Yedinci Bölüm

136 54 157
                                    

• Medyadaki müzik bölüm içinde geçmekte, merak eden olursa diye ekledim, bölüm müziği değil.

• Bölüm içinde müzik için işaretli olan kısım cinsellik içermekte, rahatsız olanlar geçebilir.

Bölüm müziği: Maneskin - The Loneliest
+
The Neighbourhood - A Little Death (Bunu dinlemeniz gereken yeri işaretleyeceğim ikinci işarete kadar tekrar modunda dinleyebilirsiniz.)

Savaş, mutluydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Savaş, mutluydu. Babam. Bir diğer adıyla patron, Gideon.

Mutluydu çünkü tam da istediği gibi kahramandı. Ne askerdeyken ne de işinde, çekemediği tüm ilgi kendi kurduğu düzenle üstündeydi. Elinde yüzlerce oyuncağıyla, hayatla kumar oynamaktaydı. Duyduğu heyecanı tanıyordum, üstün hissetmek için kurduğu oyunları ve psikolojik savaşı.

Bu, gözüktüğü gibi bir tek ona has olan bir tutum değildi. Babasının, dedemin mirasıydı. Geride bıraktığı, hayattayken bizi yönetmek için kullandığı paranın dışında, tutkularını ve hırslarını da ona bırakmıştı.

Büyükbabam etrafındaki herkesi izlerdi, yönetirdi. Para bu noktada önemliydi ancak her şeyi, herkesi parayla yönetemezdiniz. O noktada en iyi olduğu şeyi yapardı. Tüm zamanını harcadığı gözlemleriyle keşfettiği, belki de kendi yarattığı zaaflarınızı devreye sokardı.

Babam ondan delicesine korkardı. Korktuğu tek şeydi belki de. Şimdi ise korktuğu o canavar ta kendisiydi.

Zorla bindirildiğim arabanın sallantısıyla dakikalardır yaptığım şeyi yaptım, bir kez daha gözlerimi kapatıp açtım. Öyle sakindim ki, tüm duygularımı, enerjimi benden almışlar gibiydi.

Kayra, Levi ve babam.

Bu nasıl bir ekipti amına koyayım?

Ekip diyince aklıma Agâh geliverdi. Onu nasıl unutmuştum? Baloya giden herkes buradaydı, Agâh hariç. Bir nefes alıp direkt konuya girdim.

"Agâh'ı yaptıklarıma ben dahil ettim. Onun bir katkısı yok."

Sağımda oturan babam burnundan nefes vererek sessizce güldü. Karşılıklı koltukların tam karşıma denk gelenine oturmuş Levi da gülmemek için kendini tutuyor gibiydi.

Yanında, babamın karşısında yüzünü camdan ayırmayan, yoldaki sarı lambaların güzel yüzünde bir belirip bir solmasıyla öylece duran Kayra vardı.

Ezra önde, tahminimce Mercedes Vito model arabayı kullanıyordu. Çocukken eski bir modelini kulandığımızı hatırlıyordum. Kalabalık bir aile olduğumuz an babam araba değiştirmişti. Annem, babam, Kayra ve ben. O an anılar yine karıştı. "Annemle Kayra mı?"

Bir kez daha gözlerimi sıkıp geri açtım. Ezra. Ne kadarını biliyor veya sorgulamaya bile cesaret etmiyor muydu bilmiyordum ama Kayra gibi sessizdi.

BESK | Kukla İpleriWhere stories live. Discover now