımda yanıma gelmişti.

"Evet, sabahtan beri gel demeni bekliyorum ama seni aradığımda buradaydım."

Başımı kaldırıp ona baktığımda saçlarımı düzeltmişti nazikçe. Ardından ellerini çekti ve kafasını sola çevirip restorana baktı.

"Konuşacak mısın şimdi?"

Kafamı yavaşça salladım. "Evet, sen de buradasın ne de olsa. Konuşabilirim artık. Gel hadi." Elimi uzatıp elini tuttum ve onunla beraber içeriye doğru yürümeye başladım. Restorandan girdiğimizde birkaç kişinin bakışı bize doğru dönse de umursamadım ve sağıma soluma baktım Bekir'i bulabilmek için.

"Buradayım burada. " Arkamızdan gelen sesle beraber tebessüm ederek Bekir'e döndüm. Kuzeyle birbirlerini tanımadıkları için önce tanıştırmalıydım.

"Bekir bu eşim Kuzey, Kuzey bu da bana yardım eden Bekir."

Kuzey gayet samimi bir şekilde Bekir'e elini uzattığında Bekir hemen elini tutmuştu. "Memnun oldum Bekir."

"Ben de Kuzey. Konuşacak mıyız?"

Kafamı salladım ve omuzlarımı dikleştirdim. "Akşam altı oldu saat. Şiödi gelir yoklamaya diyecektim ki iti an çomağı hazırla." Bize doğru gelen Erhan Bey'i görünce ellerimi arkamda birleştirip yalandan gülümsedim.

"Hoş geldin Erhan Abi."

Kaşlarını çatarak Kuzey'i baştan aşağı süzdü ve bana döndü. "İşten mi kaytarıyorsun sen?"

Kafamı evet manasında salladım. "Ay evet nereden bildin? Hem yetkisi altında çalışabileceğim bir patronum yok artık bence."

Kaşlarını daha fazla çatarak sert bir tonda "Ne diyorsun sen?"dediğinde ona doğru bir adım attım ve Bekir'in bana uzattığı telefonu aldım ve videoyu oynatarak telefonun ekranını karşımdaki adama çevirdim.

Büyük Adam| TextingWhere stories live. Discover now