14.BÖLÜM "DEĞER YARGISI"

285 38 22
                                    

HOŞ GELDİNİZZZ❤️

Bu giriş kısmını kısa tutuyorum ve sizi bölüm sonuna bekliyorum🫠

Keyifli okumalar, umarım beğenirsiniz...

Bölüm şarkısı; Murat Yılmazyıldırım- Ben sana ölüyorum

                              14.BÖLÜM

                         "DEĞER YARGISI"

O gizemini diplere sakladığı, okyanus renklerinde şekillenen benim sadece silik bir siluetimken, ne kurduğum bir cümleye anlam verdi. Ne de verme niyetine soyundu. Öylece baktı.

Sadece, baktı...

O an kendimi yetersizliğin bayat kokusunu solurken bulmuştum. Sanki iri ama bir o kadar da yaralı kaburgalarının arasında sıkışıp kalmış organ, kendine daha önce hiç değer verilememenin kasvetinde ağır ağır boğuluyordu.

Oysaki,

Sevgi, iyileştirirdi.

Beni büyüten sevgi, kırılmış kemiklerimi birer birer iyileştiren sevgi, yoksunluğunu içinde olduğum saniyede hissedersem vermekten gocunmadığım o sevgi; benim yaralı parmaklarımı tutandı.

"Değerlisiniz." Derken buldum kendimi. O sevgiye neden bilmiyorum ama en ihtiyacı olanın bu adam olduğunu hissediyordum. "Üstelik sandığınızdan daha fazla değerlisiniz. Kendinizi görmezden gelerek verdiğiniz her karar, sizin değerinizi azaltmıyor." Ciğerimdeki o temiz oksijenin yoksunluğuyla duraksarken, kaçırmadığım gözlerimdeki kabuklar bu adamın gözlerine bakarken her an dökülecekmiş gibi hissediyordum. Korkutucuydu. "Başka başka insanların değerlerini de kazanıyorsunuz."

Çünkü ben her şeye rağmen o kabuklarla ayakta durabilen bir insandım. O kabukların dökülmesi demek, üzerime çöken yığınla bir hayat anlamı taşıyordu.  

"Mesela?" Diye soludu öylece, sesinde bir merak yoktu. Kurduğum cümleyi kabullenme de yoktu.

Öyle ki isteği hiç yoktu...

Kendimle kendi için karşılaşmamdan da haberi yoktu. Hangi korkularıma rağmen o gözlere bakabildiğimi de bilmiyordu.

Dudaklarımı birbirine bastırırken, dudak çizgilerim kırıldı. Küçük bir gülümsemenin kırığı sadece saniyelik dokundu dudaklarıma. O son saniyede aşındığında konuştum: "Ben."

Bakışlarına oturan bir yoğunluk vardı. O ıssız okyanusun derince içe çekilmesine neden olan bir girdap can veriyordu sanki gözlerinde. Oturduğu yerde oturmak istemediğini hissettim ama yine de durdu.

Kendime saklamadan saçtığım itiraf belki de çekingen ve korkak yanımdan beklemedik bir hareketti. Korkaktım, sevgime kadar.

Korkaktım, değer vermeme kadar.

Çekinirdim, benden rahatsız olunmasına kadar.

İçimde, kurduğum her cümle yüzünden rahatsız olmasından deli gibi korkusunu solduğum bir yanım vardı. Ama o gözlerindeki gördüğüm soğukluk, sorgulamadan yapabileceği vazgeçişin korkusu da ağırdı.

"Hiç tanımıyorken?" Diye solurken dibe çekilmiş o okyanusa gölge düşüren kirpiklerini seyrettim.

Başımı aşağı yukarı salladım. "Evet."

"Hiçbir şey bilmiyorken?"

Dudaklarıma yorgun bir gülümseme bıraktığımda, "Kenan Vurgun Armagun."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 05 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

VURGUN İZ'İWhere stories live. Discover now