1.1

566 68 36
                                    

"Ah, Chan. Yeter parmaklarınla oynadığın, içime gir lütfen."

Seungmin elleri duvara yaslı, bacakları titreyerek ayakta durmakta zorlanıyordu artık. İçindeki parmaklar ona yetersiz geliyordu. Daha fazlasına ihtiyacı vardı.

Chan parmaklarını onun deliğinden çekip elini kendi penisine sardı. Biraz çekiştirip Seungmin'e konumladı kendisini. Daha saatler önce seviştikleri için dar olmayacağını düşündüğü deliğe kendini tek seferde itip inleyerek kafasını geriye doğru attı.

"Ah, acıdı Chan!"

"Üzgünüm ama bekleyemem. Alışacaksın sabret olur mu?"

Chan kollarını Seungmin'in beline sarıp alnını onun omuzuna yasladı. Ardından beklemeden içinde hareket etmeye başladı. Barda çalan kısık sesli müziği duyabiliyorlardı, hatta insanların uğultulu seslerini bile...

Seungmin'in içindeki hareketlerini sertleştirip ellerini onun göğüslerine attı. Sertleşmiş göğüs uclarını parmakları arasına alıp sıktığında Seungmin zevkten belini germişti.

"Kendin hareket et, beni içine al bebeğim."

Seungmin gözlerini kapatıp kalçasını oynatmaya başladı. Chan penisi üzerine hareket eden kalça ile alt dudağını ısırmış, kendine engel olamayarak vurmuştu. Seungmin hafifçe mırıldandığında Chan bir kere daha vurarak aynı sesi tekrar duymak istemişti. İstediğini elde ettiğinde Seungmin'in duvara yaslı ellerini tutup arkaya doğru çekmiş, göğsünü de duvara yaslamıştı. Elleri arkada birleşen Seungmin inlemişti. Hiç rahat etmesede şu an tek umrunda olan tek şey içindeki doluluktu.

Chan bileklerini birleştirip sıkı sıkıya tutarken, boşta olan elinide Seungmin'in boynuna sarıp arkaya doğru çekmişti. Aynı anda Seungmin'in içinde hızlıca ve sertçe hareket etmeye başlamış, küçüğünün gözlerinin kaymasına neden olmuştu.

Sikinde hissettiği sıcaklık onu delirtirken birde Seungmin'in inlemeleriyle daha da kıvama geliyordu.

"Ahh! Geliyorum! Chan, geliyorum lütfen daha hızlı."

Duyduğu inleme ile Seungmin'in boğazını biraz daha sıkıp onun nefesini kesti. Aynı anda vuruşlarını sertleştirdiğinde Seungmin deliğini sıkmış yüksek sesler çıkararak inlerken boşalmaya başlamıştı. Chan ellerini ve boğazını bırakıp sürekli kasılan delikte yavaş hareketler ile hareket etmeye başlamıştı.

"Çok güzel sarıyorsun beni."

Yorgun düşen bedenin kulağına fısıldadığında sızdırdığını hissetmiş Seungmin'in içine boşalmaya başlamıştı. Boşalırken küçüğünün kulağına doğru kısık seslerle inlemişti. Tamamen boşaldığında Seungmin'in içinden yavaşça çıkmış dizleri üzerine çöküp az önce becerdiği deliği izlemişti.

Kızarmış ve ıslanmıştı deliği. Kasılarak içindeki Chan'a ait menileri dışarı itiyordu yavaşça. Chan gördüğü güzelliğin karşısında altdudağını ısırmış, kendine engel olamayıp baş parmağı ile deliğini okşamıştı küçüğünün. Seungmin gözleri kapalı hissettiği zevk ile hafif hafif mırıldanmaya başlamış kalçasını Chan'a doğru itmişti.

Chan ona gülümsemiş okşadığı deliğe bir parmağını göndermişti. Baş parmağı ile Seungmin'in içini okşamaya başlamış, onun zevkle kalçasını sallamasına neden olmuştu.

Bir süre içini okşayan parmak ile zevk mırıldanmaları çıkaran Seungmin aniden hissettiği zevk ile mızmızlanmıştı. Chan ona gülüp ayağa kalkarak kollarını beline sarmıştı.

"Yoruldun mu?"

"Evet, gerçekten çok yoruldum ve uyumak istiyorum."

"Henüz değil. Barda nasıl uyuyacaksın?"

"Haklısın."

Seungmin oflamış, kendine gelmek için gözlerini ovmaya başlamıştı. Chan onu gülümseyerek izlemiş beline sardığı kollarını biraz daha sıkıp boğazını temizlemişti.

İlk defa böyle bir konuşma yapacaktı.

"Seungmin?"

"Hm?"

"Ne yeri ne de zamanı değil biliyorum ama bunu gerçekten seninle son kez konuşup çözmek istiyorum."

"Neyi?"

"Bak, bunu daha nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, çok çaresiz hissediyorum. Sorun bende mi bilmiyorum ama eğer bendeyse düzeltmeye hazırım. Yeter ki sana olan duygularımı ciddiye al."

Biraz bekledi, bunu ilk defa sesli bir şekilde söyleyecekti bu yüzden içi kıpır kıpırdı.

"Ben seni seviyorum. Bak gerçekten duygularım çok kuvvetli, aşığım sana."

Endişe ile konuştuğunda kolları arasından çıkıp üstünü giymeye başlayan beden ile şaşırdı Chan. Bunu beklemiyordu. Ne yani, şimdi tek kelime etmeden bu odadan çıkıp gidecek miydi?

Üstünü giyen bedeni izlerken gözlerinin dolmasına izin verdi. Onun ifadesiz yüzünü gördüğünde gözlerini kaçırıp kendi üstünü giyinmeye başladı yavaşça. Dolu gözlerinden ince birer yaş yanaklarına süzüldü.

"Ağlama."

Cevap vermedi Chan ona. Onun sesinin titrediğini fark etmişti fakat takmak istemedi o an. Eğer yüzüne bakarsa da bir çocuk gibi ağlayacağını bildiği için ona bakmadan üstünü giyinmeye devam etti.

"Tamam." Seungmin'in sessiz onayını duyduğunda durakladı. Arkası dönüktü Seungmin'e. Neye tamam dediğini düşündüğü sırada Seungmin arkasından ona sarılmıştı.

"Chan, inanmazsın belki ama bende seni seviyorum. Benim endişem işimiz. Sen beni başkaları ile görmeye katlanabilecek misin? İkimizde bir batakta batık durumdayız, sence her şey yolunda ilerler mi?"

Sustu Chan. Haklı olduğunu bilsede diyemedi bir şey. Ama Seungmin'in de onu sevdiğini duyduğu andan beri kalbi hızlanmıştı. Seviyordu onu, bu bile yeterdi Chan'a.

"Ben bunları çok düşündüm. Ama artık sen bana söyleyip karşılık alamamaktan yoruldun, bende sana söylemeyip karşılık verememekten çok yoruldum."

Kafasını salladı Chan. Ellerini belindeki kollara koyup okşadı narince.

"Olacak mıyız bilmiyorum ama ikimizinde yıpranmasına gerek yok artık. Deneyelim ve ne olacak görelim."

Duydukları ile gözleri sonuna kadar açılmış, gözleri bu seferde mutluluktan dolmuştu Chan'ın. Heyecanla ile arkasını dönüp Seungmin'e sarılmıştı. Seungmin de gülerek ona sarılmıştı.

Bundan sonrasını deneyip göreceklerdi artık.

---------------------------------------------------------------

Bir süredir bölüm atamadığım için üzgünüm

Oy ve yorum lütfen yoksa yeni bölüm atmayacağım

NDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin