⋆༺𓆩17𓆪༻⋆

704 77 14
                                    

Gece cayır cayır yanan orman sayesinde aydınlanırken bunun bir öncekinden çok daha büyük bir yangın olduğu gün gibi ortadaydı.

Minho alevlerin sıcaklığını metrelerce uzaktan dahi rahatlıkla hissedebiliyordu.

Ambulanslar sıra sıra dizilirken bir yandan da ormanın çeşitli bölgelerine geçen seferki gibi sağlık çadırları kuruluyordu.

Minho alana ulaşır ulaşmaz direkt olarak müdahaleye dahil olmuştu. Neyse ki bu defa ellerinde büyük bir avantaj vardı.

Şehir kundaklamalarının oranında fazlaca bir düşüş söz konusuydu, kundaklanan şeyler ise yalnızca araçlarla sınırlıydı.

Haliyle araçlara müdahale etmek çok daha hızlı ve kolay oluyordu. Bu sebepten ötürü de itfaiyecilerin büyük bir kısmı orman müdahalesine rahat bir şekilde dahil olabiliyordu.

Helikopterler aydınlanan gökyüzünde bir sağa bir sola hareket ederek hiç durmaksızın su taşımaya devam ediyorlardı.

Saatler sabahın sekizi gösteriyorken, sivil halk da yangını yeni yeni öğreniyordu.

Minho uzun saatlerin ardından bir süreliğine dinlenebilmek için bulduğu ilk yere oturup kendini toprak zeminin üstüne bıraktı.

Ayakları ve kolları sızım sızım sızlıyor, başı da fena halde ağrıyordu. Üstelik fazlasıyla yorgun ve açtı.

Tüm bu etkenler birleşerek onun kendisini hasta hissetmesine sebebiyet veriyordu.

Sahip olduğu direnç çeşitli sebeplerden dolayı iyice kırılırken yeniden aynı şekilde ayağa kalkıp kalkamayacağından emin değildi.

Çok geçmeden müdahale planlamacılarından biri Minho'nun yanına gelerek konuştu ''Sağlık çadırlarının kurulumu tamamlandı, lütfen gidip biraz dinlenin.''

Minho yerde oturmaya devam ederken konuştu ''Teşekkür ederim.'' cümlesini bitirdikten yaklaşık olarak bir dakika sonra zar zor ayağa kalkmayı başarabildi.

Bakışları kendisine doğru gelmekte olan arkadaşını yakaladı. Onun fazlaca bitkin olduğunu gördüğündeyse ona doğru yürümeye başladı.

Arkadaşının yanına yaklaştığında ''İyi misin?'' diye sordu endişeyle, adam başını olumluca sallarken öksürdü ve istemeyerek bir ironi yaratmış oldu.

Maske takıyor olsalar dahi dumanın bir kısmını solumaktan kaçınamıyorlardı. Bu sebeple birlikte de ciğerleri çok olmasa bile hasar alıyordu.

Hazırlıksız yakalanmışlardı, bu kez daha derinlerde yer alan bir ormandaydılar ve her zamanki gibi ekipman sıkıntıları vardı.

Sırtlarında yer alan oksijen tüpü bittiğinde maskelerindeki filtreleme moduna geçmek zorundaydılar.

Minho arkadaşının bedenini hiçbir şey demeden sıkıca kavradı ''Gel, biraz dinlenmeye gidelim.'' arkadaşı bu duruma itiraz etmedi.

Sonuçta her ikisi de sabahın ilk ışıklarından beri alevlerle boğuşuyorlardı.

Kendilerine en yakın olan çadıra ellerinden geldiği kadarıyla hızlıca yürüdüler.

Sağlık personelleri onlar için temiz ve kuru kıyafetler temin ederlerken bir yandan da yemeleri için yiyecek verdiler.

İki arkadaş birlikte yatakhane kısmına geçip üstlerini değiştirdiler. Ardından da karınlarını doyurmak için yataklarının üstüne oturdular.

Adam yemeğine öylece bakarken konuştu ''Kendimi iyi hissetmiyorum. Ne bedenim ne de zihnim artık kaldıramayacağım kadar ağır geliyor.'' yüz ifadesi hislerinin ağırlığını doğruluyordu.

Fire, Doctor! | MinsungWhere stories live. Discover now