Vuslat elinde Asya'nın tuttuğu pastanın aynasını tutuyordu. "Doğum günün kutlu olsun, Atlas'ım." dedi içten bir tebessümle. "Hadi bir dilek daha tut."
"Vuslat." diye fısıldadı Atlas gözleri yaşlarla doluyken. Ardından aralarındaki mesafeyi büyük üç adımla kapatıp Vuslat'a sıkı sıkı sarıldı.
Vuslat pastayı dikkatlice sağ eline aldıktan sonra Atlas'a sol eliyle sarıldı ve onun bedenini kalbinin üzerine bastırdı. "32. yaşın kutlu olsun güzel gözlüm."
Atlas geriye çekildikten sonra Vuslat'ın yüzünü ellerinin arasına alıp başparmağı ile kirli sakalını okşamaya başladı. "Çok teşekkür ederim. O kadar uzun zamandır doğum günümü kutlamıyordum ki bugünün doğum günüm olduğunu unutmuşum bile." Ardından tebessümle Vuslat'ın gözlerinin içine baktı. "Ama sen unutmamışsın."
Vuslat hâlâ mumları yanan pastayı kenardaki masanın üzerine koyduktan sonra Atlas'ın ellerini ellerinin içine aldı. "Gönül isterdi ki Asya'yı da buraya getireyim ama olmadı, doktorlar izin vermedi."
"Olsun." dedi Atlas gülümseyerek. "Onun yüzünü gördüm ya, o bile yeter. Ne zaman çekti bu videoyu?"
"Yaklaşık iki saat önce."
"Yılmaz Bey izin verdi mi?"
"Verdi." Vuslat onun alnına doğru düşmüş birkaç saç telini geriye doğru iteledi. "Kısa bir video çekebileceğini söyledi. Ardından da videoyu bana attı."
Atlas onun yüzüne dakikalar boyunca baktı. Ardından uzanıp Vuslat'ın dudağının köşesine bir öpücük bıraktı.
Atlas'ın dudağı Vuslat'ın dudağına değmişti.
Ufak bir değişti.
Ama değmişti.
Vuslat'ın gözleri kocaman açılırken Atlas dudağındaki gülümsemeyi silmeden onun yanağını okşamaya devam etti. "Beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin."
Vuslat boğazını bir kez temizledikten sonra pastayı gösterdi. "Hâlâ üflemedin."
"Ah, evet, doğru." Atlas geriye çekildi, tişörtünü aşağıya doğru çekip önünü düzelttikten sonra eğildi ve içinden bir dilek tutup mumları üfledi.
"Dileğin neydi?" diye sordu Vuslat bıçağı ona uzatırken.
Atlas gülerek ona baktı. "Söylersem gerçekleşmez."
"Ben gerçekleştiririm." diyerek omuz silkti Vuslat. "Söyle hadi."
Atlas onun kendinden emin tavrına baktıktan sonra güldü. "Pekâlâ. Asya ile lunaparka gitmeyi diledim."
Vuslat bir şey söylemedi ama gülümsedi.
Ardından Atlas elindeki bıçak ile pastasını dilimledi ve bir tane tabak alıp ilk dilimi Vuslat'a uzattı. Sonrasında da kendi dilimini alıp arkasındaki sandalyeye oturdu. "Yani restoranı kapattırdın?"
"Bu en basit kısmıydı."
"En zor kısmı hangisi oldu?"
"Sana yalan söylemek." Vuslat arkasındaki sandalyeye oturup elindeki pasta yanağını masanın üzerine bıraktı. "Sürpriz için bile olsa sana yalan söyledim. Zaten bu yüzden kaçtım hemen." Ardından güldü. "Sürpriz yapma konusunda biraz kötüyümdür. Bunu belli etmemek için aramadım seni bana mesaj attığında."
"Açıkçası..." diyerek alt dudağının sol köşesini hafifçe ısırdı Atlas. "Bir an sandım ki, akşam yemeğin normal bir yemek değil de, randevu gibi bir şey."
Vuslat'ın ağzı aralandı, kaşları hafifçe çatıldı. "Randevu gibi mi?" diye sordu anlamamış gibi. "Yani başka birisi ile romantik bir yemeğe mi çıktığımı düşündün?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vuslat , GAY
RomanceJigololuk yapan Atlas'a, iş adamı Vuslat Kozoğlu'ndan güzel bir teklif gelmişti. Tamamlandı → Bu iki erkeğin aşkını anlatan bir kitap. Eğer homofobikseniz lütfen içeriye girmeyin. Bu size hitap etmez. → Fazlaca yetişkin sahneler bulunmaktadır. 🎵ht...