5.7

12.2K 799 157
                                    

Ben geldimmm naber tavşanlarım?

Çoook özür dilerim ancak gerçek bölüm atamıyorum ve bu sorunda hemen çözülmüyor. Zorlanarakta olsa bölüm atmaya çalışıyorum. Beni anlayacağınızı biliyorum. Anlayışınız için çok teşekkür ederim.

Bölümü yapabildiğim ilk anda attığım için düzenlemedim hata varsa şimdiden kusura bakmayın lütfen.

İyi okumalar...

Zaman hayatın size kurduğu bir tuzaktı. Bu tuzağın sonu her insan için aynı sonuçlanandı, bu ölümdü. Tuzak olan tarafı ise en can yakandı. Bu ömürdü, içine onlarca, yüzlerce hatta binlerce acı sığdırırdı. Bazı ömürler ise acı çektirendi.

Kendi tutsağının canını yakmaktansa etrafındakilerin canını acıtırdı.

Ben hep canı acıyan kişi olmuştum, canımı acıtanlar ise belliydi.

Ancak zaman bu kez bana acımıştı.

Canımı yakanların canını almıştı, bu belki de yaratıcının lütfuydu.

Hiçbir insanın ölümü hakkettiğini düşünmedim bu zamana kadar ancak şu anda hissettiğim huzur? Bu huzur her şeye değerdi.

Annemin, babamın ve benim
yaşadıklarımın karşılığıydı, bu. Çünkü; 

O ölmüştü, hayır onlar ölmüştü.

Bundan iki hafta önceye gitti aklım, zaman geriye sardı adeta zihnimde...

Emir'in beni bırakıp onu yoğun bakıma girecek kadar dövmesinin sonucunda onun hala bilinci yerine gelmemişken mahkeme olmuştu.

Emir’i ilk defa bu kadar sinirli ve durdurulamaz şekilde görmüştüm. Yıllar önce o adamın bana yaptığı gibi acı bağrışlarına kulaklarını kapatmıştı.

Neredeyse yüzünde mor olmayan bir nokta bırakmamış, bi ara nefes alamamasını dahi hatırlamıştı.

O bunu yaparken bir polis olduğunu unutmuştu ancak hatırladığında dahi yüzünde herhangi bir pişmanlık var olmamıştı. Aksine daha fazlasını yapamadığı için sinirlendiğini hissetmiştim.

Cenk ve benim ifadem sayesinde ise 9 yıl hapis cezası almıştı. Tabi ki kardeşi ve kardeşinin karısı da suç ortağı olarak 3 yıl hapis cezaları almışlardı. (çok detaylı bir araştırma yapamadım yanlışım varsa düzeltebilirsiniz)

Evet, asla hak ettikleri bir ceza süresi değildi ancak Cenk peşini bırakmayacağını ve cezalarını uzatacağına söz vermişti. Hoş, buna gerek kalmamıştı.

İfademi bir psikolog gözetiminde vermiş olmama rağmen krizler geçirmiştim ve 2 günde zorlukla ifadem alınmıştı.

Çocukluğuma inmek özellikle de daha yeni yeni kabullendiğim gerçeklerle tekrardan yüzleşmek nefesimi kesmişti. Bir gölge gibi tekrardan tenime değen iğrenç dokunuşlar bedenimde iz bırakırken yaşmak çok daha zordu.

Benim tuzağım bir çocuğa göre fazla acımasız olmuştu, bunu hak etmemiştim.
Sadece bende değil bunu yaşamak zorunda olan hiçbir çocuk veya insan bunu hak etmemişti.

Bu durum hem beni hem de Savaş ve Emir'i çok fazla yıpratmıştı ancak değmişti. Tüm o iğrenç hislere değmişti çünkü artık bir daha bunları hissetmeyecektim. 

Son bir haftada artık bu duruma alıştığımızdan mıdır bilinmez normal hayatımıza hızla dönmüştük.

Tabi bu amca olayı basının ve magazinin ilgisini oldukça çekmişti. Unuttuğum bir şey daha vardı, ifadem bilinmeyen bir şekilde basına sızdırılmıştı.

Bu yüzden bir iş birliği yapmakla Savaş da benim gibi ilgilenmiyordu. Ancak tüm basının dikkatini çeken bu haber yeni bir gündemle karşımdaydı, bunu yeni öğreniyordum. Televizyondaki haberi tekrardan izledim, bu kaçıncıydı bilmiyordum ancak inanamıyordum. İnanamadığım o ses tekrardan duyuldu.

"Son dakika sayın seyirciler! İki hafta önce tutuklanan İdris ve İsmet Yıldırım kaldıkları cezaevinde bıçaklanarak öldürüldü! Kimin yaptığı belirlenemeyen bu suçu polis araştırmayı reddediyor.

Ayrıca İsmet Yıldırımın karısı Ş.Y'ında (Şule Yıldırım) aynı saatler içinde dövüldüğü ve şu anda yoğun bakımda olduğu açıklandı..."

Tekrar ve tekrar dinlediğim şeyleri zihnim adeta reddediyor, kabullenemiyordu.
Bir yanım yaptıklarının cezasını bu kadar kolay ödememeleri gerektiğini söylerken diğer tarafım ise...

Ölmüşlerdi....ölmüşlerdi...

Hayır, öldürülmüşlerdi.

İki insan ölmüştü ancak neden bu kadar huzurlu hissediyordum, bu yanlıştı. Diğer tarafım bunu hissediyordu, huzuru. Mutlak huzuru.

Çalan kapı ile yerimden sıçradığımda derin bir nefes aldım. Ne zamandır bu şekilde televizyona bakıyordum bilmiyordum ancak dalacak kadar uzun zaman geçtiği belliydi. Ayağa kalkarak hızla kapıyı açtım. Savaş'ı görmemle öğrendiğini anlamam uzun sürmemişti. Hızla kollarımı boynuna doladığımda beni kollarının arasına almıştı. Yüzümü boynuna gömdüğümde saçlarımı okşamaya başlamıştı bile. "Geçti, bebeğim. Geçti, birtanem. Geçti, sevgilim..."

Geçmişti, artık yoklardı. Artık gerçek anlamda güvendeydim.

İçimde adını koyamadığım bir his vardı, bu huzurdan da öteydi ancak hiç hissetmediğim kadar rahat hissediyordum. Bu rahatlık korkusuz bir yaşamı vaad ediyordu bana.

Emir'in sesini duymamla başımı kaldırdım. Ne zamandır buradaydı? Savaş'tan ayrılarak hızla kendimi ona bıraktığımda huzur bulmuş gibi derin bir nefes aldı.
Sevdiğim insanlar benimleydi, güvendeydim ve artık o yoktu. Daha ne isterdim ki? Sırtımı sıvazlarken derin bir aldım. Sanki bir daha bu huzuru bulamayacakmış gibi kokusunu çektim, içime.

"Başardın, Emir. Beni korudun. teşekkür ederim abi, çok teşekkür ederim."

Bu ona ilk abi değişim değildi ancak şu anda söylememin anlamı kesinlikle farklıydı ve bunu ikimizde biliyorduk. Bu artık onun benim ailem olduğunun kesin kanıtıydı.

Zaten bu zamana kadar bu böyleydi ancak ilk defa bunu sesli bir şekilde dile getirmiştim.

Akmaya başlayan göz yaşlarımla kollarımı daha sardığımda ondan bir hıçkırık duyuldu. İkimizde ağlayarak birbirimizi sardığımızda bunun son gözyaşlarımız olacağını biliyorduk, en azından içinde acı barındıran son gözyaşlarıydı bunlar.

Her şey geçmişti, tüm acılarımın merhemi artık sürülmüştü.

Yazar bu hikaye de bana ilk kez gerçek huzuru bahşetmişti ancak bu son değildi. Artık gelecekte sadece huzur vardı.

Bir hayalperestin hayal dünyası ilk defa bu kadar renkliydi ve bu renkler bir daha asla yok olmayacaktı. 

Evet, bitti nasıldı?

Öncelikle bölüm içime sinmedi ve oldukça kısaydı ancak düzenleme veya yeniden yazma gibi bir imkanım yok maalesefki. Umarım güzel olmuştur.

Final normal de 4 bölüme olacaktı ancak şu anda kafamı vererek yazamıyorum ayrıca eklemek istediğim bir kaç sahne var. Yani final bu hafta içinde olacak olsada belirli bir bölüm sayısı yok.

Ayrıca o insanlar bunları hak etti ve yazdığım, sonunda yazdığım içinde çok mutluyum.

Ben kaçıyorum o zaman

bu sorunun hemen çözülmesi ve sizinle daha rahat iletişim halinde olmak dileğiyle.

Bu arada hikayede çözülmeyen bir şey var mı? Olabildiğince açıklamaya çalışırım, söylerseniz.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın Seviliyorsunuz ♡

Instagram: elasu-gr


HAYALPEREST/ Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin