You in danger - F

47 6 3
                                    

Pişmanlık.

Belki de hissedilen en çaresiz duyguydu.

Çoğu insana musallat olurdu fakat beni ayrı seviyordu sanırım. Beomhan her şeyi anlatmıştı Taehyun'a. Söyleyecekleri bittiğinde ikimize de bakmadan dönüp gitmişti. Beomhan'ı durduramamış, yakalanmanın verdiği hantallıkla öylece dikilmiştim orda. Utanıyordum. Çocuk gibi oyunlar planlamış ve bunun mantıklı olduğunu düşünmüştüm. Ben onun sırtını umutsuz bir şekilde izlerken hala ona tepki vermediğimi görünce garipsemiş, yanıma yaklaşmıştı. Yaptığı baruta ateşle yapmaktan farksızdı fakat ilk defa beni önemsediğini hissetmiştim o an.

O anlık bir şeydi ve şuan evde yapayalnız bir şekilde tırnaklarımı yiyordum. Bir kaç saat önce olan olayın şoku hala üzerimdeydi. Konuşamıyordum şayet ki konuşabilseydim Beomhan'a söyleyeceğim şeylerden sorumlu değildim. Kaybetmeye mahkum olduğumu zaten biliyordum, Beomhan'a güvenmenin akıllıca olmadığını da. Uydurduğumuz palavraları Taehyun'a bir bir anlatmıştı. Her şeyin gözümün önünde olması bir yana onun bakışları etkilemişti beni en çok.

Konuşmalıydık her şeyi.

Yoksa ben bu küçük evde kafayı yiyecek ve gerçekten intihar edecektim. Cesaretim var mıydı?

İşte orası meçhuldu.

🌫️

"Niye geldin?"

İşte bu beklemediğim bir tepkiydi. Taehyun Yeonjun'a anlatmış olmalıydı her şeyi.

"Onunla konuşmak için..." Çatallaşan sesimi öksürerek düzeltmiş, bakışlarının üzerimdeki baskınlığı her saniye artmıştı. "Bekleyemedin mi? Toparlanması gerek, senin küçük sandığın yalanları kolay sindirebileceğini mi sanmıştın?"

"Yeonjun be-"

"Ne sen lan! Şu çocuğu boktan planlarınla ezmekten yorulmadın mı?"

Haklıydı ve bu yüzden ağzımı dahi açamıyordum. "Taehyun'un sana edeceği bütün kötü sözleri hakediyorsun Beomgyu, onunla konuşmak seni daha çok kıracak ve sırf bunun için izin veriyorum sana." Nefretle söylemiş ve bir odaya doğru gitmişti. Nefes alışverişlerinden ne kadar sinirlendiğini anlamış içeri girmiştim.

Odaları gezindim. Taehyun'un girdiğim odalardan birinde olmamasına dua etmeme rağmen tek tek girdim hepsine. Sonunda kapalı bir kapıyla karşılaştığımda tıklattım kapıyı. Ses gelmemiş ve bir anda ensemde bir nefes hissetmiştim.

"Korkuttun beni." Fısıldadığım şeyi Yeonjun görmezden gelmiş bağırmıştı. "Taehyun, benim."

Ardından anahtar çevirme sesi gelmiş ve kapı açılmıştı. Kırmızı gözleri Yeonjun'un yanındaki beni bulduğunda Yeonjun bizi yalnız bırakmaya karar vermiş uzaklaşmıştı. Gözlerindeki kinin en koyu tonuyla gelmiş bir anda yumruk atmıştı bana. Beklemediğim için kendimi yerde bulmuş o ise devam etmişti. "Nefret ediyorum senden!" Ben hala yatıyorken kafasını göğsüme gömmüş boğuk bir sesle söylemişti.

"Ben seni bir daha göremeyeceğim diye ne kadar korktum haberin var mı lan!" Artık güçsüz yumruklar atıyor ve ağlıyordu.

Ne kadar güçlü olduğunu bir kere daha tek yumruğunda yarılan dudağımdan anlamıştım.

"Özür d-"

"Dileme özür falan sadece siktir git." Söylediği şeye tezat bir şekilde tişörtüme asılıyordu.

28 reasons ' TaegyuWhere stories live. Discover now