TANITIM

15.4K 441 85
                                    

Küçük çocuk elindeki yarım elmayı süzdü, bir tarafı ısırılmıştı ama sıkıntı yoktu. Diğer tarafını yırtılmış siyah yün eldiveniyle çevirdi ve büyük bir ısırık aldı. Tadında da değişiklik yoktu.

Kafasını sallayarak yediği elmanın tadına vara vara çiğnemeye başladı, sabahtan beri açtı, bugün bir kuruş para bile kazanamamıştı. Koskoca şehirde biri de çıkıp sen bu soğukta neden üzerinde sadece pis kazakla dolaşıyorsun dememişti.

Dünyanın tüm yükü üzerindeymiş gibi sıkıntılı bir nefes aldı, on yaşında bütün zorluklarla karşılaşmış, çocukluğunu bile yaşayamamıştı. Yere düştüğünde elinden tutacak kimsesi bile yoktu. Belki anne ve babası sokakta yanından geçip gidiyordu ama farkında değildi.

Her zaman düşünürdü, para istediği ya da çalmak zorunda kaldığı insanlardan biri belki de annesini babasını tanıyordu. Diğer ailelerde olduğu gibi uzaktan akrabasıydı belki. Sokağa atılmasaydı onlarla gezip dolaşıp eğlenebilirdi ya da sıcak bir evde yemek yiyebilirdi. Ama bunların hiçbir zaman olmayacağını biliyordu.

Yolda geçerken dükkanların tabelasında yazan kelimeleri okumaya çalıştı, harfleri öğrenmişti ama akıcı bir şekilde okuyamıyordu. Daha hızlı okumak için etraftaki yazıları okumaya çalışıyordu. Ne kadar olabilirse.

Elmanın son kısmınıda yiyip büyük çöp konteynerına attı, hava iyice soğumuştu ve iki aydır kaldığı tehlikesiz, yıkılmış eve gitmesi gerekiyordu.

Çöp konteynerinin önünden geçip giderken sessiz sokakta değişik bir ses geldi, olduğu yerde durup kaşlarını çattığında saniyeler içinde bir bebeğin ağlama sesi duyuldu.

İlk başta etrafına bakındı ama ardından sesin geldiği yere birkaç adım attı. Çöp konteynerinin yanındaki onlarca siyah poşetin arasında hareket eden bir şey gördü.

Temkinli adımlar atıp çöplere basarak yanına gittiğinde siyah poşetlerin üzerinde açık mavi battaniyesi ve beyaz şapkası ile duran bebeği gördüğünde gözleri irileşti.

Ağlaması duran bebek sersemce etrafına bakındı, yeşil gözleri gözlerinde durdu.

Çocuk etrafına yeniden bakındı, kimse yoktu.

"Kim bıraktı seni buraya?" diye mırıldandı.

O sırada ince bir ses çıkaran çocuğa çevirdi bakışlarını, kendisini dikkatle izliyordu. Ellerini ve bacaklarını oynatmaya çalışıyordu, dudakları aralıktı.

Çocuk, bebeğe bakarken kendisini görmüştü sanki.

Ne yapacağını bilemeden bebeğin battaniyesinden tutup kucağına aldı, yeniden etrafına bakındı.

Kucakladığı çocuğun tüm hayatı olacağını bilmeden yürümeye başladı.

***

Gençler şimdi muhtemelen 'ananı sikim pedofili, linç tayfa ileri' diyorsunuzdur...

Normalde kitap ilerledikçe sizin anlamanız gerek ama rahatça okuyun diye anlatıyorum.

Korkut 10 yaşındaki çocuk, Bora bebek olan. Korkut bu çocuğu kardeşi gibi büyütecek, bakacak. Ve tamamen heteroseksüel. Yani o Bora'ya farklı bir gözle bakmayacak.

Taa ki Bora 18 (ON SEKİZ)  yaşına gelip duygularını belli edene kadar.

Ondan sonrasına bakacaz.

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin