6-Gül

36 14 2
                                    

Tam teşekkür edecektim ki Rüzgarın suratına gelen yumrukla elim ağzıma gitti. Kerem in saldırısına ilk başta karşılık vermeyen Rüzgar kendine gelip Kerem in sıkıca yakasından tuttu ve kendinden ayırdı. Etraftaki yarı sarhoş insanların bazıları izliyor bazıları ise akıllarınca araya girmeye çalışıyordu. Kerem e ne yaptığını anlamaz bir şekilde bakıyordum. O ise Rüzgar a bir şeyler söyledi ve beni kolumdan sıkıca tutup mekandan dışarı çıkardı.

'' Sen ne yaptığını sanıyorsun?!'' dedim hiddetle.

''Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun! 2-3 günlük adamla nasıl bara gelirsin!! Ya sarhoş olsaydı, ya sana bir şey yapsaydı Lavin. Bunları hiç düşünmedin mi, kendini düşünmedin mi?!'' Sokağın ortasında bana bağırıyordu. Sesini alçalttı ve devam etti.

''Beni, beni de mi düşünmedin Lavin. Sare yi aramasam burda olduğundan bile haberin yoktu. Lavin bunu son kez söylüyorum, şu Rüzgar denen heriften uzak dur!'' Yine sıkıca kolumdan tuttu ve arabasına doğru götürmeye başladı.

''Lavinya!'' Arkamdan gelen sesle Rüzgar a döndüm ama Kerem yürümeye devam ediyordu. Zorla arabasına bindim ve mahcup bir şekilde Rüzgar a baktım. Telefonumu açtım ve Rüzgar a yazmaya başladım.

''Kusura bakma.'' Yazar yazmaz Rüzgar dan cevap geldi.

''Gerçekten Kerem mi de oraya çağırdın mı? Biliyor musun gerçekten benle zaman geçirmek istediğini sanmıştım. Kendimi bana açmak istediğini sanmıştım. Ama senin amacın başkaymış. Mutlu musun? Ne güzel kavga çıktı dimi! Ama anlamalıydım, yüzünde bile sahte ifadeler vardı. Anlamalıydım...''

''Hayır Rüzgar, Kerem i oraya ben çağırmadım. Burada olduğumu ona Sare söylemiş. Ben hiçbir şey planlamadım. Sadece evden uzak rahat bir akşam geçirmek istemiştim. Neyse yine de kusura bakma.'' Ama mesaj Rüzgar a ulaşmadı. İnterneti kapalıydı. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes verdim. Aradan baya zaman geçmişti ama ben gözümü bile açmamıştım. Ne o konuşuyordu ne de ben. Susmaktan başka bir şey yapmıyorduk. Ama en çok da sessizlikten doğar ses. Kafamızı kemiren düşünceler hep bir ağızdan dillenmeye başlar. 

Burnuma gelen tanıdık kokuyla gözlerimi araladım. Kerem in sigarasıydı. Bir eliyle direksiyonu tutuyor bir elinde ise sigarası ve radyo açmaya çalışıyor. Radyodan gelen sesle tuttuğum nefesi geri verdim. İçimden eşlik etmeye başladım.

''Kör kuyularda kalbim ağlar. Sesini kimse duymaz. Işığı sana varmaz sandım aşkımın. Beni gör beni kalbine sakla. Engin yalnızlığında her kaybolduğunda boşlukta.''

Araba durdu ama ben inmedim. Karşı taraftan da ses gelmedi zaten. Öylece durdum orda, gözlerim kapalı. Her yer sessiz ama her yer çok sesli. Eve gitmek istemiyordum ama bunca olaydan sonra da bunu Kerem e söyleyemezdim. Gözlerimi açtığımda ilk Kerem e baktım o ise önüne bakıyordu. Kafasını bana çevirmedi. Dudaklarımı araladım ama hiçbir şey söylemeden geri sustum. Elimi kapıya uzattım o ise kolumu tuttu. Arkamı döndüm ve ona baktım, sadece gözlerine. Orda anlatamadığım ve benim de anlayamadığım bir şey vardı , beni de içine çekiyordu.

''Gitmek istiyor musun?'' Sorarken gözlerime bakıyordu. Gözümden bir damla yaş düştü. Hayır istemiyorum.

''Hayır, istemiyorum.'' Başımı öne eğdim. Utandığımdan değil ama beni böyle görmesini istemiyordum. O da tam benim zıttım olarak elini çeneme değdirdi ve başımı kaldırdı. Gözümden akan yaşları baş parmağıyla sildi ve yanağımı öptü. O kuru bir toprağı öptü ama oradan güller çıktı. Daha da ağlamaya başladım. Bana sarıldı. Kerem bana bugün kucak açtı hem de en ihtiyacım olduğu zamanda.

Ölüm Çiçeği:LAVİNYA Gerçek Aşk Where stories live. Discover now