Second page

38 7 18
                                    

Sınav kağıdındaki sorularla boşboş bakışıyordum ki bu ben park gunwook için dünyanın sonu gibi bir şeydi hoca kağıtları toplamaya başladığında sadece iki soru yapabilmiştim hocaya kağıdımı uzattım hoca kağıdı aldığında yüzündeki ifade oldukça değişmişti kendi felsefeme aykırı bir hareket daha yapmıştım bugün hemde sadece onu düşünmekten odaklanamadığım ders kitaplarım yüzünden onu suçlayamazdım o benim böyle hissettiğimi nereden bilecekti ki zilin çalmasıyla hoca ve herkes sınıftan çıkmıştı birden yan sırama birinin oturduğunu hissettim o vanilya kokusunu alınca o olduğunu anlamıştım

"Sınavın iyi geçmedi sanırım"

"Bok gibiydi" diye mırıldandım

"Benimki zaten öyleydi ama sana noluyor gunwook"

"Niyeki okul birincileri insan değil mi onlar hep yüksek almak zorunda mı düşük almaya hakları yok mu"

"Neden büyütüyorsun ki bu kadar ne dedim amk"diyerek kalktı yanımdan ve sınıftan çıktı istemedende olsa onu kırdığım için kendime kızmaya başladım onu kırdığımı bilmek kötü hissettiriyordu

"Hyung?" Yanımda sesi ağlamaklı çıkan Yujin oturuyordu bu sefer başımı kaldırıp ona baktım

"Neden ağlıyorsun Yujin iyi misin"

"Hani sana anlattığım çocuk var ya hyung bizim sınıftan olan"

"Şu Çinli olan mı" başıyla onayladı

"Başkasından hoşlanıyormuş bana dedi ki senin gibi çirkine kim bakar ki dedi ben çirkin miyim hyung"yujine baktım gözyaşlarını elimle sildim ve yüzünü ellerimin arasına aldım

"Saçmalama yujin sen hiç de çirkin değilsin başkalarının dediklerini önemseme onlar senin gibi iyi kalpli birini hak etmiyorlar" yujin bana sarıldı yujinle annelerimiz aracılığıyla tanışmıştık ve artık benim küçük kardeşim gibi olmuştu onu teselli etmeye çalıştım

"Kantine gidelim mi kahve içeriz hem olur mu?" Diye sordum

"Gidelim hyung"diye onayladı beni birlikte kantine indik  o boş masa bulmaya gitti ben kahveleri almaya tam kahveleri almış masaya doğru yürüyordum ki birine çarptım ve elimdeki kahve çocuğun üzerine döküldü

"Ayy çok özür dilerim iyi misin" diye sordum telaşla çocuk sinirli gözüküyordu ta ki kafasını kaldırıp bana bakana kadar

"Sorun değil" diyerek gülümsedi

"Ama ceketin"diyerek cebimden peçete çıkarttım çocuğa yaklaşıp ceketinin ucundan tuttum ve nazikçe silmeye başladım

"Senden önemli değil boşver lütfen" diyerek ceketini temizleyen elimi tuttu bense o sırada şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım elimi yavaşça bıraktımsonra çekinerek "tekrardan özür dilerim" diyerek arkamı dönüp gitmeye yeltendim ben giderken arkamdan çocuğun sesini duydum

"Bari adını söyleseydin güzellik ben jeonghyeon" koşarak yanıma gelip beni durdurmuştu çocuğa adımı söylemek için arkamı döndüğümde kantinin köşesinde jeonghyeona öldürücekmişçesine bakan gyuvini gördüm

"Gunwook" diye mırıldanıp yeni bir kahve almak için oradan uzaklaştım


Madem sevmiyordun niye öyle baktın ki

 6 months • gyuwookOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz