16

5.3K 801 155
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ertesi gün|

Prensimin eli düne oranla biraz daha iyi durumdaydı. Güzelce merhem sürüp sarmıştım. Benim boynumdaki kesikte çok küçüktü. Ama prensim ona da merhem sürmemiz gerektiğini söylemişti izi kalmaması için. O da bana merhem sürüp boynumu fularla sarmalamıştı.

Dün gece ise yaşadığım bu olaydan dolayı beni kendi odasında, kendi yatağında yatırmıştı. Birlikte sarılarak uyumuştuk. Yorgun ve bitkin hissettiğim için olayları bugün anlatmamı söyleyip dinlenmeme izin vermişti.

Onun kolları arasında huzurla ve güvende uyanmış olmanın verdiği his muhteşemdi. Daha önce de birlikte uyumuştuk. Bu ilk değildi, ama ilkinden çok daha güzel hissettirmişti. 

Çünkü bu kez bana sarılmıştı. Sarılarak uyumuştuk.

Sabah uyandığımda ise kahvaltılarımızı aşçı Daejung'tan isteyince itiraz etmiştim. "Prensim ben hazırlarım."

"Dinlen, o yapsın. Yardımcın ne de olsa." dediğinde başımı iki yana salladım. Onun isminin geçmesiyle birlikte yüz ifademin donuklaştığını ve yüzümdeki gülüşümün silindiğini fark edince beni kucağına çekti. 

Kendisi koltukta otururken beni de kucağında oturttu. "Bir sorun var." dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. "Prensim... Ben sustum, bu zamana dek onu ispiyonlamamak için bana yakışmayacağı için hep sessizliğimi korudum ama... Ben dün akşam muhafızlar tarafından kaçırılıp götürülürken Daejung ile karşılaştım."

Kaşları havalandı. "Burada saklandığımı Kral'a haber veren ve muhafızları buraya çağırtan ondan başkası değildi prensim. Beni buradan göndermek istedi, işini elinden aldığım için benden nefret etti. Çiçeklerinizi mahveden de oydu. Yemeklere tuz atan da oydu, yere düşeyim diye yerleri ıslak bırakan da... Hepsini beni göndermenizi, saraydan def etmenizi istediği için yaptı."

"Yemeği yere döküp suçu üstüme attığı günden sonra bana hep kötü davrandı. Gerçek bir düşmanıymışım gibi... Hep sustum prensim, özür dilerim gerçekten ispiyoncu biri değilim ben... Ama yemeklerinizi ben yaparım, tüm bu yaptıklarından sonra yemeğinize zehir bile atar Daejung. Ben ondan bu saatten sonra her şeyi beklerim..."

"Ağladığın gün, aslında olay çok farklıydı. Bu zamana dek Daejung'u kovmadıysam benden önce de bu şatoda görevli olarak çalıştığı ve yaşına duyduğum saygımdan dolayıydı. Ama artık tüm bunları öğrendikten sonra onu burada asla tutmam. Keşke daha önce gelip anlatsaydın bebeğim, çoktan onu def ederdim bu şatodan..."

İç geçirerek omuzlarından tutundum. "Ben görevini elinden almakta, onu işinden etmekte istemedim. Çünkü yaşı gereğince ben de ona saygı duydum, duymaya çalıştım. Ama o çok bencilce ve kötü davrandı bana. Eğer ki daha önce anlatsaydım ve onu şatodan kovmuş olsaydınız bile, sırf bana olan nefretinden dolayı yine Kral'a haber gönderirdi benim burada saklanan aradıkları köle olduğumu..." dedim ve duraksadım. 

"Sadece... Benim saraydan öldürülmek üzere kaçan bir köle olduğumu nasıl öğrendi de krala haber verdi onu bilmiyorum. Bana böyle seslenirdi, yani köle derdi, ama nasıl öğrendiği hakkında hiçbir fikrim yok."

"Buraya ilk geldiğinde, seni taşırken o da yanımdaydı. Söylediklerini duymuştu. Seni saraya göndermemi istemediğin, söylediğin o sözlerin hepsini duymuştu. Yani bu durumda sonradan öğrenmedi, aslında en başından beri biliyordu." diye açıkladığında genzim kuruduğu için seslice yutkunma ihtiyacı duydum.

MY KIND PRINCE • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin