Yüksek sesli müzik, etrafta deli gibi eğlenen bir sürü insan, içki ve sigara kokusunun ağırlığı, olduğu iğrenç ortama bir kez daha göz gezdirdi Chan. Ardından elindeki havluyu omuzuna koyup yeni sildiği bardakları yerleştirdi yerine. Bunları yaparken bir yandan da sigarasını içiyor, müziğin ritmine ayak uydurarak hafif hareketler ile dans ediyordu.
Sonunda bardakları yerleştirdiğinde omuzundaki havluyu alıp sigara izmaritini bastırarak söndürdü sigarayı. Ardından havluyu rastgele bir yere koyup kendine beyaz şarap koydu. Şarabını yudumlarken gözlerini Seungmin'e çevirip ima ile bakarak göz kırptı.
Gece onu alıp evine getirdiğinde birlikte uyumuşlardı. Ama öğle vakitlerinde uyanmış kaç tur olduğunu bilmeden sevişmişlerdi. Chan hatırladığı anlar ile sırıttığında Seungmin ona arkasını dönmüş kalçasını sallamıştı.
İşte bu güldürmüştü Chan'ı.
Şarabından bir yudum daha alıp bardağı bir köşeye kaldırmıştı. Tabiki ilerleyen saatlerde içecekti bir şeyler. Bu işin güzel yanıda buydu işte. Dilediği gibi içiyor ve kimseye hesap vermiyordu.
Tamam bazen Hyunjin çok ciddi bir şekilde uyarı yapabiliyordu ama bu önemli değil.
Chan açısından önemli değil.
Ama önemli.
Kafasını iki yana sallayıp ona seslenen genç kadının yanına gitti.
"2 tane olabildiğince en sert içkilerinizden verir misiniz?"
Sadece kafasını salladı Chan. İki tane bardak çıkarıp arkasındaki raflara döndü. Aradığı içkinin yerini ezbere bulup aldıktan sonra iki bardağada doldurup kadına uzattı.
Bugün bar çok fazla kalabalık değildi ve bu herkesin işine geliyordu. Özelliklede Chan'ın. Çünkü tüm boş vakitlerini Seungmin'i izleyerek geçiriyordu.
Saniyeler sonra bar taburelerinden birine oldukça şık giyinmiş bir adam oturduğun sırıttı Chan. Yolunu şaşırmış diye düşünsede çok kafasına takmadan adama yakın durmaya özen gösterdi. İçki isteyeceği kesindi ve müzik nedeniyle onu duymayacak olma ihtimalide kesindi. Çünkü böyle adamlar nazik ve kısık sesli olurlardı.
Adam oturduğunda yanına başka biri gelmişti. O da yanında boş olan bar taburesine oturmuş beklemeden sigarasını yakmıştı.
Onların seslenmeyeceğini anlayan Chan neredeyse yanlarına gidecekken ilk gelen kaslı ve yapılı adam elini kaldırmış birine gelmesi için işaret yapmıştı. Chan bu yüzden gitmekten vazgeçmiş az önce kenara bıraktığı bardağına viski doldurmuştu.
Fakat adamlar onu kuşkuya düşürdüğü için göz ucuyla ne yaptıklarını izliyordu. Koruması olduğu belli olan biri adamın yanına geldiğinde bir şeyler konuştuklarını gördü Chan. Ardından koruma gittiğinde elindeki viskiyi tek seferde kafasına dikip bardağı avucunda sıktı.
Bu adamların kendisi ile ilgisi olduğunu düşünüyordu. Felix borca girip Chan'ın üstüne mi attı diye düşündü. Kafasını meşgul etti bir sürü düşünce. Ardından yanında bir beden, elinde sıcak bir el hissetti.
Seungmin onun gerildiğini gördüğünde yanına gelmişti. Chan ona gülümsemiş dudaklarına küçükce bir öpücük bırakıp elinde sıktığı bardağı tezgaha bırakmıştı.
"Bir sorun mu var?"
"Bu adamlar geriyor beni. Nedense benimle alakalı olduğunu düşünüyorum."
"Neden seninle alakalı olsun? Belkide Hyunjin ile sıkıntıları vardır."
"Bilmiyorum ama çok kötü bir his kapladı içimi. Kafamda Felix'in borca girdiği düşüncesi dolanıyor. Ya da benim borçlarım bitmedi mi?"
"Çok geriliyorsun Chan. Lütfen rahatla, seninle ilgisi olmadığına eminim. Gerilme."
