KONSER ||

-KESİŞME-

başka dönemlerdeyiz şimdi beklesen de; kızım, epey sabrettim ben de ama kapandı bu perde

Merla Ağzından

İki hafta geçmişti. Talu'ya gerçekten ilgi duyuyordum fakat hala her şeyimizi paylaşacak kadar ilerlememiştik. Karina'yı bile görmedim. Ama vicdan dışında mutluydum. Ailemle hiçbir zaman sıkı bir bağımız olmadı. Babam yüzünden... Annem elinden geleni yapardı ama babamın gözü hep dışardaydı. Yıllarca ne yaşasak da annem seviyorum der ayrılmazdı. Annem de alışırdı. Babam zaten umursamazdı. Erin ve Karina hariç de pek bir yakınım yoktu. Onları da kurtaracaktım diğer tüm kadınlarla beraber. Artık vicdanım da rahatlıyordu. Onun dışında biraz Talu ile olan ilişkimden bahsedeceğim. Talu'yla o günden sonra hiç o konuları açmadık. Talu kızlara daha iyi davranıyordu. Öfkesi azalıyordu. Ona iyi geliyordum. Onu tamamen iyileştirmek istiyordum. Talu iki haftadır her gün ayrı bir sürprizle geliyordu yanıma. O cani adamın içindene bir romantik çıkmıştı. Mücevherler, çiçekler, sürpriz yemekler ve gezintiler, davetler... Toplum içine bile girdik beraber. Onunlayken mutluydum da. Seviyordum da ona yakın zamanda açılmayı da düşünüyordum. Artık hazırdım. Karina ve Erin de kurtulacaktı. Çok heyecanlıydım. Beni üzen tek şey geçmişim. Bundan birkaç hafta önce lise son sınıfta okuyan, tek hayatı arkadaşlarıyla takılmak ve ders çalışmak olan 18 yaşındaki bir kızdan; bir kadın düşmanı örgüt patronuyla ilişkisi olup onu iyileştirmeye çalışan ve okulundan uzak bir kadına dönüşüyordum. Üniversite hayallerim bitmişti. Ama fedakarlığımın bedeli üç yüzü aşkın kadının mutluluğu olacaktı. Çünkü aşk tüm yaraları kapatır, tüm acıları dindirir. Yeter ki acının ta kendisi olmasın. 

Birkaç Gün Sonra

Hazırdım. Talu ile gerçek bir ilişki için konuşacaktım. Sabahın ışıkları uyandırdığında baş ucumdaki suyumu içerek başladım güne. Banyoya girip rutin bakımımı yaptım ve duş aldım. Her akıp giden su damlasında hafifliyordum sanki. Omzundaki yüklerden artık yavaş yavaş kurtulacaktım. Talu ile ilişkimi herkes öğrenecekti. Karina ve Erin'le burada yaşayacaktık bir süre. Her şeyi halletiğimde ise... Talu ile evlenirdim belki? Duş bitince kurulanıp dolabımın önüne geçtim. Talu en çok kırmızı rengini seviyordu. Dolabımdaki gündelik bir kırmızı elbiseyi seçip giydim. Aynı şekil kırmızı ayakkabılarımı da giyindim. Talu saçlarıma baktığında özgürlüğü görmeyi severdi. Her saçımı açık gördüğünde uzunca bakardı. Altın saçların bugün yine dünyayı selamlayan ve kimseye boyun eymemiş güneşi hatırlatıyor bana laviniam, derdi. Her lavinia dediğinde ben de mest olurdum. 

Sana gitme demeyeceğim.

Üşüyorsun ceketimi al.Günün en güzel saatleri bunlar.Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, .
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.

Saçımı tarayıp birkaç hafif takımı da taktıktan sonra parfüm sıkıp heyecanla çıktım. Stres, mutluluk ve suçluluk. Bu üç duyguyu aynı anda hissetmek yük oluyordu sırtıma. Bir an önce bitirmek istiyordum bunu. Tam odasına girecekken Karina'yı gördüm içeride. Direkt girdim odaya.

-Merlacım hoşgeldin! Bak kim burada.

-Karina?

-Merla? Sen de mi kaçırıldın?

-Biraz karışık ama burada zorla tutulmuyorum.

-Nasıl yani?