Bölüm 29:Ofis.

3.3K 351 26
                                    

Elimdeki kahve bardağımın etrafına parmaklarımı dolayıp dudaklarıma götürürken bilgisayarımdaki çizime bir göz attım.Sıcak kahve boğazımdan geçerken derin bir nefes alıp arkama yaslandım.

Gerçekten Alparslan'ın yaptığı bitki çayları işe yaramıştı.Neredeyse bir hafta yattığım yataktan sonunda bugün kalkmıştım.Ofise bir hafta gelmediğimi bilen çalışanların kötü bakışlarına maruz kalsam da ben Ahmet'e durumu anlamıştım.O da anlayışla karşılamıştı.
Zaten eksiklerimi hastayken bile yattığım yerden bilgisayarımdan tamamlamıştım.

Kahvemin son yudumunu da içip masamdaki çikolatayı elime aldığımda kapının tıklatıldığını işittim.Kafamı kaldırarak şaşkın şekilde dudaklarımı araladım.

"Buyrun?" Şaşkındım, çünkü bu saatte odama kimse gelmezdi.

Seslenmemden iki saniye kadar sonra kapı yavaşça açıldı.Çatılı kaşlarla kapıya bakarken içeriye iri bedeniyle Alparslan'ın girdiğini görünce şaşkınca dudaklarımı aralayıp ayaklandım.

"Alparslan?"

Alparslan sakince içeri girip kapıyı kapattı.Odanın içinde birkaç saniye gözlerini odada gezdirdi.Daha sonra bakışları beni bulunca masanın etrafında dolanıp ona doğru adımladım. Anında gülümseyerek kollarını açtığında gülümsedim.

Tam önüne gelip kollarımı boynuna doladığımda anında belimi kavrayıp beni kendine doğru çekti ve boynuma sıkı bir öpücük kondurdu.Gözlerimi kapatarak derin bir nefes alırken o tekrar boynumdan öptü.Birkaç dakika sonra geri çekildim.O ellerimi sıkıca tutmuştu, içim sıcacık olmuştu.

"Ne işin var burada?" dedim hâlâ güleç olan yüz ifademle.Tekrar yüzünü yüzüme yaklaştırıp burnunu burnuma sürttü ve dudaklarımdan sıkıca öptü.

"Bebek sevgilimi özledim,olamaz mı?" dediğinde şımararak kıkırdadım. Yine kollarımı boynuna dolayıp göğsüne yaslandığımda çenesini başımın üstüne koyup iki eliyle belimi kavradı. "Ne güzelmiş odan."

Söylediği şeyle kafam göğsündeyken kafamı salladım."Evet, ben seçtim biliyorsun burayı?" dediğimde göğsünün titremesinden güldüğünü anladım.

"Biliyorum,o yüzden bu kadar güzel zaten." diyerek saçlarımı öptüğünde ağzımdan 'yaa' diye bir ifade çıkmıştı.
Gülümseyerek beline sıkı sıkı sarıldım.

Birkaç dakika önce can sıkıntısından ölüp bayılırken şimdi içimde kelebekler uçuşuyordu.

Ben hâlâ onun göğsündeyken Alparslan beni geri geri doğru götürüp bir elini kalçama attı.Gülümseyen ifadem yavaşça solarken kalçam masaya çarpınca kafamı kaldırıp onun gözlerine baktım.

O da gözlerini odamdan çekip benim gözlerime indiğinde gülümseyerek dudaklarımı dudaklarına sürttüm. Sinsice gülümseyip dudaklarımı sıkıca öptü.

"Yaramazlık mı istiyormuş, azgın bebek?" dediğinde kafamı iki yana sallayarak dudaklarından öptüm.Baygın bir ifadeyle beni izliyordu.

"Bilmem,istiyor muyum?" diyerek kendimi ona doğru sürttüm.Dişlerini sıkarak dudaklarıma baktı.

"Bebeğimin çalıştığı yeri incelemeye gelmiştim, gördüm de.O zaman artık gitmeliyim." dediğinde kaşlarımı çattım.
Resmen benimle oynuyordu.

"Gitme.." diye mızmızlandım tekrar kafamı göğsüne yaslayıp kedi misali kendimi sürttüğümde bir elini kalçama indirip sertçe sıktı.Gülümseyerek boynuna hafifçe dudaklarımı bastırdım.

"İşim var seninle..Gider miyim hiç.." diyerek dudaklarıma yapıştığı anda tıklanan kapıyla duraksadı.Korkuyla Alparslan'ın göğsünden itip kendimden uzaklaştırırken üzerimi düzelterek boğazımı temizledim.

"Buyrun!" diye seslenip Alparslan'a baktığımda sinirden dişlerini sıktığını gördüm.Bu hâline gülmek istesemde o an yapmadım.

Kafamı çevirip kapıya baktığımda bu sefer gelenin Ahmet olduğunu gördüm.
Elindeki birkaç kağıtla içeri girip bakışlarını önce bana daha sonra Alparslan'a çevirdi.Kaşları kısa süreli çatılırken bana döndü.

"Deniz bey?" diyerek Alparslan'a baktığında terleyen ellerimi pantolonuma silip tekrar boğazımı temizledim.

"Ee şey, çalıştığım yeri ziyaret etmeye geldi de,bende odamı tanıtıyordum. Sizde tam o sırada geldiniz aslında-" diye saçma sapan bir şeyler gevelediğim sırada sözümü kesen Alparslan olmuştu.

"Sevgilisimin çalıştığı yeri görmek istedim,siz gelmeden önce de öpüşüyorduk." dediği anda gözlerim şokla büyüdü.Korkuyla Ahmet'e bakıp öksürürken Ahmet'in kaşlarının havalandığını görmüştüm.

"Öyle mi?" dedi Ahmet büyük bir ima ile.

Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim.
Şuan gerçekten utançtan yerin dibine girmek istiyordum.Yutkunarak tekrar Ahmet'e baktığımda Ahmet boğazını temizleyerek elindeki kağıtları masaya bıraktı.

"Burası bir çalışma ortamı Deniz bey. Lütfen sevgilinizle yaşadığınız özel anları daha uygun yerlerde yaşayın." dediğinde mahçup bir şekilde kafamı salladım.

"Tabi efendim..Haklısınız." diye mırıldandığımda yine Alparslan'ın sesini duydum.

"Sevgilimle yaşayacağımız özel anları nerede yaşayacağımızı size soracak değiliz." dediğinde yanına gidip kolundan tuttum.Arkana belini hafifçe sıkıp Ahmet'e baktığımda sinirli bir nefes aldığını gördüm.

"Haddinizi bilin." dedi ve bana döndü Ahmet."Deniz bey sizde ofisime kimleri sokup sokmayacağınızı daha iyi seçin bundan sonra." dediğinde hızlıca kafamı salladım.

"Çok özür dilerim,bir daha tekrarlanmayacak." dediğimde Alparslan tekrar hareketlendi.Onun kolundan tutarken Ahmet tekrar ikimizi birden baştan aşağıya süzüp odadan çıktı. Büyük bir sinirle Alparslan'a dönüp omzuna vurdum.

"Napıyorsun sen ya?!" diye bağırdığımda omuz silkerek masama doğru ilerledi.
Masamın etrafından dolanıp sandalyeme oturdu ve masanın üzerindeki çikolatamdan bir ısırık aldı.

"Öyle üsten üsten konuşmasın gevşek." diyerek ağzındaki çikolatayı çiğnediğinde kaşlarımı çatarak yanına doğru ilerledim ve masadaki buruşuk kağıtlardan birini ona doğru fırlattım.

"Ya hâlâ ne diyor! O patronum benim patronum!" diye cırladığımda arkasına yaslandı.Beni baştan aşağıya süzüp eliyle kasıklarına iki kez vurdu.

"Gel bakayım." dediğinde sinirle ayağına vurup ofladım.

"Gelmiyorum! Bir süre unut sen kucağı!" dediğimde gülerek çikolatamı yemeye devam etti.

Bu sözün geçerliliğinin sadece bir dakika olduğunu en az benim kadar o da biliyordu.

-

-

-

Biraz smut yazalım bari..

Öptüm kocaman 🤍

KENAR MAHALLE (GAY)Where stories live. Discover now