][ 21 ][

19.6K 1.2K 263
                                    

Herkese selam.

Haftanın ikinci bölümü ile karşınızdayım.

Hepinize iyi okumalar diliyorum ballarım.

••••••

Buket Hanım mutfakta ki son hazırlıklara bakmak için yanımdan ayrılmıştı. Bende avluda öylece dikilmenin mantıksız olduğunu düşünüp koltuğa oturmuştum.

Gözlerim , tahmin ettiğim kadarıyla kendi odasının olduğu koridordan gelen Göktuğ'ya takılmıştı. O her zaman ki gibi rahat giyinmişti. Pantolon ve kısa kollu t-shirt bile onu çok yakışıklı gösteriyordu. Yüzüne baktığım da gergin bir şekilde bana doğru geldiğini görmüştüm. Aramıza biraz mesafe koyarak oturduğun da ona doğru dönmüştüm.

" Bir sorun mu var ? Gergin görünüyorsun. "

Göktuğ sorum ile zaten karışık olan saçlarını elleri ile daha da dağıtmış ve cebinden telefonunu çıkarmıştı. Elleri klavyenin üstünde gezinirken bana birşey yazdığını anlamıştım. Yazmasının bitmesi ile telefonunu bana doğru tutmuştu.

Genelde kalabalık ortamları sevmiyorum. Ayrıca Atlas yanımda olmadığı için de kendimi huzursuz hissediyorum.

Okuduğum nottan kafamı kaldırıp Göktuğ'ya baktığım da ise bana baktığını görmüştüm. Sanırım Atlas yanında yokken Göktuğ'ya ikide bir laf atıyorlardı ve bu durum Göktuğ'yu çok geriyordu. Ona anlayışla bakıp gülümsemiştim. Sonra bir anda aklına gelmiş gibi telefonu eline alıp hızlıca birşeyler daha yazmaya başlamıştı. Geri bana telefonunu uzattığın da okumaya başlamıştım.

Bu arada çok güzel olmuşsun.

Hiç beklemediğim bir not karşısında ona şaşkın olduğumu belli edercesine bakmıştım. O ise bana gülümseyerek bakmıştı. Utandığımı hissettiğim de kafamı başka yere çevirmiştim. Bunun üzerine Göktuğ'nun daha çok güldüğünü hissetmiştim.

O sırada içeri giren bizimkiler ile gözlerim onları bulmuştu. Hepsinin yüzünde o maske vardı. Her zaman ki gibi soğuk bakışları ve her an birisini öldürecekmiş gibi bakan gözleri karşısında bir an yadırgamıştım. Bana karşı olan tavırlarına alıştığım için bu halleri çok garip geliyordu. 

Ben onlara kaşlarımı çatarak baktığım da onlar bana hiç yüz vermemişti bile. Daha demin ki mevzu için trip felan mı yiyordum ben? Bu tavırlarına çünkü başka seçenek kalmamıştı.

İster istemez gözlerim dolduğun da kollarımı göğsümde bağlamıştım. Bir anda bana olan ilgilerini bırakınca yadırgamıştım ve ben bu duyguyu hiç sevmemiştim. Onlara ilk kez alıştığımı şimdi anlıyordum.

Birde benim küçücük olayda kafamda kurarak iyice büyüttüğüm oluyordu. Bunu ister istemez yapıyordum. Elimde olan birşey değildi.

Yada acaba başka birşeyi mi sinirlenmişlerdi ? Çünkü sanki benim burda olduğumu bilmiyormuş gibilerdi. En son onların da bizle gelirken bir anda Atalay Bey'in çağırması ile hepsi babalarının yanlarına gitmişlerdi.

Morelim ister istemez bozulduğun da iyice somurtmuştum. Denize baktığımda ise onun sadece yere kilitlenmiş bir şekilde baktığını görmüştüm. Rüzgâr burada yoktu. O neredeydi ? Yokluğu ile kaşlarımı çatmıştım.

Ben tam ne olduğunu soracakken bir adamın gelip ağam ağam geldiler demesiyle düşüncelerim hızla kaybolmuştu. Çünkü gelenleri şuan daha çok merak ediyordum.

Aslanlar ailesinin avluya toplanması ile ilk defa onları bir arada görmem ile şaşırmıştım. Geldiğimden beri ne amcamlarla tanışmıştım ne de halalarım ile o yüzden bir yandan da onları inceliyordum. Atalay Bey'in geldiğini gördüğümde ona doğru bakmıştım. Onun da gözleri sanki birisini arıyormuş gibi dolandığında en son bende durmuştu gözleri. Bana bakması ile gözlerinin içi parlamış , gülümsemeye başlamıştı. Benim yanıma doğru geldiğinde ayağa kalkmıştım istemsizce misafirler geleceği için.

AslanlarWhere stories live. Discover now