0.1

123 15 9
                                    

Helloo!! Nasılsınız? İyisinizdir umarım bende iyiyim vee yeni bölümle bomba gibiyim umarım beğenirsinizz.

Pammık eller yıldıza bı bassa çok iyi olur.

                           ______

"Teyzee, ben çıkıyorum birşey istiyor musun dışarıdan?" diye büyük ihtimalle mutfakta yemek hazırlayan teyzeme seslendim. Aynı zamanda unuttuğum bir şey var mı diye sırt çantamı kontrol ediyordum.

"Yok kuzum. Dikkatli git gel yeter" dediğinde onu onayladım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Burdan arkadaşlarımla buluşup antremana gidecektim.

Besmele çek kız başımıza bişey gelmeden gidip gelelim böyle alışılmışın dışında sakin sakin ne dersin?

Çalan zil sesimle doğrulup çantamın içinden telefonu bulmaya çalıştım tam küfür edecekken telefonu bulmuştum hemen telefonu açıp kulağıma koydum.

"Ulan Beko çatladınız beş dakikada ha" diye çıkıştığımda hemen "Hadi hadi çok konuşma da çabuk gel ağaç olduk ağaç" diye söylenmeye başladı.

O söylenmeye devam ederken çoktan avlu kapısına yaklaşmış bulunmaktaydım.

Neymiş ağaç olmuşmuş.

Benim grup beni köşedeki bakkalın orda bekliyordu bende onlara görünmeden bakkalın etrafını dolandım. Yavaş yavaş yaklaştığımda Alper'in "off nerde bu kız Beko hele bir defa daha ara" dediğini duyabiliyordum. Berk tam telefonu eline alacağı sırada zıplayıp koala gibi Berk'in sırtına yapıştım.

Berk anlık korkuyla "ANANI SİKİM" diye sokağın ortasında hayvan gibi bağırdı. Telefonu elinden düşürmüştü ve ben hâlâ sırtındaydım.

Bu şoka Çisem, Alper ve Aysu da dahil olmuştu. Onların ağzından da birer küfür savruldu. Ben Berk'in sırtından atladığım gibi gülmeye başlamıştım öyle gülüyordum ki nerdeyse karnım ağrıyordu.

O arada telefonunu hastanelik olmuş gibi telaşlı telaşlı kontrol eden Berk "Ya kızım yüreğime indi ya. Birden gelinir mi öyle arkadan"

Gülmemi sakinleştirmek için derin bı nefes aldım ve elimi yelpaze gibi yapıp kendimi yelledim.

"Beko sen öyle ağaç oldum falan deyince  bende bı test edeyim dedim cidden ağaç mı olmuşsun"

Berk bana yandan yandan bakışlar attı.
Hep beraber yürümeye başladığımızda gözlerim Çisem ve Aysu'ya takıldı. Çisem üstüne güzel mor bir crop altınada gri eşofman giymişti saçlarının rengi ve gözlerinin maviliği gerçekten çok hoş görünüyordu.

Aysu ise altına beyaz bol bir pantolon ve üstüne ise güzel toz pembe bir crop giymişti. Saçlarını ise topuz yapıp pembe tokalarla süslenmişti.

İkisini süzdüğümde "Kızlarım bugün ne kadar da hoş görünüyorsunuz öyle" dedim. Çisem hoplayıp yanıma geldiğinde yanağımdan bir makas aldı. "Bende senin endamına vuruldum bebeğim" dedi.

Oysa ki üstümde sadece düz siyah bir crop ve altımda haki yeşili bir paraşüt pantolon vardı. Yürümeye devam ederken Berk ve Alper telefonuna dalmış arkadan yürüyorlardı.

Fark ettiğim şeyle "lan" diye bir mırıltı çıktı ağzımdan. Diğerleri noldu der gibi bakarken "Tarık niye yok yine nerelere kayboldu?" dediğimde ilk cevap canı sıkkın bir şekilde telefonu cebine bırakan Aysudan geldi.

"O sonradan gelecekmiş çok önemli işleri varmış beyfendilerin" derken sona doğru gözleri devrilmişti.

Tarığın iş dediği ya flörtüyle buluşuyor yada flört ayarlama avına çıkmış olmasıydı. İşin kötü tarafı ise bu piçe yanık olan gül gibi bir kız vardı; Aysu.

YANIMA YOLDAŞ / Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin