•7•

73 12 51
                                    

—

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Evet ve ayrıca Ellalar balayına gitmeden önce bir davet verecek.Ayın 15'inde sarayın bahçesinde olacak.Orada da sizin nişanınızı yapmayı düşünmüş."dediğinde sinirle ayağa kalktım.

"İstemiyorum."dedim.Annem de ayağa kalktı.Clarke'a bir iki saniyeliğine baktığımda şaşkın olduğunu gördüm ama bir yandan hüzün var gibiydi gerçi o hep vardı ulan ben niye onu düşünüyorum şimdi ? Sanırım zorla evlendirileceğim ve niye ona bakıyorum ?

"İstememe gibi bir şansın-"

"Kendimi şuracıkta öldürürüm ama yine de onunla evlenmem.Sana hayatım boyunca kimseyle evlenmeyeceğimi söyledim.Ben aşka inanmıyorum bile."Diye bağırdım.Öyleydi hiçbir zaman evlenmeyecektim.Ona bunu birkaç kez söylemiştim.Anlamak zorundaydı.Beni bu hayata getirmiş olması benim hayatımı yöneteceği anlamına gelmezdi.

"Birbirinizi tanırsın-"

"Olmayacak dedim.Kraliçeye uygun bir dille söyle.Bir kere o boktan prensle dans ettim diye onunla evlenecek değilim."dedim tam odadan gidecekken kolumdan tuttu.

"Clarke bizi yalnız bırakabilir misin ?"dedi annem.

"Tabiki."dedi ve kapıdan çıkmadan bana baktı ardından da odadan çıktı.

"Bu fırsat bir daha gelmez.Her kadın gibi sen de evleneceksin.Beni dinle.Evde kuruyup gitmek mi istiyorsun ?"

"Hayır ama bunun yolu evlenmek olmamalı."dedim.Bir kere ama sadece bir kere bile olsa benim gerçekten ne hissettiğimi umursamamıştı kimse.

"Ne istiyorsun bu hayatta Lexa ? Ne yapacaksın ? Söyle bana.Evlenmeden bir hayat geçer mi ?"Ne saçmalıyordu bu kadın ?

"Anne..Sana istediğim şeyi anlatsam bile beni anlamak için uğraşmayacaksın.İstemiyorum ve bu kadar.Beni hiçbir şey için zorlamayın.Clarke ve Ella ile aynı evde yaşamaya başlayacaksın dediniz istemediğim halde tamam dedim.Başkasının evimde, odamda olması benim için kolay mı sanıyorsun ? En azından bir kere bir şeye hayır deme hakkım olsun ya şu hayatta.Beni boğuyorsunuz.Her gün.."dedim ve kolumu çekerek salondan çıktım.Merdivenlerde oturan Clarke'ı gördüm.Başını kaldırıp bana baktı ve yavaşça ayağa kalktı.

"Beni istemediğini biliyordum Lexa ama bu denli olduğunu bilmiyordum."dedi.Yukarı doğru çıkmaya başladı.Hayır,hayır..Arkasından giderken konuşmaya başladım.

"Clarke öyle değil.Lütfen durur musun ?"Cevap vermedi.Merdivenlerden çıkmıştık.Odalarımızın olduğu kata geldik.

"Bak bir beni dinle lütfen."dedim ama hala cevap yoktu.Odasına girmeden sertçe onu kolundan tuttum.Önce kolundaki elime sonra yüzüme baktı.

"Ne var ne ?"diyip bağırdı.

"Öyle değil.Sadece anneme durumdan bahsediyordum."

"Madem kolay değil ben gideyim bu kattan.Sen de rahat edersin."dedi ama ben başımı sağa sola salladım.

"Hayır.Gitmeni istemiyorum.Neden anlamak istemiyorsun ?"dedim.

"Bırak kolumu."dedi ve kolunu çekti.

"Bak duymanı istemezdim bunları ama şunu anlamanı istiyorum.Nasıl bir hayat yaşadın bilmiyorum.Bana hiçbir zaman söz hakkı verilmeyen bir evde yaşıyorum.Hiçbir şey gerçekten istediğim gibi olmuyor.Ben bundan bahsettim şimdiden değil."dedim.

"Ayrıca ikimiz de başta istemiyorduk birlikte yaşamayı."diye de ekledim.

"Bunun değiştiğini sandım.Bunu tekrar dile getirmen zihninde bir yerlerde gerçekten de hâlâ yeterince öyle olduğunu gösteriyor bence."dedi ve kollarını birbirine kenetledi.Sinirliydi.Kendimi açıklamak her zaman benim için zordu.Kelimeleri seçmek zordu.O konu olduğunda daha da zordu..

"Ne yapabilirim ?"

"Ne ?"

"Bana inanman için ne yapabilirim ?"dedim.

"Göster bana."

"Neyi ?"

"Bana değer verip vermediğini."dediğinde istemsizce bir elimi yanağına yerleştirdim.Gözlerini sıkıca kapattı ve derin bir nefes alıp verdi.

"Tabiki veriyorum.Vermeseydim bunu anlardın.Kimsenin peşinden koşmamıştım daha önce."dediğimde gülümsedi.

"Sana kızmak istiyorum.Çok kızmak, bağırmak."dedi ve gözlerime baktı.

"Ama yapamıyorum."dedi.

"Bende..."dedim ve ekledim.

"Odama girdiğinde çok sinirlendim.Sana bağırmak istedim ama yapamadım."Biraz ona doğru yaklaşmıştım.

"Neden yapamıyoruz ?"dedi o da bana yaklaşarak, birbirimize yakındık.Konuşmak için tam ağzımı açacaktım ki arkadan bir ses geldi.Hemen elimi yüzünden çektim.Neden yaptığımı bile bilmiyordum bunu.

"Efendim odalarınızın temizlik günü.Önce sizinkinden başlanacak."dedi görevlilerden biri.

"Tamam temizleyebilirsin."dedim ama hâlâ Clarke'a bakıyordum.Bu konuşmanın yarıda kesilmesi kötü olmuştu.Ağzımı oynatarak 'konuşacağız' dedim.

Sesli bir şekilde "Görüşürüz Clarke.Birkaç işim var."dedim ve arkamı döndüm.

"Birkaç eşyamı alayım."diyerek kağıtlarımı aldım.Ardından aşağı indim.

—•—

Kendimi Anya'nın evinde buldum.Zaten kendisi bize çok yakın oturuyordu.Uzun zamandır da şu düğün meseleleri yüzünden gidemiyordum.Ona biraz bu olanlardan bahsettim ve şaşkınlıkla,

"Oha Lexa."dedi.

"Sen..Sen ondan hoşlanıyor musun ?"

"Saçmalama istersen o bir kadın."dedim ve arkama yaslandım.

"Kadın olması ondan hoşlanmayacağın anlamına gelmez ki.Kimi seveceğimizi seçemeyiz."dedi.Kendisi daha önce birinden hoşlanmış ama cesaret edememişti.

"B-ben bilmiyorum."Yavaşça elimi tuttu.

"Kendini bir şey hissetmemeye zorlama yani akışına bırak.Olacaksa olur."Bunu konuşmamız çok garipti.

"Böyle bir şey olmayacak Anya."diyip alaycı bir şekilde güldüm.

"O zaman prensle evlenip on tane çocuk doğurursun."dediğimde gözümü devirdim.

"Asla öyle bir şey olmayacak.Clarke'ı düşünmekten o mesele aklımdan çıktı."

"Clarke biriyle evlense ne hissederdin ?"dedi.Şaşkınlıkla ona baktım.

"Hiçbir şey hissetmem."Dedim ama bu bir yalandı.Böyle bir şey olmasını istemezdim elbette yanında daha çok kalıp onu tanımak isterdim..Sinirlenirdim de..Belki o da bu evlilik meselelerinden duyduklarına da ayrıca sinirlendi.Of kafam çok karışık.

"Yalan söylüyorsun."

"Hayır."

"O zaman neden ona kızamıyorsun ?"

"Anya ben gidiyorum."diyip ayağa kalktım.Onun sinsice güldüğünü görüyordum.

"Bir kafamı dinletmedin be !"dedim kapıdan çıkarken.

"Görüşürüz prenses."

"Anya gelip seni öldüreceğim."diyip arkamı döndüğümde kapıyı kapadı.Neden kızamıyordum gerçekten ? Cevabını bilmediğim bir soruydu bu..

"İçinde, ta derinde zulmün kıvılcımlar yanıp sönerken bile sana kızamıyorum, senden nefret edemiyorum. İnsanı büyülüyorsun."
-Ümit Yaşar Oğuzcan

The World Within Us || (g&g)Where stories live. Discover now